Teknik direktörlük kriz anlarında ortaya çıkan bir iradedir.

20 Aralık 2014

Beşiktaş maçında izlediğimiz Fenerbahçe birçok bakımdan rakibine üstünlük sağlayan, atak geliştirip, gol atabilen bir takımdı. Ancak o haftadan sonra sanki elinde ne var ne yok terk eden bir oyun yapısına döndü.

Özellikle orta alanda oyun kurma becerisi fazlasıyla geriledi. Hücum hattını oluşturan oyuncular da giderek birbirlerinden uzaklaşıp, 4-3-3’ün ruhunu oluşturan o dinamik ve sürekli birbirinin yerini değiştirerek savunmanın düzenini bozan üçlü forvet anlayışından sanki 4-4-2 düzenindeymiş gibi iyice kanatlara doğru çekilip çizgi oyuncusu halinde oynamaya başladılar.

Haftalardır bencilliğini ön plana çıkararak eleştirdiğimiz Emenike kaleden iyice uzaklaşarak bir orta saha oyuncusun dönüşüyor. Ancak bunu zorla yaptığı o kadar anlaşılıyor ki sonuç çıkmıyor.

İlk geldiği sene Sow’un yalnızlığına dem vuruyorduk, dün yine bunu andıran görüntüler vardı.

Fenerbahçe nasıl Alex ile 4-4-1-1 oynarken en uçtaki santraforu sık sık rakip savunmanın içinde ne yapacağını bilemez bir çaresizlik içinde kalıyorduysa dünkü oyuna bakıp Sow için de aynı şeyleri söylemek mümkündür.

Sow’un her geçen gün bitirici vuruş becerisini yitirmesi de elbette Fenerbahçe’nin bir başka temel

Yazının Devamı

3 Temmuz'da Organize Çete Örgütü kimlerdi?

17 Aralık 2014

Bu sabah güne Atilla Gökçe’nin köşesinde yazdığı haberiyle uyandık. Detayına baktığımızda Türkiye’nin özellikle 2007’den sonraki gündemini belirleyen davaların merkezinde neler olduğuyla ilgili bize çok önemli fikirler veren bir içerik vardı.

Kuşkusuz haberin konusu taraflarca ayrıntılarıyla konuşulmaya gereklilik gösteriyor.

Şimdi haberi bir kere daha okuyalım.

“Galatasaray Başkanı, “Fethullah (Gülen) grubu, Aziz Yıldırım’dan 50 milyon dolar istedi. Aziz Yıldırım da Fenerbahçe de bu parayı vermedi. Ondan sonra malum süreç başladı... Henüz sonlanmayan bir süreç” dedi.

Atilla Gökçe, Lig Radyo Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan ve Ilgaz Çınar’la birlikte Galatasaray Kulübü’nün bir davetinde Başkan Duygun Yarsuvat ile bir araya geliyor. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı’nın avukat olması kuşkusuz her spor ortamında konu edilen 3 Temmuz sürecinin konuşulmasını seviyeye çıkarıyor.

Duygun Yarsuvat, Galatasaray’ı bırakıp giden eski başkan Ünal Aysal’ın aksine 3 Temmuz’a dair bilinen bütün gerçekleri alt üst edecek bir boyut getiriyor.

Ünal Aysal ve yönetim kurulu hatırlanacağı üzere geçtiğimiz bahar sonunda Aziz Yıldırım’ın yeniden yargılanması gündeme geldiğinde apar topar “3

Yazının Devamı

Bu sene Fenerbahçe’de ne değişti?

13 Aralık 2014

Erkenden atılan golün maça, oyuna ve oyuncular üzerindeki etkisini en güzel özetleyen karşılaşmalardan biriydi dün gece Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe-Sivasspor karşılaşması.

3. dakikadaki, aslında ofsayttan atılmış gol olmasaydı bu maçın senaryosu nasıl gelişirdi?

Açıkçası maçın geneline baktığımızda sanki yine bol gollü bir karşılaşma olacağı izlenimi edinmek mümkündür.

Sivasspor’da belki de maç boyunca hatasız oynayan tek oyuncu kaleci Ertuğrul’du. Goller de dahil olmak üzere her topa müdahalede bulundu. Biraz şansı yaver gitse Bekir’in, Sow’un gollerinde gollere engel bile olabilirdi.

Sivasspor’un geriden çıkarmaya çalıştığı toplara Fenerbahçe’nin erken, ön alanda yaptığı baskı bolca pas hatasına dönüşünce ev sahibi olan taraf için karşılaşma çok kolaylaştı.

Deplasman ekibi için durum buydu da Fenerbahçe için farklı mıydı?

Caner’in Aatif’a verdiği gol pası aslında bir anlamda Fenerbahçe’nin de maçta ne kadar hatalı oynayabildiğini bize gösterdi ki tek pozisyon da bu değildi. İkinci yarı, belki de skorun verdiği rahatlık sarı lacivertli oyuncuların daha önce görmediğimiz kadar yanlış pas tercihi yapmasına neden oldu.

Karşılaşmanın en kaliteli atak organizasyonund

Yazının Devamı

Alex de Souza her zaman o an'lardır!

9 Aralık 2014

Takım sporlarında en önemli unsur adı üzerinde “takımdır.”

Takımın önüne hiçbir şartta başka koşul geçemez.

Kuşkusuz evrensel bir tanım yapmıyorum, kişisel düşüncemi paylaşıyorum.

Peşinden sporcu gelir.

Takım ile sporcunun özdeş hale geldiği, birbirinin yerine de geçip, anıldığı zaman orada başka bir anlam, değer çıkıyor ortaya.

Burada sporcunun kişisel özellikleri, ne kadar popüler veya değerli olduğundan başka bir ölçüt vardır.

Bazı oyuncular vardır, kendileri için oynarlar.

Bazı zamanlar gelir takım oyuncusu sivrilir, yıldız hale gelir, zaman içinde takımın önüne geçer. Böyle zamanlarda sporcu bıçak sırtındadır. Yapacağı seçim geleceğini belirler.

Yazının Devamı

Beşiktaş ikâmetinin Konya'ya aldırdı!

8 Aralık 2014

İlkokulda öğrendiğim ilk atasözlerinden biriydi; bir kırlangıçla yaz gelmez.

Takım sporlarında da teknik direktör değişimi ile bir takımın genel görüntüsünü bir ayda değiştirmek mümkün değildir.

Ersun Yanal’ın İstanbul’daki gösterişli Galatasaray galibiyeti Galatasaray’ın içinde bulunduğu “derin krizin” en önemli sonuçlarından biriydi. O gün sarı kırmızılı ekibin rakibi Fenerbahçe olmuş olsaydı kuşkusuz sonucun böyle olması daha zordu.

Futbolun “derinliğini” yeterince bilenler için bu durum çok anlaşılırdır.

Sorun Fatih Terim’e anlatsın Milan’da takım içinde yaşadığı gerçekleri.

Ne Halilhodzic’in ne Prandelli’nin bu kadar başarısız olması, ne Ersun Yanal ne de Hamza Hamzaoğlu’nun bir anda başarısı rasyonel değildir.

Nedenseldir!

Dün İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’si için de benzer yorumları yaptık.

Yazının Devamı

İsmail Kartal farklı dizilişler deneyebilir.

7 Aralık 2014

Fenerbahçe son iki sezondur ileride üç kişilik hücum hattı kurarak 4-3-3 şeklinde sahaya diziliyordu. Bu şablonda savunmanın iki kanadından gelen destek fazlasıyla önem taşıyordu. Özellikle Caner Erkin’in pozisyonu ve görevi kritikti.

Fenerbahçe ayrıca agresif oyun anlayışıyla rakiplerinin üzerinde ekstra baskı oluşturuyordu.

Futbolcuların form durumu, sonuç alma noktasında bitirici vuruş becerisinin yüksek oluşu, maçın son anında dahi oyunun kaderine etki edebiliyordu.

Bu sezon Fenerbahçe’de işler yolunda gitmiyor. Hatta her şey tam tersine dönmüşe benziyor.

Futbolu kişiler üzerinden düşünen ve tek bir isimle mucizeler yaratıp onunla yok eden zihnin dünyasına göre bunun nedeni çok basit.

Aziz Yıldırım işleyen düzeni bozmuş, Ersun Yanal’ı gönderip, yerine basiretsiz İsmail Kartal’ı getirmişti.

Kısaca şöyle oluyor:

Yazının Devamı

Fenerbahçe Ülker Euroleague'de karakterini gösterdi.

5 Aralık 2014

Dün akşam maç bittikten sonra aklıma gelen ilk düşünce şu oldu.

“Obradoviç ilk defa evine bu kadar rahat ve huzurlu gidecek, güzel bir uyku çekecektir!”

Geçen sezonun nasıl bir eziyete dönüştüğünü hatırladığımızda özellikle dün akşamki zafer çok daha anlamlı ve değerli hale geliyor.

Yunanistan’daki ilk maçta Slaughter ve Fotsis’in yağmur sağanağına benzeyen üç sayılık atışlarıyla 18 sayılık gösterişli bir fark yakalayan Panathinaikos ister istemez bizi de Fenerbahçe Ülker’in geçen sezon kaldığı yerden devam edeceği hissiyatına büründürmüştü.

Dişine göre rakipleri yenecek ancak neredeyse Final Four’un ev sahibi olan ekipler karşısında çaresizliğini sürdürecekti.

Ancak bu sezon öyle bir kadro kurdu ki Obradoviç, bu hissiyat ve algıyı ortadan kaldırdı.

Bayern Münih ile başlayan seride benim en fazla önem verdiğim karşılaşma elbette rövanşını daha büyük farkla kazanmasını beklediğim Panathinaikos eşleşmesiydi.

Yazının Devamı

Beşiktaş'ta maç kazandıran ve kaybettiren oyuncular grubu

2 Aralık 2014

Soru şu:

73’de Demba Ba, 77’de Sosa, 86’da Gökhan Töre oyundan çıkar mı?

Yerlerine giren oyuncular kim?

Mustafa, Oğuzhan ve Necip…

Bir tarafta kazandıran oyuncular var, diğer tarafta son birkaç senedir maçları koparmayı başaramayanlar…

Öyle mi?

Gerçek bu; son üç sezondur Beşiktaş 1, 2, 3 fark yetmedi bu şekilde çok maçı avucunun içinden vermedi mi?

Ne konuştuk o zaman diliminde; Beşiktaş’ın lider oyuncusu yok, Beşiktaş’ın maçları çevirecek ve tutacak oyuncusu yok, Beşiktaş kazanmasını öğrenmesi gerekiyor.

Yazının Devamı