Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye’de zemin o kadar kaygan ki dengeler ve harekât planları sürekli değişiyor. Örneğin, Suriye rejim güçleri ve beraberindeki İran destekli Şii milislerin, Rakka yolunu kapatmasıyla TSK destekli ÖSO birliklerinin üç yönden çembere aldığı El Bab, hafta başında tamamen kuşatıldı. Bu DAEŞ’li teröristlere gelen desteğin kesilmesi, dolayısıyla da aylardır süren direncin kırılması açısından önemli ancak bir o kadar da Türkiye ile Suriye’nin karşı karşıya gelmesi gibi risk içeren de bir gelişme. Nitekim “Esad güçleriyle karşılaşmamak için Rusya ile görüşüldüğüne” yönelik açıklamalar geliyor. Tabii bu arada bazı çevrelerce Türkiye’nin Şam ile anlaşarak El Bab’ı daha kolay ele geçireceği, Suriye güçlerinin de Rakka’ya yöneleceği gibi seçenekler dahi konuşuluyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra bu da havada kalacak bir olasılık durumunda. Çünkü ABD’ile Rakka’ya ortak harekât planı yine gündeme geldi. Bu arada da El Bab’ın kontrolü maksadıyla icrasına başlanan bugüne kadarki en kapsamlı operasyon neticesinde stratejik öneme haiz tepeler TSK desteğindeki ÖSO unsurlarınca ele geçirildi. Dahası, bu operasyonun hava saldırılarına koalisyon savaş uçakları da katıldı. Yani El Bab’da son 24 saatte hem siyasi alanda hem de sahada çok kritik gelişmeler yaşandı. 24 Ağustos’ta başlayan Fırat Kalkanı Harekâtı’nın 170. gününde gelinen bu durumu eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Korg. İsmail Hakkı Pekin’e sordum. Yanıtı şuydu:
“ABD’nin bu hamlesiyle Türkiye’nin desteğindeki ÖSO El Bab’ı alacak. Türkiye ile ABD arasında Suriye konusunda, daha doğrusu, PYD konusunda gerilen ipler biraz daha yumuşatılacak. Ve Türkiye ABD ile birlikte ÖSO’yu kullanarak Rakka’yı ele geçirecek. Bu hem PYD’nin bölgede etkisini azaltacak hem de ÖSO’nun daha fazla söz sahibi olmasını ve pay almasını sağlayacak. Suriye rejiminin de masaya daha güçlü oturmasını engelleyecek. Dolayısıyla, Türkiye’nin tezleri doğrultusunda bir durum ortaya çıkıyor Cenevre görüşmeleri öncesi.”
n Peki, ABD açısından PYD ne olacak?
“PYD konusunda Trump’ın ABD tezlerinden vazgeçeceğini sanmıyorum. Trump söylem konusunda Türkiye’ye daha yakın durabilir ama PYD’nin kazançları konusunda durum değişmeyecektir. En azından Fırat’ın doğusundaki bölgede ve Afrin’de otonom verileceğini değerlendiriyorum. Suriye içerisinde kalmak suretiyle. Türkiye’ye Menbiç yolunun açıldığını da değerlendirebiliriz. Fırat’ın doğusundaki PYD’nin kazanımlarının kabul edilmesi, Afrin’e dokunulmaması konularında Türkiye’den alınacak söz karşılığında PYD Menbiç’ten çekilecektir. Yapılmak istenen bu bence...”

Meclis’te ‘berdel’ usulü de mi var?

Devlet parasıyla iletişim rekortmeni! CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen TBMM Başkanlık Divanı üyeliğinden istifa etti, daha doğrusu ettirildi. Yani sonuç, daha önce de değimiz gibi, “Sorumsuz harcama için bir bardak su için” oldu. Yani o kadar eleştiri ve tepkiye rağmen kamuoyunu rahatlatacak bir adım gelmedi. Tıpkı daha önceki benzer örnekler de (yılda 100 bin kilometrelik akaryakıt gideri) olduğu gibi. Evet, her iki olay arasında faturalardaki rakamlara baktığımızda ciddi farklar olsa da niyet açısından durum değişmediği ve vekilin harcadığı paraların vatandaşın cebinden çıktığı çok net. Dahası, bu sorumsuzluk ve duyarsızlık olayları ilk ve tek de değil. Örneğin, dün konuştuğum eski bir milletvekili ve parti yöneticisi de şu iddialarda bulundu:
“Milletvekillerinin trafik cezaları Meclis bütçesinden ödeniyor. Hız limitlerini aşmak, hatalı sollamak, yasak olan yerler park etmek gibi şahsi kusurdan kaynaklanan cezaların faturası yine vatandaşa çıkıyor.
Meclis’teki personel istihdamında da milletvekilleri karşılıklı birbirlerinin yakınlarına iş olanağı sağlarlar. Diyelim ki kızını kendi müşavirliğinde gösteremez, arkadaşında gösterir. O arkadaşının yakını da bir başka milletvekilinde gözükür. Bir de böyle bir uyglama var, berdel gibi yani...”
Özetle, dememiz o ki; bir vekil ya da vekiller çıkıp bu konularda da soru önergesi verse ve bir yılda ödenen cezalarla bu alandaki rekortmenler ortaya çıksa. Ve de gerçekten Meclis’te berdelin istihdam olarak olup olmadığını, varsa da kimler olduğunu öğrensek...