Dünyadan savaşçı ithal eden IŞİD, Boston, Paris, Suruç ve Ankara saldırılarında olduğu gibi Brüksel’de de “kardeş” canlı bomba ya da intihar eylemci geleneğini bozmadı. Uzmanlara göre bu kamuflaj, hücreye sızma olmaması ve eylemcilerin birbirlerini ele vermemesi için kullanılan bir taktik. Yani bu sayede hem saldırı öncesi planlama aşamasında dikkat çekilmiyor ve sırlar dışarı çıkmıyor, hem de olası bir yakalanma durumunda geri kalanlar hakkında bilgi almak neredeyse imkansız oluyor. Aynısı karı-koca, sevgili ya da akrabalık bağı bulunan teröristler için de geçerli. Açıkçası “kardeşlik” örgütler açısından önemli bir koz ancak bunun bir de o kardeşler kendilerini patlatmaya nasıl ikna ediliyor tarafı var. Nitekim en çok tartışılan nokta da bu ve kardeş olsun ya da olmasın IŞİD’in “uyuyan hücre” sayısı. Sorunun yanıtını “küçük grup dinamikleri”ne bağlayan ve “binlerce uyuyan hücre var” diye veren emekli binbaşı, güvenlik analisti Metin Gürcan’ın bu konuyla ilgili öngörüleri şunlar:
- Biri giriyor bu işe en yakınındaki kişi kardeşi oluyor ona açılıyor. Birbirlerini tetikleyebiliyorlar bu sayede biri diğerini çok kolay radikalleştirebiliyor. Tanımadığınız bir adamın eline silah aldırmak için altı ay harcarken, iki kardeş arasındaki radikalleşme süreci küçük grup dinamiği nedeniyle iki üç haftada gerçekleşebiliyor. Ondan sonra bu hücre tipi yapılanmaya dönüşüyor.
- Ancak bu sistematik değil. Yani IŞİD’in kardeşleri bulalım da onları devşirelim, radikalleştirelim gibi bilinçli bir stratejisi yok. Küçük grup dinamiği sayesinde hücresini iyi kurabiliyor adam. Çünkü aynı dinamik akrabalık bağı için de geçerli.
- Suriye ve Irakta’ki yabancı savaşçı sayısı 25 bin civarında.4 bin de Türk vardır. Herbirini ona bölün Avrupa’da ve Türkiye’de binlerce uyuyan hücre yumurta, çekirdek gibi her an kırılmaya, kendini patlatmaya hazır bekliyor.
- IŞİD, kadını savaşçı olarak kodlamıyordu. Onun öğretisinde kadın doğuracak cihatçı çocuk yetiştirecekti. Ancak şimdi Rakka’da kadınlara silah dağıttı, önceden hiç yapmamıştı bunu. Şimdi mecburiyetten yapıyor çünkü topyekün bir savunma savaşı vermesi lazım. Şu ana kadar kadın canlı bombaları da görmedik ama onlar da çıkacaktır. Yakın zamanda hemde...
Mültecileri göndermek hiç kolay değil
AB ve Türkiye arasında göçmen kriziyle ilgili üzerinde mutabakata varılan anlaşma 20 Mart’tan bu yana resmen yürürlükte. Buna göre Yunanistan’a varan yasadışı göçmenler 4 Nisan’dan itibaren Türkiye’ye geri gönderilecek. AB’de geri çevrilen Suriyeli mülteci sayısı kadar Türkiye’de kayıtlı Suriyeliyi kabul edecek. Ancak bu konuda Brüksel’deki bombalar gerekçe gösterilerek her an yeni bir durum yaşanabilir. Örneğin AB ülkeleri “kamu güvenliği” diyerek mültecileri istemeyebilir. Nitekim bunun ilk işareti de Polonya’dan geldi. Buna dönük diğer gelişmeler de yakında ortaya çıkar.
Yani dememiz o ki; Brüksel’deki patlamalar Suriyeli mültecilerden kaynaklanan bir sorun olmasa da toplumsal algı “her mülteci bir bomba tehdidi” olarak yönlendirilebilir. Mülteci alınması konusunda toplumu ikna edemiyoruz bahanesiyle de politikacılar “gelmesinler” diye ellerinden geleni yapabilir ve de mümkün olduğunca bu insanları Türkiye’ye göndermeye çalışabilirler.
Peki bu mümkün mü ya da olabilir mi? “Asla olmaz” diyen Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. M. Murat Erdoğan gerekçesini de şöyle açıklıyor:
“Avrupa’da bulunan mültecilerin sayısını AB nüfusuna oranladığınızda binde 25 çıkıyor. Türkiye’de ise yüzde 3,5 oldu. Aslında bu kadar kıyamet kopması da çok anlamsız. Toplumlar ne kadar zenginleşirse o kadar kıskanç, hasis oluyorlar ve etraflarına duvar örmeye çalışıyorlar. Ama bunun bir anlamı yok çünkü savaştan, zalimlerden kaçan insanlar akın akın geliyor ve ölümü göze alıp oraya ulaşmaya çalışacaklar. Gideni de geri yollamak hiç kolay değil. Göreceksiniz mülteciler orada direnecekler kendilerini yakanlar olacak. Bu yaşanan mülteci değil bir insanlık krizi. Onun için Avrupa’da da bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var.”
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025