Ezeli rakibi Fenerbahçe’yi devirerek arka arkaya 13. galibiyetini elde eden Galatasaray, maçın büyük bölümünde ne yaptığını çok net bilen takım görüntüsündeydi.
İki takımın da önceliği savunmaydı ve amaç rakibe kolay basket şansı tanımamaktı. Ergin Ataman, bu düzen içinde pozisyon bulmakta zorlanan takımını çift guarda çevirdi ve maçın büyük bölümünde de bu şekilde devam etti. İkinci yarının başında rakibinin baskısı karşısında skor dengelenmişken, tecrübeli çalıştırıcının 2 dakika bile dolmadan değişikliğe gidip, yine Ender-Ndong ikilisine dönmesi de, maçtaki her hamleyi ne kadar iyi çalıştığının göstergesiydi. Ender’in de çok iyi bir maç çıkarması, hem skora katkı yapıp, hem de asistleriyle uzunları işin içine sokması, Arroyo’nun özellikle son çeyrekte sorumluluk alması da planların kusursuz işlemesini beraberinde getirdi.
Barış 7 dakika süre aldı!
İlk çeyrekteki 12 sayısının 10’unu serbest atış çizgisinden bulan ve saha içi basket bulmakta çok zorlanan Fenerbahçe ise maç boyunca aynı sıkıntıyı yaşadı. Özellikle boyalı alanda Ndong-Ersin ikilisine ezilen, rakibinden 10 ribaunt az alıp, 19 şut daha az kullanan Fenerbahçe iki sayılık atışlarda yüzde 28, üçlüklerde yüzde
Aslında ilk 5 dakikada aslında işler yolunda gibiydi ama rakip şutları sokmaya başladığı anda kontrol elimizden kaçtı. İlk maçta Printzeis başımıza bela olmuştu, bu kez Antic sahne aldı. İki oyuncunun da ortak özelliği, Savanovic tarafından savunuldukları bölümde ritimlerini bulmalarıydı. Savanovic’in kariyerinin belki de en kötü basketbolunu oynadığı dönemin çeyrek final olması büyük bir sıkıntı!
Aslında sıkıntı maça çok iyi giren Kerem Gönlüm 2 faul alıp zorunlu olarak kenara gelirken, sahadaki 5’in de bir anda kenara alınmasıyla başladı. 5 soğuk adama karşı Olimpiakos 12-4’lük seri bulunca kontrolü ele aldı, Spanoulis de sahne alınca Efes bir anda dağıldı...
Bir tek Kerem Gönlüm mücadele etti, skora isyan etti ama onun da çabası takımını kurtaramadı. Belki aynı hırsla oynayabilecek, böyle bir yenilgiyi kabullenmeyecek Sinan, Doğuş, Ermal gibi isimler de vardı ama onların yüzüne de Oktay Hoca bakmadı. Ya, bu seriyi 8-9 kişiyle oynamanın kendisine avantaj sağlayacağını düşündü, ya da zaten skor sıkıntısı çekerken yıldızları kenara almakta risk gördü Mahmuti ama bu tercihleri hepimizi üzdü.
Final Four, iyice uzaklaştı belki ama henüz seri bitmedi. Eğer Efes, İstanbul’da
Euroleague seviyesinde, hem de çeyrek finalde mücadele ediyorsanız, üstüne üstlük deplasmanda oynuyorsanız, hata payınızı en az seviyede tutmak zorundasınız. Dışarıdan atmayı seven bir takımken, 19’da 1 üç sayı isabetiyle maçı tamamlarsanız, kazanamazsınız. Dün Efes’in sorunu da buydu zaten. Bir türlü dışarıdan katkı alamadı. Ne yazık ki, bu konuda en çok güvendiğimiz isimler Farmar, Vujacic ve Savanovic 13’te 0 üç sayı isabetinde kaldı. Özellikle Vujacic ve Savanovic tam bir hayalkırıklığıydı. Hadi Vujacic sakatlıktan yeni çıktı, formunu bulamadı da, Savanovic’e ne oldu! Hem hücumda katkı veremedi, hem de Printzeis’in rekor gecesinin başrollerindendi!
Belli ki Efes, Spanoulis ile Papanikolaou’yu coşturmamak için Printzeis’ten gelebilecek şutları riske etmişti ama tecrübeli oyuncu 26 sayıya ulaşırken, Savanovic onun karşısında biraz daha sağlam durabilmeliydi. Oktay Mahmuti’nin Vujacic’i devreye sokabilmek için maçın büyük bölümünde sahada tutması ise sonuçsuz kalan bir hamleydi. Sloven yıldız kritik anlarda, kötü tercihleri ile hep son hamlenin yapılmasını engelledi. Tabii bir de öncelikle top kayıpları işimize tuz-biber ekti. İyi başlanılan ilk çeyrekteki top kaybı sayısı,
HAFTANIN?TAKIMI
G.SARAY M.PARK
Fenerbahçe ve Banvit’i devirerek liderlikten indiren son dönemin formda ekibi Tofaş’ı deplasmanda çok üstün bir oyunun ardından devirdi, zirvede kalmayı bildi.
HAFTANIN?KARMASI
BARIŞ?ERMİŞ
(FENEBAHÇE?ÜLKER)
Takımının 4 eksikle çıktığı ve çok zorlandığı Hacettepe karşısında kazayı önleyen isimdi. 27 sayı atarak kariyer rekoru kırarken, 10 asist, 3 ribaunt, 3 top
HAFTANIN?TAKIMI
BANVİT
Fenerbahçe Ülker’i uzatma sonunda devirerek, zirveyi yeniden değiştirdi. 13 sayı geriye düşse de ayağa kalkarak, son iki haftada alınan yenilgileri telafi etti.
HAFTANIN?KARMASI
MEHMET YAĞMUR (OLİN EDİRNE)
Takımı için kader maçlarından birisi olan Erdemirspor karşısında kusursuz oynadı. 11 sayı, 11 asist, 5 ribaunt, 3 top çalmalık performansıyla ön plana çıktı.
KENAN SİPAHİ (TOFAŞ)
Burtt gittikten sonra artan sorumluluğunun hakkını vermeye devam etti. Hacettepe karşısında da 27 dakika süre alan genç oyuncu 5’te 4 üçlükle 18 sayı, üretti.
Anadolu Efes, Zalgiris’ten sonra Malaga’ya da yenilmek için her şeyi yaptı. Maça felaket girdi temsilcimiz. Düşünün koskoca ilk periyotta sadece 5 kez iki sayı denemesi yapıp, bunların 4’ünde basket bulmuşken, tam 9 da üçlük kullandı. Yani kimin eline geldiyse potaya attı!
Maça ilk sayısını üç sayı çizgisinin gerisinden bulan ancak kalan bölümde saç-baş yolduran Savanovic de bu tuhaf düzende başrolü aldı. Rakip ise Perovic’in hastalığı nedeniyle oynamadığı günde, sakat sakat sahaya sürülen Zoric ile boyalı alanı mükemmel kullandı. Efes ilk çeyrekte boyalı alandan 8 sayı bulmuşken, Zoric tek başına 11’e ulaşmıştı. Efes’in bu tuhaf oyun düzeni, rakibi de cesaretlendirdi... Malaga sık sık alan savunmasına dönerek, zaten dün dışarıdan atmaya çok meraklı olan temsilcimizi iyice potanın uzağına itti.
Bir bölüm çok iyiydi temsilcimiz. İki tecrübeli yıldızı Kerem Tunçeri ile Kerem Gönlüm’ün oyuna girişi hemen düzeni değiştirmişti. Gönlüm, savunmadaki ustalığını, bu kez Tunçeri’nin girişiyle toparlanan hücumda da gösterdi, ikinci çeyreğin 7 dakikasında sadece 1 sayı yiyen Efes, skor üstünlüğünü ele geçirdi.
Ancak 3. çeyrekte iki yıldız kenardaydı. Üstüne üstlük, Barac’ın yine hiç
Sezon başından bu yana farklı nedenlerle takımı sürekli değiştirmek zorunda kalan Galatasaray’da dün de Gordon sakattı ama Ergin Ataman’ın kurduğu düzen oyunun büyük bölümünde aksamadı. Sadece maçın başında pota altı savunmasında sıkıntı çekti sarı-kırmızılı takım ama 3 uzunlu sistem ve alan savunmasına dönerek kısa sürede bunu atlattı. Bir de 3’te 3 isabetle maça başlayan Vidmar topu aldığında faul yapmak Galataray’ın aklına gelince, Sloven oyuncu da krizi devam ettirip, 2 dakika içinde 6’da 1 faul atıp kenara gelince bu tehlike de savuşturulmuş oldu.
Erman Kunter’in Vidmar’ı kenara alarak iki 4 numarayla sahada kalması, Galatasaray’a yaradı, pota altı sayıları arttı. Beşiktaş bunu önlemek için içeriye gömüldüğünde de Ender, Cenk ve Arroyo’nun üçlükleri başladı. Hücumda ise her eline topu alan potaya sallıyor, büyük bir panik yaşanıyordu. Yani Vidmar’ın faul atamama sorunu, Beşiktaş’ın planlarını yerle bir etti.
Galatasaray, 3. çeyrekte 15-1’lik seriye bu şekide ulaşırken, özellikle hücumdaki dağınıklık fazlasıyla göze batarken Beşiktaş’ın mola almayıp, oyunu biraz soğutmaması da, hataydı. Fark 17’ye kadar çıkmasa, belki son çeyrekteki müthiş geri dönüş tamamlanırdı!
Cevh
Fenerbahçe, Kadın Basketbolu’nda bir ilki başardı ve Euroleague’de finale kadar çıktı. Ne kadar büyük gurur bu Türkiye için. Ancak bir o kadar önemli olan nokta da, temsilcimizin yarı final maçına çıkarken bulunduğu konum. Bir Türk Takımı yarı final öncesinde kesin favori gösteriliyor, ilk yarıda beklentilerin uzağında kalıyor ve 11 sayı geriye düşüyor ama hiçbirimizde en ufak bir umutsuzluk olmuyor. Çünkü Fenerbahçe’nin geldiği noktayı, kadrosundaki süper yıldızlarıyla maçı bir yerde koparacağını biliyoruz. İşte bu rahatlığı bize tanıdığı için de bu takıma teşekkür borçluyuz.
Slovak rakibine oranla çok daha iyi bir kadroya sahip olan Fenerbahçe, ilk 20 dakikada sanırım birez strese girdi. Final beklentisinin yüksek olması, her zaman iyi yaptığı işlerde bu kez aksattı temsilcimizi. Çaldığı toplar en büyük kozuydu Fenerbahçe’nin ama ilk yarıda bu koz rakibin eline geçmişti. Ribauntlardaki üstünlük de Slovaklar’ın elindeydi ve saten devre sonundaki skordan da işlerin yolunda gitmediği belliydi.
Ama bir üçüncü çeyrek gerçeği var artık Fenerbahçe’nin. Yaptığı baskıyı bu bölümde doruğa çıkaran, ilk yarının suskun yıldızı Pondexter ile rakip potayı bombardımana tutan,