Türkiye’de 3 bine yakın kamu avukatı var. Görevleri devletin hakkını, hukukunu savunmak. Ancak aynı işlev kendi sorunları gündeme gelince geçerli olmuyor. Çünkü yüzde 90’ı 657 sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamında.Yani avukatlar ama söz hakları yok.
Fatma Bayraktaroğlu, 42 yıllık kamu avukatlığından yeni emekli olmuş. Bağlanan emekli aylığı 1300 lira. Türkiye Barolar Birliği bünyesinde oluşturulan “Kamu Avukatları Kurulu”nun başkanlığını yapan Fatma Hanım öyle şeyler anlattı ki, şaşırdım. Okuyunca siz de hak vereceksiniz:
“Avukatlık Kanunu’nda karşı taraftan kazanılan vekâlet ücreti ‘avukata aittir’ maddesi kamuda çalışanlar için geçerli değil. Kamu avukatının bir yıl içinde alacağı vekâletin tavan ücreti 5-6 bin (toplam) lira. İstersen 1 milyonluk dava kazan. Kalanı Danıştay’ın aksi yöndeki kararına rağmen bütçeye gelir olarak kaydediliyor.
Kamu avukatının bir davayı almam deme hakkı yok. Devletin yaptığı doğru ya da yanlış işi savunmak zorunda. Örnek; kamulaştırmalarda vatandaşa ödenen bedeller gerçek değerleri yansıtmadığı için davaların çoğu kaybediliyor. İsim tashihi davasında devlet adına katılan avukat ne yapabilir?
Dava açmak için belge istersin. ‘Sen davayı aç’ diye tepki görürsün. Üstelersen “Devlet belgesi gizlidir veremeyiz” sözüyle karşılaşırsın.
Tüm hukukçu bakan ve milletvekilleri sorunları bilip hak veriyor ama çözmüyor.”
Lokanta ruhsatlı Yunus gösteri merkezi!
Yunus terapisinin bilimsel karşılığı var mı? Yoksa terapi adı altında bir rant kapısı mı?
Yunuslara Özgürlük Platformu’na göre; yunus terapisi dünya çapında bilimselliği kanıtlanmamış ticari bir faaliyet. Türkiye’deki 10 yunus parkındaki 40 Yunus da tutsak. Bugün Kaş Yunus Parkı’nın kapatılması ve yunusların özgür bırakılması için toplanan on binlerce imzanın ilgililere teslim edileceğini belirten Yunuslara Özgürlük Platformu sözcüsü Öykü Yağcı şöyle diyor:
“Tükiye’de parkları yetkilendiren bir kurum yok. Ruhsatlandırmada yasal boşluktan yararlanıyorlar. İlçe, belde belediyeleri ruhsat veriyor. Örneğin Bodrum Yunus Parkı’nın resmi ruhsatında faaliyet alanı içkili lokanta oarak görünüyor. Tali faaliyet alanı ise Yunus Gösteri Merkezi olarak geçiyor. Aileler yemeğini yerken çocuklar oyun parkına bırakılır gibi yunuslarla eğlendiriliyorlar. Tek amaç para kazanmak. Böyle terapi mi olur..”
Çocuğun yüksek yararı aileden koparmak mı?
Balıkesirli Sıla ve Ali’nin ikinci yuva yaşamları iki ayı doldurmak üzere. Hâlâ altı yıldır anne- baba bildikleri İlknur- Murat çiftiyle görüştürülmediler. Nedeni, işyerindeki bir bilgisayarda bulunan müstehcen görüntüler nedeniyle, “bilgisayar tamircisi” koruyucu babaları hakkında açılan dava. Dahası İlknur Murat Demir çiftinin çocukları kaçırma olasılığı!
4 nisan günü baba hakkında açılan davanın ilk duruşması vardı. Tanık Yaşar Karaca, görüntülerin bulunduğu bilgisayarın kendisine ait olduğunu ve tamir için bıraktığını polis ve savcıdan sonra bir kez de hakim huzurunda tekrarladı. Diğer dört tanık da sanığın müstehcen CD izlediği ve sattığını görmediklerini söylediler.
Duruşmayı 21 Mayıs’a erteleyen mahkeme, çocukları almak için davayı gerekçe gösteren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın müdahillik talebini ise reddetti.
Başından beri vurguladığım gibi söz yargının. Ama ‘yüksek yarar” denilerek çocuklara verilen “yuvaya dönüş ve aileyle görüştürülmeme cezasını anlamak zor. Çocukların aileyle görüştürülmesi gerektiğini söyleyen İstanbul Sosyal Hizmetler eski il müdürü Kahraman Eroğlu şöyle diyor:
“Çocuklar annesini, babasını soruyordur. Bunu anlamak için 10 dakika konuşmak, bir resim çizdirmek yeter.”
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025