Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara metrosundan özürlüler yararlanamıyor. Çünkü ana istasyon Kızılay'da asansör yok. Yürüyen merdiven de tek (yukarı doğru) yönlü. O nedenle koltuk değnekli bir kişinin aşağı inmesi olanaksız. Tali istasyonlar daha da komik. Bir çoğunda asansör var ama; giriş - çıkışları yaya yollarıyla ilişkilendirilmemiş. Yani işe yaramıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in özürlülere son darbesi de belediye toplu taşım araçlarından ücretsiz ya da indirimli yararlanmalarını kaldırmak olmuş...
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, belediyeyi uyardıklarını söylüyor. Ancak başkan bildiğini okuyor. Oysa 572 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen bir madde var. Şöyle diyor:
"Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda Türk Standartları Ensitütüsü'nün ilgili standardına uyulması zorunludur."
Ve bu görev de merkezi ve yerel yönetimlere düşüyor. Ama sonuç ortada; yasa masa takan yok... Özürlü vatandaşlarımız sadece seçim dönemi ve belli tarihlerde akla geliyor. Melih Bey'in yaptığı da bu... Sen hizmet edeceğim diye oy iste sonra yok say... Özürlüler İdaresi Başkanı Dr. Mehmet Özer, "Belediye aleyhinde dava açsalar kazanırlar' diyor.

Sadece metro mu?

Elbette değil. Ankara'da özürlüleri hiçe sayan daha o kadar uygulama var ki... Özürlüler İdaresi Başkanlığı, şu örnekleri sıralıyor:
"Kent mekanında hali hazırda ulaşılabilirlik açısından birçok engelle karşılaşan özürlü insanlarımız son dönemde yapılan üst geçitleri kesinlikle kullanamıyor. Kaldı ki; sadece özürlüler değil, yaşlı, bebek arabalı, hamile, fazla kilolu ve çocuklar tırmanma güçlüğü nedeniyle alt ve üst geçitlerden yararlanamıyor. Geçitler yayalara değil, daha çok taşıtlara geçiş kolaylığı sağlıyor.
Son aylarda en ciddi sıkıntının yaşandığı bölge Opera - Kızılay arasındaki yol kesimidir. Sıhhıye U dönüşünün yapımından sonra Mithatpaşa ve Necatibey Caddeleri üzerindeki ışıklı yaya geçişleri kaldırıldı, yerine demir üst geçit konuldu. En son adliye binası karşısına yapılan geçitle de tek bir eşdüzey (ışıklı) geçit bulunmuyor. Yani Opera - Kızılay arasındaki herhangibir yerde işi olan tekerlekli sandalyeli ya da koltuk değnekli vatandaşımız için karşıdan karşıya geçme olanağı kalmadı."

İndirim kalktı

Gelelim toplu taşım araçlarından ücretsiz yararlanmaya. Başkanlık açıklamasına devam ediyoruz:
"Ankara Büyükşehir Belediyesi önceleri sadece görme özürlülerin ve özür oranı yüzde 75'in üzerinde olanların ücretsiz yararlanmalarını sağlamıştı. Başkanlığın ve vatandaşların itirazları üzerine uyguluma tüm özürlüler bazında genişletilmişti. Ancak son dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek, bu uygulamayı iptal etti.."
Bunlar Ankara'da olanlar. Ne yazık ki; diğer şehirlerde de durum farklı değil. Peki; bunun bir müeyyidesi yok mu? Mehmet Özer, şöyle konuşuyor:
"Kamunun kamuya yaptırımı olası değil. Ancak sivil toplum örgütleri dava açabilir. Onlar da ekonomik yetersizlik ya da çekindiklerinden sessiz kalıyorlar. Yoksa dava etseler kazanırlar."

Öğretmen tepkileri...

Eğitim ordusu geciken atamalardan yakınıyor. Ücret politikası, ilçeler ile il arasındaki yazışmaların gecikmesi de önde gelen şikayetlerden. Teknik öğretmen Necdet Özbudak, şöyle diyor:
"Abartılı harcamam olmadığı halde zor geçiniyorum. Çevremdeki pek çok öğretmen arkadaşım ikinci iş yapıyor. Bu durumda nasıl verimli olabilirler. Öğretmen bırakın gazete okumayı, ekmek parasını düşünür halde."
Daha önce de değindik. Özbudak'a karşı görüşler de var. Şimdi de okurumuz Mehmet Kılıç'ı dinleyelim:
"Evet öğretmenler artık sadece para düşünüyorlar, Bir yakınım lise son sınıfta okuyan çocuğunun geçmesi için bir öğretmene 100 dolar verdi, diğerinden de özel ders aldırttı. Özetle, eğitim ticari sektöre dönüştü..."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr