Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Eğitim sistemimizdeki çarpıklık malum. Sözüm ona fırsat eşitliği var ama; parası olana. Aileler iyi bir eğitim uğruna servet harcıyor. Paralı ders ilkokula kadar indi. Dolayısıyla tatlı bir pazar oluştu. Eş - dost, hatır - gönül, para karşılığı not iddiaları had safhada. İşin komiği de bu durumdan herkes (veli, öğrenci, öğretmen, okul) şikayetçi (!) ancak; sonuç değişmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı ise seyrediyor. İşte, idealist bir öğretmen (İzmir'de süper lisede görevli, adı bizde saklı) gözüyle eğitim sistemimizin durumu:
       Önce meslektaşlara;
       "Öğretmenler eski saygınlığını, güvenilirliğini (istisnalar hariç) maalesef kaybetti. Bencillik ve maddiyatçılık ön planda. Herşey süper liselerle başladı. Bu liselere giriş ağırlıklı not ortalamasıyla oluyor. Böyle olunca da notlar koz olarak görülüyor. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu özel derslere yöneldi. Ve bir pazar oluştu. Özel ders ilkokula kadar indi. Öğrenciler para getiren makine, veliler de yolunan kaz olarak görülüyor. Öğretmenlik ideali öldü. Aksini savunanlar ise enayi muamelesi görüyor."
       Sonra öğrencilere;
       "Çocuklar aynı sınıf içinde arkadaşlarının hangi dersten kaç aldığını biliyor. Yıl sonunda 2 - 3'lerin 5 olduğuna tanık oluyor. Üstelik çocuklar kendi aralarında, 'annem - babam şununla görüştü notumu düzeltti' diye birbirlerine hava atıyorlar. Torpil, adam kayırmayla bu yaşta tanışıp güvenlerini kaybediyorlar. Süper lisede okuyanlar normal sınıfları küçümsüyor, diğerleri de onlara kinleniyor."
       Sıra velilerde;
       "Notların yükseltilmesinde eş - dost ilişkileri almış başını gidiyor. Okul aile birliğinde çalışanlar da devreye giriyor. Kısaca torpili bulan aile çocuğunun notunu yükseltiyor. Çoğu veli bunlardan habersiz, haberi olanlar da çocuğum zarar görür diye sesini çıkaramıyor."
       Uzun lafın kısası; parası - torpili olana diploma hazır...

İshal öldürüyor

       Türkiye'de her yıl 10 bin çocuk (5 yaşın altında) ishalden ölüyor. Nedeni de cehalet... Sıcaklarla birlikte İstanbul'da ishal vakalarının arttığına dikkat çeken İl Sağlık Müdürü Mecit Çalışkan, 'ORS paketleri (mineral, tuz ve şeker içeriyor) hazırladık. Sağlık ocaklarımızda ücretsiz dağıtılıyor' diyor.
       Pis su ve bozuk gıdalara karşı da Alo 184 hattının 24 saat görevde olduğunu belirten, Çalışkan şu uyarılarda bulunuyor:
       "Sıcaklar ve elektrik kesintileri endişe verici. Tavuk - et bozulmalarına dikkat. Belediye ve bizim ekipler denetliyor ama; yetersiz. Vatandaşlar alacakları malın son kullanım tarihine mutlaka baksın, elle dokunarak ya da koklayarak incelesin."

Canavara kıskaç...

       TBMM yeni trafik yasa tasarısını tatil sonrasına bıraktı ama; vatandaştan öneri yağıyor. Ege Üniversitesi Hukuk Müşaviri Av. Lütfi Kılıç, kazaları önlemeye yönelik düşüncelerini şöyle sıralıyor:
       . Trafik ihlalleri taksirli değil, kasdi suç sayılmalı. Zira bu suç (bilerek - isteyerek - mantıklı ve de kasıtlı) işleniyor. Kırmızı ışıkta geçen, hız yapan, alkol alan suç olduğunu biliyor.
       . Bir kısım trafik cezaları anında verilmeli. Para, hapis, puan düşürme gibi. Ayrıca kullanılan araç da derhal trafikten men edilip, parka alınmalı.
       . Trafik suçunu (vatandaş, sivil - resmi polis) bildirene ve yazana, tahsil edilen para cezasından belli oranda prim verilmeli. Örneği bazı yasalarımızda var; kaçakçılılık, uyuşturucuyla mücadele yasaları gibi.

Deprem kokusu!..

       Depremi önceden bilme tartışması sürüyor. Başbakan Baş Danışmanı Ahmet Vefik Alp, uyarı cihazının doğruluğunda ısrarcı. Deprem bilimciler de aksi iddiada. Vatandaş ise Eminönü'nde deprem kuşu (!) peşinde. Okurumuz Nuri Gamsız gibi bir hafta öncesinden afetin kokusunun çıktığını savunanlar da var:
       "Dikkat ettim her depremden bir hafta önce Kadıköy'de yoğun kükürt kokusu yayıldı. Kartal'da oturan bir dostumuz da bizi doğruluyor. Ancak şehrimiz öyle pis kokular içinde ki, insanlarımız ya bunu ayıramıyor ya da 'aman sende' diyor."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr