Canavar değil katil...

Yollarda akan kan, suçu canavara yüklemekle kesilmez. Mevcut yasaya göre; alkollü, ehliyetsiz, uykusuz direksiyon başına geçsen, onlarca adam öldürsen idamı beş yıl!.. Maalesef o da paraya çevriliyor. Ve ölen öldüğüyle kalıyor.
Oysa bunun planlayarak adam öldürmekten ne farkı var?.. Ha tabancayla adam vurmuşsun, ha bilinçli olarak alkol alıp direksiyona oturmuşsun. Sonuçta her ikisi de cinayet değil mi?.. TBMM Trafik Güvenliği Araştırma Komisyonu üyesi DSP'li Cahit Savaş Yazıcı da böyle düşünüyor. Yeni yasama döneminde ele alınacak Trafik Yasa Tasarısı'nda bu yönde değişiklik önereceklerini söylüyor. Yani onlarca adam öldüren artık canavar değil katil muamelesi görecek. Tabii, Meclis onaylarsa!!!

Önce vekil uymalı

Kanı durdurmak için sadece yeni yasa çıkarmak yeter mi? Hayır. Önemli olan arkasında durmak, uygulamak. Bu nasıl olacak? Öncelikle yasayı yapan kurala uyacak. Ama nerdeee? Sanki yasa onları bağlamıyor... Yazıcı, şöyle diyor:
"Milletvekili uymadığı gibi polis onlara ceza da kesemiyor. Çünkü kesse başı ağrıyacak. Üstelik sadece milletvekili değil, doktor, sanatçı kesimi de ayrıcalıklı. Bu, Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine de ters düşüyor."
Herkesin trafik kazalarından yakındığını, ancak özeleştiri yapmaktan kaçındığını belirten Yazıcı, şunları söylüyor:
"Geçen akşam yemekte söz trafikten açıldı. Bir arkadaşım kesinlikle alkollü araç kullanmamak gerektiğini anlattı. O arada da içkisini yudumluyordu. Sonra da arabasına binip gitti..."
Devletin de özeleştiriden kaçındığını vurgulayan Yazıcı, şöyle devam ediyor:
"Geçenlerde bir kazada karayolları hatalı bulunmuş. Vay sen misin o raporu yazan. Adamı vatan haini ilan etmişler. Çünkü, vatandaş karayolları aleyhine dava açıp tazminat alabilir. Karayolları hatalıysa cezasını çekmeli ki; onu düzeltsin."
Bu kadarla kalsa iyi. Birçok olayda alkol raporları değişiyor, kaza tutanakları kayboluyor, torpili olan sıyırıyor...
Daha da komiği herkes eğitimsizlikten, cahillikten yakınıyor ama; ilkokul mezunlarının ehliyet alma hakkı 2004 yılına dek uzatılıyor!!! Bakalım yasa tartışılırken daha neler göreceğiz? Örneğin sürücü kurslarının üstüne gidilebilecek mi?..

Deprem habercisi

Faciayı önceden tespit olası değil. Bilim dünyası böyle diyor. Ama öncesinde bazı belirtilerin olduğunu savunanlar da var. Okurumuz Cengiz Emek şu öneride bulunuyor:
"Marmara'da deniz suyu sıcaklığı yaz - kış çeşitli noktalarda ölçülmeli ve günde üç kez sabah, öğle, akşam saatlerinde haber kuşaklarındaki meteoroloji raporlarında verilmelidir. Çünkü deniz depremi haber veriyor. Depremin yaklaştığını anlamak için dikkat, doğadaki değişimleri fark etmek ve ölçmek gerekir. Nitekim 17 Ağustos depremi de gelmeden önce haber vermiştir. Ama duyarsız, düşünce yoksunu ilgililer bunları anlamadıklarından, bu doğa olayı bir afete dönüştürülmüştür."

Defalarca uyardık

Havada yaşadığımız kaos sürpriz değil. Devlet bu konuda da duyarsız davrandı, batakçı bazı firma ve kuruluşlara göz yumdu. Sonuçta sivil havacılığımız krize girdi. Int. Aviation Marketing \ Echart Helicopter Sales yetkilisi Hilmi Köseoğlu, şöyle diyor:
"Son altı senede kurulan bazı uçak şirketleri (yüzde 95'inin yolsuzlukları) yüzünden Türkiye'deki tüm şirketlerin ismi, dünya uçak kiralayan ve satan firmalar arasında hiç kıymet verilmeyen bir duruma düştü. Biz bu durumu ilgililere defalarca bildirdik, maalesef böyle şirketlere hala çalışma izni verilmektedir!.."

Kanser tehdidi

Topkapı'da bir süre önce bir boya deposu havaya uçtu. Kimyasal içerikli maddeler havaya yayıldı. Uzmanlar, kanserojen madde tehlikesinden söz ettiler. Ama çevredeki yiyecek, içecek üreticilerine değinen olmadı. Okurumuz Murat Saz, şunları söylüyor:
"10 metre yakınında bisküvi fabrikası var. Acaba etkilendi mi? Etkilendiyse ne gibi önlem alındı? Yetkililer neden bizleri aydınlatmıyor?.."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr