Beşiktaş kapkara bir tünele girdi. Siyah-beyazlı kulübün literatüründe artık kasım ayının karşılığı hüzün... 'Fetret' döneminden, 'gerileme' dönemine geçildi. Dejavu yaşanıyor. Hikayenin kahramanları farklı olsa da yaşanan rezaletler aynı. Koskoca kulübü ne hale getirdiniz. Emeği geçenlere helal olsun!
Taraftarlar için Beşiktaş'ı izlemek işkence halini aldı. Tahammül etmek gerçekten zor. Takım ne savunma yapabiliyor, ne de hücum. İçler acısı bir durumda. İzah etmek için kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Semih, Svensson, Rafa Silva ve Gedson dışında sahaya karakter koyan oyuncu yok. Oyuncuların ekseriyetinde vurdumduymazlık ve gamsızlık müşahade ediliyor. Çoğu 'maç bitse de gitsek' havasında.
Hele ki Masauku. İnsan hayrete düşüyor... Bu adam nasıl yıllarca Premier Lig'de forma giymiş? Savunması bu kadar kötü bir oyuncu görmedim. Kanadı yol geçen hanına dönüyor. Rakiplerini devamlı içeriye buyur ediyor. Haftalardır takımına gol yedirmekten usanmadı. Maccabi karşısında ilk golde o kadar rahat çalım yedi ki gerçekten yazıklar olsun. Ama suç, ona forma şansı veren Gio'da.
Hollandalı hoca, Can Keleş, Tayyip ve Salih Uçan'a takmış. Orta saha bu kadar kolay geçilirken, Salih gibi deneyimli bir oyuncudan faydalanmamak akıl tutulması değil de nedir? Can Keleş'e kulüp yatırım yapmış. En azından bir 20-25 dakika şans versen ne kaybedersin? Rashica dışında orijinal kanat oyuncun yokken Can'ı kulübede tabiri caizse çürüttün.
Joao Mario futbol kariyerinin son demlerine gelmiş. Fizik gücü yerlerde. Girdiği ikili mücadeleleri kaybediyor. Paslarının çoğunluğu yana veya geriye. Ve ne hikmetse Gio, faydasız Portekizli'yi ilk 11'de oynatıyor.
Son 5 maçın 4'ünü kaybetmişsin. İki resmi maçta yediğin gol sayısı 7. Bir o kadar da pozisyon vermişsin. Gio'yu göndermekte de çok geç kalındı. Yönetimde yaşanan çift başlılık ve kriz, sahaya fazlasıyla sirayet ediyor. Allah selamet versin, Beşiktaş yine dibi gördü. Buradan çıkması da şu an için mümkün görünmüyor.