Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Görevde dördüncü ayını doldurmak üzere olan İstanbul’un 25’inci Valisi Vasip Şahin, bu süre içerisinde dolu dolu ve hareketli gündemle karşılaştı... İstanbul’un göbeğinde hem de Nişantaşı’ndaki Valilik Konutu’nun dibinde ve Sarıyer’de mafya infazları oldu, üç kişi öldü. Sultanahmet’teki polis merkezine gelen kadın canlı bomba kendini patlattı, bir polis şehit düştü. Konsolosluklarda sarı zarf paniği yaşandı, Taksim’de, Validebağ’daki protestoculara polis müdahele etti, her zamanki gibi orantısız güç tartışmaları gündeme geldi. Bu arada da yılın ilk karıyla birlikte “tatil” tartışmalarına tanık olduk...
Biz de bu gelişmeler üzerine İstanbul Valisi Vasip Şahin’i ziyaret ettik ve kendisine;
Nişantaşı’ndaki mafya infazı, Sultanahmet’teki terör saldırısıyla ilgili gelişmeleri ve neden hâlâ çözülemediğini,
Polisteki iç hesaplaşmalar nedeniyle güvenlik zafiyeti ve olaylara müdahale yetersizliği iddialarını,
Parklarda yatan, sokaklarda dilenen Suriyelileri,
Gezi Parkı olayları hakkındaki düşüncelerini ve toplumsal olaylarda polisin orantısız güç kullandığı yolundaki yorumları,
Taksim’in gösterilere açılıp açılmayacağını,
Dokuz yaşına kadar inen uyuşturucu kullanımını ve sokak çetelerini,
İstanbul’un çıldırtan trafiğini ve çözüm önerilerini,
Ve de önce eleştirilen sonra takdir edilen kar tatili kararının nasıl alındığını,
Sorduk... İşte yanıtları...

Haberin Devamı

Polisimizin tavrı Batı’dan geri değil


Vasip Şahin, İstanbul Valiliği’nde Tunca Bengin’in sorularını yanıtladı.

‘Mafyaya fırsat verilmez’
Nişantaşı’ndaki Vali Konağı’nı şu anda kullanmıyorum. Olay konuta yakın bir yerde oldu ama bunlar oluyor diye kimse acaba her şey kontrolden çıkıyor mu diye bir endişeye kapılmasın. Yok, hiçbir şey kontrolden çıkmıyor. Allah’ın izniyle ona fırsat vermeyiz. Olay Cumhuriyet Savcılığı’mızın kontrolünde. Savcıların bilgi vermesi gereken konulara girmem bu aşamada doğru olmaz. Ama şu kadarını söyleyeyim İstanbul’da mafya iddiaları her zaman söylenmiştir. Belki birtakım fırsatlardan yararlanarak zaman zaman güç göstermeye çalışıyorlar ancak devlet buna fırsat vermez.

‘İstanbul güvenli bir şehir’
Sultanahmet’te henüz adli boyut devam ediyor, şu aşamada bir şey söylemek mümkün değil. Tabii bu çok önemli bir konu tüm boyutlarıyla incelenmek durumunda. Yakalandı tamam suçlu bunlardır ya da değildir bu polemiğe girmemek lazım.
Paniğe kapılmaya gerek yok. Zaten bu tür yasa dışı oluşumların amaçları da toplumda panik havası ortamı oluşturmak. Bunlar zaman zaman dünyanın en ileri ülkelerinde bile olabilen şeyler. Vatandaşlarımz endişe etmesinler, İstanbul güvenli bir şehir.
Polisteki kadrolaşma ya da tasfiyeler nedeniyle güvenlik zafiyeti olduğu iddiaları haksızlık.
Polisimizin tamamı aynı eğitimden geçiyor. Bu bir nöbet değişimidir. Bugün burada görev yaparsınız yarın başka bir yerde her iki görev içinde bizim polisimiz hazırdır. Dolayısıyla böyle bir spekülasyona girmeye gerek yok. Teşkilata haksızlık olur bu, hepsi bizim için aynı kıymette arkadaşlarımız.

‘Taksim gösteri alanı değil’
Taksim gösteri alanı olarak belirlenmiş bir yer değil. Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili bizim bir kanunumuz var ve toplantı yapılacak yerler bellidir. Toplantı gösteri yürüyüşü yapmak ve kendini ifade etme hakkı Anayasal, yasal bir hak saygı duyuyorum ama bu hakkı yasalara aykırı kullanma hakkı yok bizde. Yani yasal hakkımızı yasal yollarla kullanacağız. Dolayısıyla Taksim Meydanı da şu anda toplantı ve gösteri yürüyüşleri alanı olarak belirlenmemiş bir yer, yoksa yasak anlamında olaya bakmayalım.
Yenikapı ve Maltepe bu hak için kullanılabilir. İhtiyaca göre başka yerlerde imkan bulursak istişare eder değerlendiririz.

‘Gezi’yi konuşmak istemem’
Gezi Parkı olayları üzerine çok konuşmak istemem. Çünkü sonradan ortaya çıktı ki olaylar maalesef aslında birtakım kötü niyetli insanların da suistimaline açık bir hale getirilmeye çalışılmış. Onunla ilgili de zaten o günkü idaremiz, Valiliğimiz, hükümetimiz gerekli tedbirleri alıp uygulamaya koymuş.
O tarihte ben Malatya Valisi’ydim. Tabii Malatya İstanbul’a göre çok küçük bir il, ikincisi oradaki olaylara, gösterilere katılım sayısı da çok azdı. Bunların bir kısmı da normalde günlük hayatta tanıdığımız insanlardı, dolayısıyla orada yapılan bir yanlışlığı önceden konuşarak, istişare ederek büyümeden önlemeye çalıştık.

‘40 bine yakın polis var’
İstanbul’da 40 bine yakın polis var ve her yerde görev yapıyor. Taksim’de görev alanlarından birisi. Orada olmasından da daha tabi bir şey yok... Polis kanunlara uymayanlara müdahale etmek için var. Yasaya aykırı davranan ya da yasa dışı davranışlara girenlere kanunun polise verdiği yetki çerçevesinde tabiki müdahale edilecektir.
Polisimiz müdahale tekniği, davranış biçimi açısından Batı ülkelerinin polisinden daha geride değil. Toplumsal olaylarda da olabildiğince dikkatli davranmaya çalışıyor. Aksini düşünmek polisimize haksızlık olur. Zaten dikkatli davranmayan olursa da gerekli yaptırım uygulanıyor.

Haberin Devamı

İstanbul’un 25’inci valisi

Haberin Devamı

Vasip Şahin 1964’te Bayburt’ta doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Erzincan’da tamamlayan Şahin, 1985’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
1986 yılı haziran ayında Erzincan kaymakam adayı olarak göreve başladı, 1987 yılında bir yıl süre ile İngiltere’de inceleme ve araştırmalarda bulundu. Sırasıyla; Kastamonu’nun Küre, Malatya’nın Pütürge ilçelerinde kaymakamlık, Muş Vali Yardımcılığı, Bolu’nun Mudurnu, Ankara’nın Kızılcahamam ilçelerinde kaymakamlık, Düzce Vali Yardımcılığı yaptı.
İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanı olarak görevde bulunan Şahin, Eylül 2005- Ağustos 2008 tarihleri arasında İller İdaresi Genel Müdür Yardımcısı, 5 Ağustos 2008’den itibaren İller İdaresi Genel Müdürü olarak çalıştı. Vasip Şahin, 2010-2012’de Düzce Valiliği, 2012-2014’te ise Malatya Valiliği yaptı. Evli ve üç çocuk babası olan Vasip Şahin, İngilizce biliyor...

‘Suriyeliler tehdit değil, misafirimiz’

Suriyeliler bizim misafirimiz, can güvenlikleri olmadığı için bize sığınan insanlar, dolayısıyla onları bir şekilde tehdit olarak görmek mümkün değil. İstanbullular da öyle görmesin. Zaman zaman birtakım mevzi problemler yaşanıyor olabilir ama, yaşandığında bu problemler gideriliyor.
Parklarda yatan dilenenler de Gaziantep’te oluşturulan misafirhanelere gönderiliyor.
İstanbul’da 150 bin civarında Suriyeli var. Sağlık ve diğer yardım talepleri ve polis merkezlerimizin takibiyle tamamı kayıt altına alındı denilebilir. Kayıt dışında varsa da çok azdır.

‘Narkotim’ler devreye girdi’
Okullarda ekiplerimiz var idareciler daha duyarlı hale getiriliyor. ‘Narkotim’ler devreye girdi. Şu anda 200 kişilik bir kuvvet ayrıldı ona yani ikişer kişiden 100 ekip. Gençlerimizi bu illete duçar eden kötü niyetli insanlarla mücadele ederken, bir taraftan da tedavi yollarını açmaya çalışacağız. Sağlık Bakanlığı Amatem gibi sadece özel hastaneler değil diğer hastaneler içerisinde de özel bölümler ve yataklar ayırarak bunu yaygınlaştırmaya çalışıyor. Ayrıca her mahallede gönüllü STK’lar, öğretmen ya da camideki imamdan oluşacak ekipler kurulacak. Birebir irtibatlar kurularak, insanlara dokunulacak, yalnızlıklar giderilecek. İnsanların kendi kendine birtakım oluşumlar içerisine girip devletin polisin yapması gereken bir takım işlere girmesi hizmet ya da görev değil kriminal bir durum olur. Kimsenin polisin yerini almasına izin vermeyiz.

‘Trafiği çözmek için çalışıyoruz’
Belediyemizin, Ulaştırma Bakanlığımızın yapmış olduğu önemli çalışmalar var. En önemlisi metro sisteminin hızla genişletilmesi ki sadece Aksaray-Yenikapı bağlantısı bile İstanbul’un trafiğinde insanların ulaşımında epeyce bir rahatlama yaşattı. Birçok dostumuz Marmaray’ı kullanıyor. Özel şoförü olanların bile metroyu kullanmaya başladıklarını görüyoruz. Şimdi 3’üncü köprü yapılıyor onun rahatlığını da inşallah İstanbul görecek. Yine trafiği rahatlatmak adına kavşaklar, alternatif yollar yapılıyor. Bu arada birbirimize olması gereken saygımız da trafiği rahatlatma noktasında önemli bir rol oynar diye de düşünüyorum. Biraz daha sabırlı ve karşı tarafa karşı toleranslı olabilirsek trafikte yaşadığımız bir kısım sorunları yaşamayabiliriz...

‘Okullara kar tatili mağduriyeti önledi’

Bu devirde artık bilimsel çalışmaları, teknolojiyi dikkate almanız lazım. Biz onu yapmaya çalıştık meteorolojik veriler, burada çalışan arkadaşlarımızın tahminleri bize ertesi gün öğleden sonra kar başlayacak akşama doğru da yoğunlaşacak uyarıları yaptıkları için akşamdan o kararı aldık. Sabahleyin kalktığımızdaki günlük güneşlik hava nedeniyle kar tatili yapılıyor eleştirilerinin gelebileceğini biliyordum. Ama bu kararı almak durumundaydık. Çünkü gündüz alacağınız tatil kararı İstanbul’un trafiğini, yoğunluğunu dikkate aldığınızda daha büyük kaosa yol açacaktı. Bu durumda da hiç tatil vermemek daha iyi olurdu. Birincisini yaptık insanlar yollarda kalmadı, öğrencilerimiz mağdur olmadı. İlk başta eleştirenlerden de sonra ‘teşekkür’ aldım zaten.
Ama her karda tatil olacak diye bir beklentiye girmek yanlış. O günkü durumları, şartlara göre değerlendireceğiz. Çünkü bizim için öğrencinin sağlığı, can güvenliği önemli, eğitimi telafi edebiliriz. O noktada da hiç tereddüt etmeyiz.

‘İstanbul lokomotif’
Gelirken biraz da şöyle düşündüm, tamam bir yönetici olarak yasanın verdiği görevler var ama İstanbul Türkiye’nin ekonomisini etkileyen ve yöneten bir lokomotif görevi yapıyor. Burada idareci olarak bana düşen öncelikli görev bu alanda yatırım yapmak isteyen işadamımız, sanayicimiz, kim varsa sektörün paydaşları onların önünde engeller varsa kaldırmaktır. Onlara destek vermek ve devlet olarak yanlarında olduğumuzu göstermektir. Örneğin Kalkınma ajansımız var malum onun da başkanıyız. Kalkınma Bakanlığı’mızla paylaşıp bir plan dahilinde projeleri destekleyebiliyoruz. Ama asıl üzerinde durmak istediğimiz sorun insanlarımızın yabancılaşması ve yalnızlaşması...

‘Zaman zaman maçlara gidiyorum’

Sabah 05.00’te kalkıp gece 01-02’ye kadar mesai sarf ettiğimiz oluyor. Çünkü İstanbul’un sadece bürokratik işleri değil aynı zamanda protokoler görevleri de var. Fanatik taraftarlığım yok, tuttuğum takım yenince sevinirim ama yenilince çok da üzülmem. Galatasaraylıyım. Zaman zaman maçlara gidiyorum, en son Galatasaray’ın 4-1 yenildiği Şampiyonlar Ligi karşılaşması izledim. Eskiden arada bir top oynadığımız da oluyordu.
İmam-Hatip’te okurken iki yıl güreş sporuyla iligilendim. Son dönemde ise spor olarak yürüyüş yapıyorum.
Kitap okumaya çalışıyorum. Bu ara hem tiyatrocu dostlarımıza hem de kendime söz verdim, tiyatroya gideceğim...