Diren Cenk!

11 Temmuz 2013

A Milli Takım kadrosunda tabii ki en büyük polemik Cenk Akyol konusu olacak. Geçmiş yıllarda oynadığı takımlarda süre bile almadığında kadronun değişmez ismiydi Cenk. Bu sene ise yok. Hem de mükemmel tamamladığı, sakatlıklardan canı çok yanan Galatasaray’da bazen 2, bazen 3, bazen de 4 numara oynayarak Ergin Ataman’ı rahatlattığı, sarı kırmızılı takımın şampiyonluğunda çok önemli rol aldığı bir sezonda...
Akıllara gelen soru şu: Cenk Akyol gezi olayları sırasında direnişçilerden bir tanesi olduğu ve olaylar sırasında tepki çeken TV kanalına röportaj vermediği için mi kızağa çekildi? Eğer öyleyse yandık. Çünkü kadın milli takımı baştan aşağı değişmeli! Federasyon Başkanı Turgay Demirel’in, geçmiş yıllarda ‘çifte zafer’ açıklamasıyla basketbolu siyasete bulaştırmış olması, daha iki ay önceki Akdeniz oyunları kadrosunda Cenk ismininde bulunması, kafalardaki soru işaretlerinin doğruluk ihtimalini artırıyor.
TBF ise sebebin Tanjevic ile Cenk arasındaki anlaşmazlık olduğunu açıkladı. Aslında o filmi daha önce görmüştük biz, tekrar sahnelenmesi şaşırtıcı! Yine de umarım öyledir, biz sadece Tanjevic’in kaprisleri nedeniyle sildiği yıldızlar listesine, bir yenisini ekleriz. Ama

Yazının Devamı

Muhteşemsiniz

1 Temmuz 2013

Şampiyonanın başından bu yana ortak görüş, bu takımın boyalı alanda sıkıntı yaşamadığı sürece her takımı yenecek güçte olduğu, çünkü kısa rotasyonda geniş bir rotasyonun bulunduğu ve mutlaka birisinin sazı eline alacağıydı. İşte dün bu bir kez daha ortaya çıktı.
Klasik maça kötü başlama alışkanlığını biraz daha uzun tuttu bu kez Potanın Perileri, ilk çeyrekte bitmesine alıştığımız kriz, devre boyunca sürdü... Savunmasıyla övündüğümüz kızlarımız, 20 dakikada 44 sayı yemişti. Ancak hücumda Nevriye ile Esmeral’in skoru sürüklemesi, savunmanın biraz kıpırdaması durumunda rahat bir galibiyet daha alacağımızın göstergesiydi. Nitekim öyle de oldu.
İkinci yarının başında iki maçtır şov yapan Esmeral’in sakatlığı nedeniyle sahaya çıkmaması ‘acaba kriz yaşar mıyız’ sorusunu akıllara getirse de, bu kez Birsel döktürdü. Tam 15 sayı attı yıldız oyuncu 3. çeyrekte. 14-0’lık serinin kahramanı olurken, Işıl ve Begüm’ün de katkısıyla ön alanda yaptıkları baskının dozu da rakip için ürkütücüydü. Şaziye-Işıl ve Birsel gibi kısaların da katkısıyla ribauntlarda da rakibe 48-27 üstünlük kuran Nevriye-Hollingsworth ikilisiyle rakip uzunlara çok ağır basarak, toplam 37 sayı, 20 ribauntluk katkı

Yazının Devamı

Bir de hücum edebilsek!

29 Haziran 2013

Bu takımın en çok sevdiğimiz özelliği kesinlikle mücadeleyi bırakmaması. Ama öyle üzücü ki, bu kadar çabaladıktan sonra çok basit hatalar nedeniyle finalin kaçması!
Fransa’nın atletizmine karşı koyamadı ekibimiz ilk çeyrekte. Ev sahibi, taraftarın da verdiği ekstra motivasyonla, iyi bir yüzdeyle başladı maça. Ama bizi asıl sıkıntıya sokan, art arda verilen hücum ribauntlarıydı. Ekibimiz, 1. ve 3. çeyreklerin ilk 5 dakikalarında tek ribaunt dahi alamadı. Zaten o anlarda da Fransa, maçı kendisine kazandıracak farkları yakaladı.
Ne zamanki çok güvendiğimiz savunmamız biraz kıpırdandı, oyuncularımız ribauntlar için savaşmaya başladı, işte o zaman fark da bir anda kapandı. İlk yarıda fazla sonuç vermemişti alan savunması ama, ikinci yarıda, özellikle 3 kısayla yapıldığında ev sahibinin elini kolunu bağladı. Ancak sadece savunma yetmiyor ki! Atmak da gerekiyor. Ev sahibi Fransa’ya, 9 sayı geride girdiği son çeyrekte 8 dakika boyunca sadece 2 sayı attıran millilerimiz, farkı da sadece 2’ye indirebildi. Oysa ki, Esmeral’in mükemmel oyununa kısalardan bir kişi daha eşlik etse, o anda öne geçmememiz işten bile değildi.Tuğba ile Şaziye gibi hücumda ellerineen çok güvendiğimiz iki

Yazının Devamı

Savunma ekolü

28 Haziran 2013

Belki bu şampiyonadaki performansları ile değil ama oyun yapısı ile bizim için tehlikeli sayılabilecek ekiplerden bir tanesiydi Belarus. Çünkü rakibin en etkili olduğu bölüm, Verameyenka-Leuchanka ikilisinin bulunduğu boyalı alan; bu turnuvada ekibimizin aksayan noktasıydı.
Neyse ki Nevriye’nin biraz kıpırdanışı, özellikle ikinci çeyrekte farkın açıldığı bölümdeki başarısı, Hollingsworth’un ribauntlarda etkili olup, 3. çeyrekte kritik sayılar atması, Bahar’ın da savunmada iyi işler yapması, korktuğumuz görüntüyü yaşatmadı. Zaten uzunların yüzdeli oynadığı bölümlerde kısaların üzerindeki baskı da azaldı, isabetli şutlar gelmeye başladı. Nevriye’nin devleştiği ikinci çeyrekteki 4’te 3 üç sayı isabeti bunun ispatı. Şunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Türk Kadın Basketbolu savunmasıyla ekol olma yolunda dev adımlar attı. Özellikle baskının arttığı anlarda rakiplerini çok zor durumda bırakan millilerimiz, dün de Belarus’a 20 top kaybı yaptırdı ve 41 sayıda tutmayı başardı.
Ancak hücumda da birazcık yüzdelerimizi yükseltebilsek, her şey çok farklı olacak. Özellikle ilk yarıda rakip tam 6 dakika sayı bulamamışken, hücumda çok basit atışlar kaçmasa, o fark 17 değil, 27 olacak,

Yazının Devamı

Süper guardlar

23 Haziran 2013

Potanın Perileri, Fransa’daki 5. maçında da yüzümüzü güldürdü. İsveç karşısında da galibiyetten emin olan bizler için farklı sonuç şaşırtıcı değildi. Çünkü ekibimiz, artık Avrupa’nın kalburüstü takımlarından birisi ve madalya için favoriyken İsveç’e takılmak, zaten beklenmezdi. Ama yine de özellikle oyun kurucuların performansının, kritik İspanya maçı öncesinde umut verici olduğunu söylemeli.
Maçın başında Işıl skor yükünü çekse de, rakibin sert savunması ritmimizi bozmuştu. O savunma karşısında geri adım atılması, sürekli dış şutun aranması, üçlüklerin girmediği anlarda kriz yarattı. Neyse ki, Işıl ile birlikte, bu şampiyonanın ‘tatlı sürpriz’i Begüm’ün katkısı, sıkıntılı geçen devrede bile önde olmamızı sağladı.
2. yarıya Ceyhun Yıldızoğlu akıllı bir hamle ile başladı. Rakibin sertliğinin 3.çeyrekte artacağını iyi hesaplayan ve sahaya Birsel-Esmeral ikilisiyle başlayan Yıldızoğlu’nun planları, iki yıldızın topu başarıyla dolaştırması ve tüm takıma pozisyon hazırlamasıyla tıkır tıkır işledi. Özellikle Birsel’in yaptıkları adeta resitaldi. Işıl, Birsel, Esmeral, bu maçta suskun kalsa da Tuğba, Ceyhun Yıldızoğlu’nun şansı...
Ancak uzunlarda sıkıntı gözden kaçmıyor. Bir

Yazının Devamı

Fransa’da Bahar havası

21 Haziran 2013

Şu bir gerçek ki artık Potanın Perileri ciddi bir marka haline geldi. Polonya’daki Avrupa İkinciliği, Olimpiyatlar’daki beşincilik derken, özgüven patlaması yaşayan kadınlarımız, Fransa’da da yola emin adımlarla devam etti.
Rakip İtalya, rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bizim ayarımızda değildi. Özellikle kısa rotasyonda onların çok daha ilerisinde olduğumuzu biliyor, bu gücümüze güveniyorduk.
İlk yarıda o kısa rotasyon, 5 üçlükle ayakta tuttu Ay-yıldızlı ekibimizi ama boyalı alandan bir türlü istenen katkının gelmemesi, skorun dengede gitmesinin nedeniydi. Birsel-Esmeral ikilisinin kenardan gelişi ve tempoyu ele geçirişi, ikinci yarıda çok iyi bir turnuva geçiren Işıl’ın yeniden devreye girmesi, Tuğba, Şaziye ve Begüm’ün şut tehditi, ekibimizi rahatlatan etkenlerdi.
Ancak koskoca ilk yarıda bir türlü boyalı alan devreye girememişti. Nevriye, Hollingswort, Bahar ve Tuğçe’nin 14’te 3 ile hücum etmesi bu sıkıntının göstergesiydi.
3. çeyrek her şeyin değiştiği bölüm oldu. Bahar, ribauntları toplayarak boyalı alan üretkenliğini artırınca, millilerimizin en önemli kozlarından olan ön alan savunmasını, boyalı alanda da çabuk ayaklarıyla tamamlayınca işler çok kolaylaştı.

Yazının Devamı

Sonuna kadar hak ettiler

16 Haziran 2013

Bir takım düşünün ki, sezon başında takımı üzerlerine kurduğu Domercant ve Hawkins gibi iki yıldızını farklı nedenlerle kaybetsin. Aynı takımın yerli rotasyonundan da Engin ve Göksenin gibi çok önemli iki isim daha eksilsin. Ancak o takım, ligin ikinci yarısını hiç yenilmeden lider bitirsin, play-off’ta da fırtına gibi essin, her maç yeni bir yıldız çıkarıp, tam 23 yıllık özlemi dindirsin.
Dünün yıldızları da Cenk ile Ndong oldu. Sarı-kırmızılı forma altında yeniden parlayan ve keskin bir şutör kimliği kazanan Cenk, dün ilk yarıyı 5’te 5 üçlükle kapadı, rakibin az da olsa devam eden umutlarını sonlandırdı. Ndong boyalı alanı istediği gibi kullandı, pota altı da Galatasaray’ın olunca, maç daha ilk yarıda bitti, ikinci yarıda hem sahadakiler hem tribündekiler şov yaptı. Tabii ki Ersin Dağlı’nın olağanüstü mücadelesinin, play-off’un en değerli isimlerinden Furkan’ın sakat sakat sahaya çıkarak, Ersin’i dinlendirmesinin, Ender-Arroyo gibi iki ustanın, kısa süre bocalamalarına neden olan alan savunmasını etkisiz hale getirmesinin de altını çizmek gerekiyor...
Ancak yazının başında vurguladığım şanssızlıklar vardı ya Galatasaray adına yaşanan, onların üstesinden gelen mucize adam

Yazının Devamı

Banvit krizi aştı

13 Haziran 2013

Final serisinin önceki buluşmalarından çok da farklı değildi dün akşamki karşılaşma. Heyecan yine son ana kadar yaşandı Bandırma’da. Banvit yine iyi başladı maça, istediklerini yansıttı sahaya. Charles Davis, mükemmel oynuyor, rakibi yine boyalı alanda zor durumda bırakıyordu. İzzet’in kenardan gelip verdiği katkı, Mejia’nın durgun olduğu günde Lucas’ın bu kez beklentilerin üzerine çıkması Bandırma ekibi için önemli bir artıydı.
Belli ki şampiyon olduğunu düşünmüştü Galatasaray, o rahatlıkla maça başladı. Özellikle hücumda, hiç bir şey üretemiyor, yarı sahada tıkanıyordu. İlk yarıdaki üç sayı isabeti de 11’de 1’de kalınca, Bandırma ekibi soyunma odasına 14 sayı önde gitti, dışarıdan çok kritik yerlerde katkı alınca farkı 20’ye kadar yükseltti, son çeyreğin başında da 17 sayı öndeydi.

Psikolojik eşiği atlattı
Ancak önceki maçlardan kaynaklı psikolojik faktörler, sarı-kırmızılı ekibin 4 kısayla yaptığı baskının da etkisiyle Banvit’in hücumda tıkanmasına neden olunca, fark göz açıp kapayıncaya kadar eridi. Farkın her inişinde, stresi biraz daha yükselen Banvit, son 10 dakikada Gordon’dan 23 sayı yiyince kriz iyice derinleşti. Önce Simmons, ardından Lucas ile bu krizden

Yazının Devamı