İstanbul’da Galatasaray’ın elde ettiği 2-0’lık avantajdan sonra, serinin kırılma karşılaşmasıydı dün geceki mücadele.
Banvit bu kez maça Şafak ile başladı. İlk iki maçta hiç süre alamayan genç oyuncunun istatistiklere katkısı yoktu ama Stimac ile Davis’i yan yana kullanma avantajı yakalayan takımı rakip uzunları yıpratmayı başardı. Zaten Furkan oyundayken İzzet’i, Ndong oyundayken Davis’i kullanan Banvit, bunun bir plan olduğunu ispatladı.
Özellikle Davis’in maça iyi başlaması, ev sahibi için çok önemliydi. Kendisine gelen yardımlarda da oyun bilgisini ortaya koyan ABD’li, arkadaşlarına pozisyon yarattı. Ancak maçın başında farkın açılmasına neden olan, Banvit’in ilk iki maçın aksine bu kez birebir savunmayı çok iyi yapması ve Galatasaray’ın üç sayılık atışlarda da çok kötü bir başlangıç yapmasıydı.
İlk yarıda 32’de 11 isabetle oynayarak, İstanbul’daki yüzdelerinin çok uzağında kalan Galatasaray’ın sıkıntısı ise Arroyo’yu bir türlü devreye sokamamasıydı. Çünkü Banvit’in planlarından birisi de Porto Riko’lunun savunmacısının üzerinden oynamaktı ve savunmadaki bu sıkıntı nedeniyle Ergin Ataman en büyük kozunu 32 dakikalık bölümde sadece 14 dakika oynatmıştı.
Ancak büyük
Markoishvili 3. çeyrekte skor dengeye gelmişken arka arkaya 4 üçlük attı, Gordon yine hücumun en sıcak elemanlarındandı, Galatasaray Medical Park yüzde 50 isabetle 9 üçlük bularak maçı tamamladı, bir önceki buluşmada olduğu gibi 3. çeyrekteki müthiş serisiyle (26-11) maçı kopardı. Ancak dünün yıldızı tartışmasız Furkan Aldemir’di, tek kelimeye harikaydı.
İlk maçta da önemli işler yapmıştı yıldız oyuncu ama dün bambaşkaydı. Ndong’un sakatlığı nedeniyle sadece 4 dakika oynadığı, Macvan’ın oyuna girer girmez kafasının yarılması nedeniyle kenara alınması, onun üzerindeki yükü artırmıştı. Aslında Furkan da maça 2 faulle başlamıştı ama akıllı davrandı. Rakip ne zaman hamle yapsa, başrolde Furkan vardı. Boyalı alanı kararttı, özellikle hücum ribauntları ile galibiyete 15 sayılık katkı yaptı. Belki de gelecek sezon için kendisine çağrıda bulunan NBA’e ‘hazırım’ mesajını yolladı.
Ergin Ataman’ı da tebrik etmek gerekiyor. Her türlü olasılığa takımını o kadar iyi hazırlamış ki, bir ara uzunların sakatlıkları nedeniyle 4 kısaya dönmek zorunda kaldı. Ancak o anları da alan savunması ile geçip, hücumda çabukluğu avantaja çevirmeyi bildi. Zaten oyun sete set oynandığında da ne yaptığını
Oyun kurucusuz finale kadar yükselme başarısı gösteren Banvit, karşısında Arroyo ve Ender gibi iki ustayı bulunca finalin ilk maçında bozguna uğradı.
Aslında maça istediği gibi başladı Bandırma ekibi. İzzet’i 4 numaraya koymuştu Orhun Ene ve son dönemin formda ismi de hem hücumda, hem de savunmada önemli işler yaptı. Oyun kurucu pozisyonunda ise beklentilerin çok uzağında olan Lucas görev almıştı. Arroyo’nun savunmasında sürekli boyalı alanı zorlayan ABD’li takımını oynatamasa da, en azından kendisi atarak, maksimum katkıyı verdi. Daha fazlasını beklemek hayal gibi!
Ergin Ataman önce Ndong’u ile savunmayı toparladı, ribaunt üstünlüğüyle dengeyi sağladı. Top kayıpları nedeniyle bir türlü asıl darbeyi vuramıyordu ev sahibi ama Arroyo-Ender ikilisi, devre sonunda sahne takımlarını öne de taşıdı.
Ritmini bulduğunda gerçekten durdurulması zor bir ekip oluyor sarı-kırmızılı ekip, ikinci yarının başında da bunu gösterdi. 3. çeyrekte 12 sayı atan Arroyo, 6’da 5 üç sayı ile oynayan Galatasaray’ın en etkili ismi olurken, Ender’in hücumdaki yaratıcılığı, Furkan’ın savunmadaki müthiş katkısı, aranın açılmasını sağladı.
Galatasaray, serinin sonuna kadar oyun kurucu farkını
Beko Basketbol Ligi final serisinde iki takım da sahaya büyük bir güvenle çıkacak, çünkü bunun için geçerli nedenleri var. Galatasaray tam 22 maçtır kaybetmiyor, Arroyo takıma geldikten sonra en kritik anda sorumluluğu ona veriyor ve kazanıyor. Bu seriyi devam ettirme isteği, 23 yıllık özlemin getirdiği ekstra motivasyon, saha avantajının ellerinde olması Galatasaray için büyük artı. Bu müthiş galibiyet serisini getiren etkenlerden bir tanesi de, oyunun belli bölümlerinde müthiş bir savunma ile rakibe göz açtırmadığı da unutulmamalı. Dolayısıyla Galatasaray kazanacağına emindir, en azından öyle olmalı.
Peki ya Banvit! İlk kez finale yükseldi ve tarihi bir başarı elde etti. Onlar için büyük rahatlık; finalde sonuç ne olursa olsun, başarılı sayılacakları gerçeği. Ancak sadece bu değil tabii ki... Galatasaray 22 haftadır yenilmiyor ama, onları en son Banvit devirmişti. Türkiye Kupası’nda da karşılaşmıştı iki takım, maç uzatmaya gitmişti. Yani Banvit Galatasaray’ı yenebileceğini iki kez gördü bu sezon ve bunun için tam olmalı kendine güveni.
Galatasaray’ın en büyük artısı, oyun kurucu pozisyonu olacaktır. Çünkü Arroyo-Ender ikilisi, çok genç olan Şafak ile beklentilerin çok
Yarı finaldeki bu eşleşmede sezonun en renkli iki takımının karşılaşacağını söylersek abartmış olmayız. Galatasaray Medical Park, yaşadığı onca sıkıntılara rağmen, müthiş bir tempo yakaladı ve Ergin Ataman ile birlikte galibiyet rekorları kırarak yarı finale kadar çıktı. Sarı-kırmızılı ekip artık müthiş bir özgüvene sahip. Çünkü 19 maçlık galibiyet serisinde neredeyse hep rahat kazandı. Yıldızların savunma yapma alışkanlığı kazanması, Arroyo gibi bir liderin bulunması, boyalı alanda da Furkan ve Ersin gibi iki Türk ile maksimum sertliğin yakalanması, sarı-kırmızılılar’ın elini güçlendiriyor. Ancak bu seride bench katkısına da büyük iş düşüyor. Özellikle Cenk ve Ender, sezon içinde yaptıkları katkıyı aynı seviyede tutabilirlerse, sarı-kırmızılılar’ın eli daha da güçlenecektir. Tek sıkıntı, işler kötü gitmeye başlarsa verecekleri tepki olabilir. Bir maçın tamamında ya da bir bölümünde kötü oynamak, belki de kaybetmek, 19 maçtır kazanan bir takım için baskı yaratabilir. İşte o anları kazasız geçerse, Galatasaray bu turun favorisidir.
Pınar Karşıyaka ise rakibine oranla daha rahat olacaktır. Çünkü bu seride kaybetseler bile Ufuk Sarıca yönetiminde yaptıkları ile başarılı
HAFTANIN?TAKIMI
TOFAŞ
Erdemir deplasmanında çok kritik bir mücadeleye çıktı, ikinci yarıdaki etkili savunmasıyla galibiyete ulaşarak, bir maçı eksik halde play-off biletini kaptı.
HAFTANIN?KARMASI
BO MCCALEBB
(FENERBAHÇE ÜLKER)
Fenerbahçe Ülker’in, Edirne deplasmanını kolaylaştıran isimdi. 26 dakika sahada kaldığı mücadeleyi 18 ribaunt, 3 asist, 3 top çalma istatistikleriyle bitirdi.
Galatasaray, kaybetmesi durumunda şampiyonluğu da kaybedeceği maçta yabancı tercihini, Nevriye’nin forma giymeye başlamasının verdiği güvenle Fowles’tan değil, Torrens’ten yana kullandı. Bu tercihin ödülünü de aldı. Çünkü hem Nevriye, hem de Torrens, kendilerinden bekleneni fazlasıyla sahaya yansıttı.
Özellikle Torrens, birbirini artık iyi tanıyan, yapacakları her hamleyi önceden kestirebilen iki takım arasındaki düelloda, oyunun şeklini değiştirdi. Başa baş geçen ve Fener üstünlüğüyle geçilen ilk çeyreğin ardından İspanyol oyuncunun girişiyle art arda penetrelere başlayan, akıllı oyunu ve saha görüşüyle rakibi dağıtan Galatasaray’da boyalı alan üretkenliği de fazlasıyla arttı. Boyalı alanda Wauters, Nevriye ikilisinin yüzdeli oyunları, dışarıyı da rahatlattı, özellikle Şaziye şutlarıyla rakibin tüm direncini kırdı.
Fenerbahçe adına, pota altını sadece 2. yarının başında Verameyenka iyi kullanmaya başlamıştı ki, Ekrem Memnun’un alan savunması, onun da hızını kesmeyi başardı. Fenerbahçe için artık galibiyeti getirecek tek etken dışarıdan gelecek katkıydı ama ne Birsel, ne Esmeral, ne de Pondexter, bir önceki maçı kendilerine kazandıran üç sayılık atış performansına yaklaştı.
HAFTANIN TAKIMIANADOLU EFES
Olimpiakos karşısında 15 sayı öndeyken kaybedilen bir maçın ardından yaşanan moral bozukluğuna rağmen, Fenerbahçe deplasmanında 15 sayı geriden gelip kazanmayı bildi.
HAFTANIN KARMASIALAN VOSKUIL (OLİN EDİRNE)
Türkiye’ye geldiğinden bu yana en iyi basketbolunu oynadı. 9’da 6 üç sayı isabetiyle 23 sayıya ulaştı, 4 ribaunt, 2 asistle, Tofaş deplasmanındaki hayati maçı kazandırdı.
SERHAT ÇETİN (BEŞİKTAŞ)
İki uzatmaya giden maçta TED Kolejliler potasına 13’te 8 üçlükle 30 sayı gönderdi, 5 asist, 3 ribaunt ile oynayarak, altıncılık mücadelesinde devleşti.