Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

TSK’daki paralel yapı rahatsızlığı ve darbe söylentileri uzunca bir süredir dillerdeydi ama herkes “Bu devirde mi?” deyip önemsemeyip geçiştiriyordu. Nitekim biz de birçok kez ordudaki cemaatçi yapılanma tehlikesine dikkat çekmiş, özellikle, Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nca özel hayatın ihlali ve hukuka aykırı delil toplanması suretiyle, sorgulanan yüzlerce subay ve astsubayın ordudan atıldığını somut örnekleriyle yazmıştık. Bunların çoğu kritik görevlerdeydi, aralarında istihbaratçılar bile vardı. Onların yerine yenileri görevlendiriliyordu. Yani 15 Temmuz gecesi helikopterden halkın üstüne ateş açan, bomba yağdıranlar gibileri. Ordunun içinde ciddi rahatsızlık yaratan bu durumu da yine TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) Genel Başkanı Ahmet Keser’in ağzından aktarmıştık. Keser üç ay önce yaptığımız görüşmede de Cumhurbaşkanı’nın Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı konuşmadaki “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Sizlerin huzurunda buna bir de tek ordu, tek komutan vurgusunu da eklemek isterim” sözleriyle paralel yapıya karşı mesaj verdiğini söylemişti. Özellikle albay kadrosunun 50-70 bin lira ikramiyeyle emekliliğe teşvik edilmesinin özünde yatan nedenin de bu olduğunu anlatmıştı. Yani herkes her şeyin farkındaydı... Ancak yetkililerce ne kadar önemsendiği, tedbir yerine gelen darbe girişimiyle bugün ortaya çıkmış durumda...

Haberin Devamı

Astsubaylar tavır koydu

Yaşanan bu gelişmeler üzerine dün Ahmet Keser’i bir kez daha aradık. Öncelikle Hava Kuvvetleri’nde yürütülen iffet soruşturmaları kapsamında vatanını seven 800 havacının ordudan atıldığını anımsatan Keser, “Biz o gün ‘bakın bu adamlar böyle yapıyor ve Hava Kuvvetleri’nde kritik görevlere kendi adamlarını getiriyorlar’ diye siyasi partilerden yardım istedik. Ama siyaset duyarsız kaldı” dedi. Sonrasında da 15 Temmuz gecesi darbe girişimine karşı tavrın sadece sokakta değil, birliklerde de yaşandığını belirterek bazılarını şöyle sıraladı:

“Uçakların yakıtını veren astsubaylar durumu anlayınca tankerleri ve mühimmat depolarını kapattılar. Helikopterlerde olması gereken teknisyenler uçmadı. Zırhlı birliklerde beş tane teknisyen astsubay çalışamaz hale getirip tankların dışarı çıkmasını engelledi.”

Haberin Devamı

İkinci dalga endişesi

Keser’in devamında söyledikleri ise toplumun birçok kesiminde olduğu gibi ikinci bir dalga olasılığı nedeniyle duyulan endişelere yönelikti. Özellikle de asker ve polisi birbirine kinlendirmek, karşı karşıya getirmek amacıyla çetenin yapabileceği provokasyonlardan rahatsızdı. O nedenle de çok dikkatli davranılması gerektiğini vurgulayarak şu uyarıları yaptı:

“Deniliyor ki emniyetin büyük çoğunluğu paralelci, iyi de kalan azınlık mı bu generalleri, askerleri dövüp, tokatlayıp içeri koyuyor? Suçlu olsa bile askerler arasında kendi onurlarının bu kadar zedelenmiş olmasına (geriye kalan kısmı için söylüyorum) bir tepki gelişebilir.

Bu tepki emniyet teşkilatı içinde halen var ve çok güçlü olan paralel yapıyla sokakta buluşabilir. Yani emniyetin içindeki bazı polisler askere çok kötü davranıp halkın önüne bu görüntüyü verip TSK’nın içerisinde onur kırıcı bir psikoloji oluşturup, yeni bir tepki gelişmesine neden olabilirler.

Haberin Devamı

Sokağı emniyetin içindeki parelelciler karıştırır. Sokağa inen asker de masumane bir tepki gösterebilir ve Türkiye burada ciddi bir sıkıntı yaşayabilir, önlem alınması gerekiyor. Suçlu da olsa üstleri çıplak olarak aşağılayarak götürürseniz, Irak’taki kamp benzeri görüntüleri verirseniz kalanların bilenmelerine neden olursunuz.”

Mesaj açık, böylesine sıkıntılı bir ortamda hem gerginliği artıracak görüntüler vermekten kaçınmak hem de durumdan vazife çıkaracak provokatörlere karşı dikkatli ve uyanık olmak. Nitekim Başbakan da bir yanlışın başka bir yanlışla düzeltilemeyeceğine vurgu yaparak soruşturmalarda hukuk içinde kalınacağını söyledi ve “Kimse intikam duygusu içinde olamaz” dedi. Aman dikkat...