ORDUYA SOSYAL MEDYA DARBESİ

Bu konuda bavul dolusu belge ya da cd gelmedi. Bilgiler intihar eden Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu gibi “disiplinsizlik ve ahlaksızlık” gerekçesiyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan atılan subay- astsubaylarla konuşurken kendiliğinden ortaya saçıldı. (Örnek; yüzbaşı B.B.’nin anlattıkları)
Neydi Nazlıgül üsteğmen ve yüzbaşı B.B’ye yöneltilen sorular; “Kimlerle arkadaşlık yapıyorsun, o adamla (kadınla) ne ilgin var.” Atılma örneklerinin bazılarında sorgucuların daha ileri gittiği durumlar da vardı:
“Grup seks yaptın mı? Travestilerle ilişkiye girdin mi,?”
Bu soruların muhatabı ya da mağdur sayısı hakkında net bilgi yok. Ancak, gördüğüm kadarıyla aday çok. Şöyle ki;
TSK mensupları internet, twitter, facebook üzerinden yoğun bombardıman altında. Öyle siteler, twitter hesapları var ki; (isimlerini yazmıyorum) Kim kimle beraber, kim kimin için ne demiş (bu siyasi kişilik de olabilir), aldatılan eşler, ayrılan sevgililer, gidilen yerler, verilen sözler, yapılan kıyaklar, denetlemelerdeki çarpıklıklar hepsi yazılıyor. Hem de birlik, rütbe, isim detaylarıyla. Aralarında sözüm ona mahkeme kararıyla yasaklı olanlar da var. Maalesef onları izlemek de mümkün. Hele biri var ki; ana sayfasına ilgi duyduğun komutanlık, birlik için seçenek bile koymuş. Kara, Hava, Deniz, Jandarma diye ayrılıyor. Sonra da birliklere kadar gidiyor. Merak ettiğini tıkla, komutanından en alta kadar tüm zırvaları izle.
Twitter hesaplarına gelince, onlarda yasak masak da yok. Bilgiler günlük, kara, hava, deniz hatta özel olarak GATA’ya odaklanan da var.
Çoğu kara propaganda ve dedikodu. Üstelik tamamı özel hayata saldırı. Şaşırtıcı olan; bu zırvaların soruşturmalara dayanak olduğu iddiası.
Bu iddiayla ilgili CHP’li Umut Oran’ın soru önergesi (14 Aralık 2012) de vardı. Oran, Milli Savunma Bakanı’na “Bu adreslerde yayınlanan TSK mensupları hakkında yer alan iddialar tarafınızca araştırılıyor mu? Bu iddialar herhangibir TSK mensubu hakkındaki idari/adli işleme dayanak oluşturdu mu?” diye sormuştu. Dün, Umut Oran ile konuştum, hala yanıt yoktu.

Mutluyum, mutlusun, mutlu!
Diye bir slogan vardı. Tanıtımda adı geçen ürünü kullananların yüzleri gülüyordu. (Gerçek mi yoksa telkin yöntemi miydi bilemem.) Kadir Has Üniversitesi’nin “Türkiye Sosyal Siyasal Eğilimler Araştırması”nı incelerken nedense bu sloganı anımsadım. Yanlış anlaşılmasın vatandaşın verdiği cevaplar açısından demek istiyorum. Şöyle ki;
- Türkiye’deki en önemli ekonomik sorun işsizlik olarak görülse de, (2011- 40,4 /2012 - 40,2)
- Hükümetin ekonomi politikalarını başarısız bulanların oranı artsa da, (2011-40,7 /2012 -42)
- Her 10 kişiden 6’sı Türkiye’nin Avrupa’daki krizden etkilendiğini düşünse de,
- Her iki kişiden biri hükümetin terör politikasını başarılı bulmasa da,
- Görüşülen kişilerin yarıya yakını (46,9) “Türkiye bölünme tehlikesi altında” dese de,
- Hükümetin dış politikasını başarısız bulanların oranı artsa da, (2011- 33,5 /2012- 38,2)
- Yargının siyasallaştığını düşünenler çoğalsa da, ( 2011- 49,6 / 2012- 52,5)
- Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğuna inananların oranı düşse de, (2011-50,7 /2012-34,2)
- Türkiye’de basın özgürdür diyenler azalsa da, ( 2011- 38,5 /2012-28,8)
Çoğunluk mutlu! İşte son soru:
“Türkiye’de yaşamaktan duyduğunuz memnuniyet seviyenizi öğrebilir miyim?”
Mutluyum: 2011 -62.1 / 2012- 65.0
Ne mutluyum ne mutsuzum: 2011 -23,7 /2012-20,3