Sultanahmet Camii’nin görkemli 6 minaresini gölgede bırakan, kubbesinin tepesine çöken “Onaltı Dokuz” kuleleri ne olacak? Küslüğü ortadan kaldıracak “tıraş” mümkün mü? Ya da başka bir çözüm var mı? Plan değişikliği veya müteahhit Mesut Toprak’ın “küslüğe” dayanamaması gibi. Bu noktadan sonra zor; çünkü daireler satılmış, iskânlar verilmiş. Açıkçası her şey kitaba uygun.
Müteahhidin yapacağı tek kıyak; Sultanahmet’in görkemli minarelerini eskisi gibi görmek isteyenleri (açı ters ama olsun) kuleye çıkartmak olabilir. Belki Osmanlı motifleriyle dekore edilmiş katın gezilmesine de izin verir.
Tabii bir de “çılgın proje!” var. Bol sıfırlı milyonları gözden çıkarıp “Onaltı Dokuz”u kamulaştırmak.
Bunun için gerekçe gösterilmesi gerektiğini belirten Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, şöyle diyor:
“Ortada kazanılmış haklar var. Küstüm demekle olmaz. Binanın ekonomik ömrü dolana kadar (50 yıl) bir şey yapılamaz. Tek çıkış, her dairenin satış bedellerini ödeyerek kamulaştırmak ve yıkmak.”
Olur mu olur...
50 proje mahkemede
Aslında yüksek imar yoğunluğu verilerek İstanbul’un silüetini bozan o kadar çok ayrıcalıklı proje var ki. Üstelik hepsi de mahkemelik. Çoğu yapılmış ve yapılıyor. Aralarında iptal edilen de var ama; onlar da kısa süre sonra ufak değişikliklerle yeniden ısıtılıyor. Kahraman, oda olarak son 5 yılda 50’nin üzerinde dava açtıklarını söylüyor. İşte bazıları:
“Şişli Ayazağa Gecekondu Önleme Bölgesi (Maslak 1453), Taksim Meydanı (Topçu Kışlası), Şişli İETT Garajı (Dubai Towers), Zincirlikuyu Karayolları Arazisi (Zorlu Towers), İstanbul Finans Merkezi Ataşehir), Haydarpaşa Üsküdar - Kadıköy (Haydarpaşa Port), Çamlıca Camii, Maltepe İller Bankası Arazisi, Yenikapı Dolgu Alanı, Bayrampaşa Cezaevi, Galataport, Sevda Tepesi, Beykoz Medipol, Bakırköy Kartaltepe (Ağaoğlu), Kuşdili Çayırı, Üsküdar Burhaniye (Altunizade Silüet), TOKİ - YTÜ Arazisi, Ali Sami Yen Stadı, Fikirtepe, Mecidiyeköy Likör Fabrikası, Ayazağa (Hattat Tower), Ataköy Turizm Alanı (TOKİ Alanı-Marina), Kazlıçeşme Turizm Merkezi, Kartal Kordon Boyu, Kadıköy Corner Hotel, Meteoroloji plan değişikliği.”
Kanser ilaçları var mı, yok mu?
İstanbul Eczacı odası, “İthal kanser ve kalp ilaçlarının önemli bir bölümü eczanelerde yok” diyor. Yoklar listesinde yer alan toplam 200’ün üzerindeki ilacın isimlerini de tek tek sitesinden duyuruyor.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, iyileşebilir özelliği olan meme, testis ve lenfoma kanserlilerin hastalıktan değil, bulunmayan ilaçlar yüzünden öldüğünü söylüyor.
Doktorun yazdığı kanser ilaçlarını bulamadığı için yardım isteyen üniversiteli Dilek Özçelik’in eline bakan para tutuşturuyor.
Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Eczacılar Birliği(TEB) ise aksini savunuyor. Onlara göre; herhangi bir sıkıntı yok. İstenen ilaçları TEB ithal ediyor. İşte tarafların görüşleri:
Semih Güngör (İstanbul Eczacı Odası Başkanı):
“İlaç, eczanede, dağıtım kanallarında bulunmuyorsa, ithalatçı firma elimde yok diyorsa, Türk Eczacılar Birliği, getirdiği üç beş tane ilaçla sorun yok diyemez, dememelidir. Önemli olan hasta mağduriyetinin giderilmesi. TEB; Ankara’daki merkezi ve İstanbul’daki bürosuyla binlerce hastanın talebini nasıl karşılayacak? İki yerde de kuyruk var. Hasta haftalarca ilaç bekliyor.”
Erdoğan Çolak (Türk Eczacılar Birliği Başkanı):
“14 -15 kalem kanser ilacında talep yüksek. Ama bizi sıkıntıya sokacak durumda değil. Doktor raporuyla TEB’e başvuran hasta ilacını alabilir. Bağlantılı olduğumuz ilaçlara bir günde ulaşmak mümkün. Hatta Ankara, İstanbul’da 2-3 saat. Ancak yeni çıkan bir ilaçsa ve ilk kez yazılıyorsa, 10-15 günlük bekleme olabilir. Doğru olan ilaç firmalarıyla sorunun çözülmesi ve ilacın eczaneye dönmesi.”
İnanılır gibi değil. Sözü edilenler kanser ilaçları. Anında uygulamaya başlamazsan illeti geriletme şansın sıfır. O nedenle ihmale gelmez. Sonra da dalga geçer gibi “Kanserden korkma, geç kalmaktan kork” diye uyarıyorlar.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025