Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Karayollarında akan kan durmaz. Nedeni de ciddiyetsizlik... Daha kayıplar hakkında doğru dürüst bilgimiz yok. Herkes yılda 6 bin kişinin trafik canavarına kurban gittiğini söylüyor ama; gerçek rakam on binlerde. Çünkü hastanede ölenler dikkate alınmıyor. İstatistiklere göre; onlar hala yaralı. Ya milletvekillerimize ne demeli... Ankara'ya yürüyen acılı baba Boray Uras'ı karşılamada varlar, 'çözüm' deyince yoklar. TBMM Trafik Güvenliği Araştırma Komisyonu üyesi olup da toplantıya (İstanbul) katılmayan milletvekilleri dahi var... Bakalım salı günü Ankara'daki toplantıda tam kadro olacaklar mı? Vatandaş ise işi kadere bırakmış...
Gelelim bir başka nedene; o da koordinasyonsuzluk. Trafik denilince akla gelmeyen bakanlık, yetkili yok. İçişleri, Ulaştırma, Bayındırlık, Milli Eğitim, Sağlık bakanlıkları, belediyeler... Hatta jandarma... Komisyonun üstlendiği bir görev de bu sorunu çözmek. O nedenle 81 ilin yetkilileri tek tek dinleniyor. Sorunlar nokta nokta tespit ediliyor. Komisyon başkanı Ahmet Tan, 'Sahipsiz, koordinasyonsuz görünen trafik sorununu bir mekanizma içinde ortaya çıkarmak istiyoruz' diyor.

Köylüye reflektör

Karayoluyla Mardin, Diyarbakır, Gaziantep, Şırnak, Batman, İzmir turu yapan Tan, en çok traktörlerden yakınıyor. Traktörün artık tarım değil ulaşım aracına dönüştüğünü belirten Tan, şunları söylüyor:
"Adam römorkörüne dolduruyor işçiyi yola çıkıyor. Arkasında tek bir uyarı ışık ve işareti yok. Önlem almak topyekün Türkiye'nin yapısal düzeniyle ilgili. Çıkma diyemezsin, minübüs tutmaya zorlasan gelir düzeyi yeterli değil Düşüncemiz mümkün olduğu kadar sabah erken saatlerde çıkmasını sağlamak, hava karardıktan sonra önlemek."
Sivil toplum örgütleri ve işadamlarının yardımıyla 'Her traktöre bir reflektör' kampanyası başlatacaklarını belirten Tan, devam ediyor:
"Köylünün reflektör alacak parası olmayabilir ya da alacağı yer yok. Yüzlerce hayır derneği var. Bankalar 10 bin tane reflektör alıp il valiliklerine dağıtsa, her hafta en az bir kaza önlenir. Bu yasa değil vatandaş organizasyonu."

Okul servisleri!

Eğitim yılıyla birlikte, okul servisi tartışmaları da başladı. Herkes rant kavgasını konuşuyor ama; asıl rezaleti unutuyor. İşte 21 Mayıs 1992 tarih 21234 sayılı Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği ve Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin okul servisleri için getirdiği zorunluluklar:
. Okul servis araçlarının arkasında okul taşıtı yazısını taşıyan numunesine uygun renk ve şekilde levha bulunacak.
. Öğrenciler ile rehber öğretmenin iniş ve binişlerinde kullanılmak üzere en az 30 santimetre çapında olan ve üzerinde siyah dur yazılı kırmızı ışıklı bir lamba olan işaret levhası konulacak.
. Okul taşıtı olarak kullanılacak araçlarda öğrencilerin kolayca yetişebileceği cam ve çerçeveler sabit (açılmayacak) olacak.
. Okul servislerinde sağlık çantası (ilk yardım malzemesi) ve trafik seti bulundurulacak.
. Araç kapıları sürücüler tarafından açılıp kapanabilecek ve kontrol edilecek şekilde otomatik olacak. Açık ya da kapalı olduğunu sürücüye optik ya da akustik sinyallerle haber verecek.
. Araç içi düzeni sağlamak ve araca iniş ve binişlerde öğrencilere yardımcı olmak üzere rehber öğretmen ya da kişi bulunacak.
. Okul servis araçlarını kullanan sürücüler sorumlu ve yetkili olduğu hizmetin niteliklerine sahip olacak."
Hangisi var. Her sabah görüyoruz. Servis ağzına kadar dolu, çocuklar camlardan yarı beline kadar sarkmış, kapıları da otomatik değil. Rehber öğretmen ya da servis sorumlusu da hak getire.. Üstelik çoğu da kurallara uymuyor. Hatalı sollama, ters yola girme ne ararsan var.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Üzeyir Uludağ, 'Maalesef eksiklikler içeren bu yönetmeliğe dahi uyulmuyor. Kural tanımayan servis sürücüleri öğrencilere kötü örnek oluyor. Denetlemesi gerekenler de denetlemiyor' diyor.
Neden denetlemiyor?
"Türkiye'de yaşıyoruz. Bir çok konuda yasa olmasına rağmen uygulanıyor mu?"


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr