BASKETBOL PANORAMA

28 Şubat 2012

HAFTANIN KARMASIEMIR PRELDZIC FENERBAHÇE ÜLKER
Yıldız oyuncu, Beşiktaş maçına inanılmaz başladı, ilk yarıda 18 sayıya ulaştı. Emir, maçı 23 sayı, 9 ribaunt, 1 asist ile tamamladı.

RYAN TOOLSONALİAĞA PETKİM
Trabzon maçının takımı için çok kolay geçmesini sağlayan isimlerdendi. Müthiş bir yüzde ile hücum ettiği maçı 22 sayı, 3 ribaunt ile bitirdi.

JOSHUA SHIPPGALATASARAY M.PARK

Yazının Devamı

İdare edebilmek

27 Şubat 2012

İki formda takımın mücadelesine sahne olmayı bekleyenler, heyecanı sonuna kadar yaşadı ama yaşanan olaylar, keyifleri ilk çeyrekte kaçırdı.
Kaya ile Hawkins’in pozisyonunda hakemlerin ani karar verdiğini düşünüyorum. Her iki oyuncuyu da diskalifiye etmek orada yapılacak en kolay hareketti, keşke hakemler iki sportmenlik dışı faul ile durumu geçiştirse, maça etki etmesiydi. İyi hakem, o gerginlikleri idare edebilmeli.
Hemen ardından da Ergin Ataman’ın diskalifiyesi geldi. Tribünlerin ‘doping yapsana’ tezahüratlarına anons gerektiği fikrine katılıyorum. Ancak Ataman’ın hemen tepki göstermesini de doğru bulmuyorum. Kaldı ki Ergin Ataman geçen yıl da bu tezahüratlarla karşılaştı, yine karşılaşacak. Rakip taraflarlar bunu koz yapacak. Ataman hepsinde salonu terk edemeyeceğine göre, haklıyken haksız duruma düşmemek için o da ‘idare edecek’. Tabii ki kendisini sakinleştirmek yerine, ‘yerine geç’ diye bağıran teknik komiser de idare konusunda eleştirilecek!
Bu olaylar olurken, faullerin de etkisiyle bir anda 20-0’lık seri bularak 16 farkla öne geçen Fenerbahçe’nin, Hawkins çıkmış ve Bonsu daha ilk çeyrekte 3 faule yükselmişken kaybetme noktasına gelmesi, sorunların bitmediğini

Yazının Devamı

Kahraman Mirsad

24 Şubat 2012

Fenerbahçe Ülker maçın başında yine son dönemdeki görüntüsünden farksızdı, ilk 10 dakikada yenen 26 sayının neredeyse tamamı müdafa hatasıydı. Temsilcimiz, hücumda Ukic ile Bogdanovic’in penetreleri ile istediğini yapıp, rakibin tempoyu düşürmesine imkan tanımasa da, yememeyi başaramadığı için hep geride olan taraftı. Skorun dengelendiği anlarda da son haftaların mirası olan ‘tedirginlik’ sahne aldı, çocukça top kayıpları umutları azalttı. Yetmezmiş gibi, Fenerbahçe formasıyla sayı atsın diye 1 sene beklenilen Greer de, potamızı bombardımana tutunca, her şey bitme noktasındaydı. Bitime 7 dakika kala 13 sayı, 1 dakika kala 5 sayı geride olan takımın, 6 sayı ile kazanmak zorunda olması başka nasıl yorumlanırdı!
Böyle anlar da bir mucize gerekir ya, işte dün o yaşandı. Mucizenin adı da Mirsad’dı. İnanılmaz bir enerji koydu sahaya, uzatma bölümünü yarık kaşı ve sürekli kenarda temizlenen kanıyla tamamladı. Günün etkili isimlerinden Wilkinson’ı durdurmayı başardı, en kritik ribauntları topladı... Onun yüreği arkadaşlarını da etkisi altına aldı, sezon başından bu yana ortalıkta gözükmeyen Vidmar, savunmada aranan kan olduğunu hatırladı, Ukic ile Emir eski güzel günlere döndü,

Yazının Devamı

Aklınızda olsun

23 Şubat 2012

Önce Olympiakos, ardından ‘hiç yenilmemiş’ CSKA Moskova ve dün de Anadolu Efes... THY Euroleague’de ilk yılını geçiren ve ilk turda kendisinden güçlü rakipleri yenemediği için eleştirilen Galatasaray Medical Park’ın TOP 16’daki iç saha zaferlerinin listesi.
Yine kendinden çok emindi sarı-kırmızılı ekip, özellikle savunmada çok konsantreydi. Efes’in boyalı alanda yükleneceğini bilen Oktay Mahmuti, dış şutu da biraz riske ederek, boyalı alanı kalabalık tuttu, lacivert-beyazlılar da bu tuzağa düşüp, ilk çeyrekte sürekli dışarıdan sayı bulmaya çalışınca ev sahibi istediği ritmi buldu. Efes’in baskısını da çok iyi çalışmıştı Galatasaray; dışarıya giden her yardımda Andric’i ikili oyunlarla potaya yolladı. Maçın başında iki takımın da yaptığı akıl almaz top kayıplarını hızlı oyunlarla bitiren ve bu hataları avantaja çeviren de Galatasaray’dı.
Lacivert-beyazlı ekip ise ne zaman topu içeriye soksa, farkı azaltıyor ama o kadar dağınık bir maç çıkarıyordu ki, bunu bir türlü sürekli hale getiremiyordu. Maçın en skorer ismi Barac’ın attıkları ile oyuna tutunup, kaçırdıkları nedeniyle bir türlü skoru dengeleyemiyordu. Hele ki, 3. periyodun sonunda fark 3 sayıya inmişken, Barac’ın aldığı

Yazının Devamı

Helal olsun

19 Şubat 2012

Beşiktaş Milangaz için yeni bir dönem, bence dün itibariyle başladı. Daha önce de kurulan çok iyi kadrolar, oynanan finaller vardı ama bu şartlar altnda tarihteki ilk kupanın kazanılması, bundan sonra yapılacak çalışmalar için çok önemli bir motivasyon olacaktır.
Bu şartlar altında derken biraz açalım... Takımın normal 5’inde yer alan 3 isim, Can, Erceg ve Kemp sakatlıkları nedeniyle oynamadı. Dünkü maçta Kemp sahaya çıktı ama o kendisi gibi sakatlıktan yeni çıkan Mehmet Yağmur gibi sadece 2-3 dakika süre aldı. Yani aslında 4’tü eksik oyuncu sayısı. Bu kısıtlı kadro ile Beşiktaş 4 günde 3. maçına çıktı. Önce yarı final ardından da finaldeki rakipleri Galatasaray ile Banvit ise, bu ligin en çok oyuncuyla oynayan takımlarıydı. Buna rağmen hiç geri adım atmadı Beşiktaş Milangaz, çünkü başlarında Ergin Ataman vardı.
Her maçı mükemmel yönetti tecrübeli çalıştırıcı. Galatasaray’a karşı kısalara getirdiği yardımlarla rakibin en etkili silahını durdurmuştu, bu kez Banvit’in kalburüstü uzunlarını en doğru anda gelen sıkıştırmalar ile potaya baktırmadı. Williams ile Davis, belki de Türkiye kariyerlerindeki en etkisiz basketbolu oynarken, bu kupanın starları Barış, Serhat ve

Yazının Devamı

Kriz yönetimi

15 Şubat 2012

Avrupa’daki yenilgiler nedeniyle ciddi bir sıkıntı içindeki iki takımın mücadelesi birini düzlüğe, diğerindeki krizi doruğa çıkarır beklentisi hakimdi maçtan önce. Ufuk Sarıca, bu krizden nasıl çıkması gerektiğini net şekilde ortaya koymuş; dirençle.
Yani Sinan ile Cenk ilk 5’te, Vujacic ise tribünde... Lafayette’in de katılımıyla ön alanda savunmanın dozunu artıran Efes, hücumda da topu sürekli çember altında Batista ile buluşturma yoluna gidince, Batista da, Oğuz’u tek kelimeyle ‘ezince’ fark hemen çift hanelere çıktı.
Ne yaptığını bilen, akıllı oynayan bir Efes’e karşı Fenerbahçe ise yine darmadağındı. Ukic hücumda, Bogdanovic savunmada ne yaptığını bilmeyen bir görüntüde maça başladı, iş yine birebirlere kaldı. Sinan, Cenk, Kinsey, Lafayette gibi agresif savunmacılara sahip Efes de maçı kopardı.
Ancak Efes’teki sıkıntı da benchte. Sarıca’nın ne Batista’yı dinlendirme lüksü var, ne de Savanovic’i. Barac oyuna girdiğinde, boyalı alandaki üstünlük el değiştirdi, bu kez de Vidmar rakibini ezdi. Barac oyundayken alan savunması yapma fikri de ters tepince Fenerbahçe’nin umutlandığı dakikalar geldi. Ancak dedik ya, o kadar panik halde ve dağınık ki sarı-lacivertliler, geriye

Yazının Devamı

Bu inanmaktır

10 Şubat 2012

Dünkü maçın taktiği tekniği bir yana, ‘inancı’ konuşulmalı böyle bir destandan sonra. Euroleague arenasındaki ilk sezonda, 13 maçını da kaybetmiş bir rakip karşısında Galatasaray hiç de tedirgin çıkmamıştı maça.
İpekçi’de muhteşem bir atmosfer yaratmıştı seyirci, özel olarak hazırlanılmıştı maça... İlk 5 dakika da rüya gibi geçti aslında. CSKA, sadece Teodosic ile 1 üçlük bulabilmiş, ilk maçın yıldızı Krstic 2’lemişti. Takımın en genci Göksenin, belki de Avrupa’nın en iyi guardı Teodosic’i kilitlerken, hücumda da Andric, ikili oyunları müthiş bir beceri ile bitiriyordu.
Ancak Sheved ile Kaun sahneye çıktı. Rakibin kadrosu o kadar kaliteli isimlerden kurulu ki, bütün silahların aynı gün susması imkansızdı. CSKA ilk yarıyı 5 sayı önde bitirip, 3. çeyreğin başında da farkı 10 sayıya yükseltince, ‘inanç farkı’ daha net ortaya çıktı. Normal bir takım bu durumda havlu atar ama Oktay Mahmuti’nin takımı farklı... Deneyimli çalıştırıcı, hiç panik yapmadan, çözüm bulmaya çalıştı, başardı. Savovic’in etkisiz kaldığı günde ‘Cevher’ buldu benchte. Rakipten fizik olarak çok daha aşağıdaydı ve 5 numarası da yoktu Galatasaray’ın ama sahadaki 5, içeriyi kapatmak için müthiş çaba harcadı,

Yazının Devamı