Fenerbahçe gerçekten sıra dışı bir kulüp.

16 Mart 2014

Fenerbahçe’yi bu sezon farklı kılan, liderlikte bu kadar uzak ara açılmasına neden olan şey ortaya koyduğu üst düzey mücadelesi, azmi, kararlılığı ve devamlılığı oldu.

Bu süreçte yaşanılan inişler rakiplerinin liderlik için umutlanmasına ortam hazırlamış olsa da birkaç haftalık düşüşün ardından takım alışıldık çizgiye yerleşince tekrar puan farkını açmaya başladı.

Kalan 9 haftalık periyot için 8 puanlık fark yeterli olmasa da belirleyici olan şey elbette sadece puan değil ortaya koyulan oyun, istikrar, futboldur.

Maçın 2-1 gibi bir sonuçla bitmesi kuşkusuz bu maçın futbol karşılığını bize göstermiyor.

Kaleyi bulan on şutun sekizinin Erciyesspor kalecisi Gökhan tarafından standart dışı kurtarışlarla çıkarılmış olması; Sow’un kendisinin bile moralini alt üst eden kaçırdığı goller, Emenike’nin bencillikleri, Alper’in gol vuruşunu yapacak yerde topu ıskalaması, daha büyük bir sonucun ortaya çıkmasını engellemekle kalmadı neredeyse Kayseri temsilcisinin puan ile sahadan ayrılmasına kadar varacak bir sonuç yarattı.

Futbol böyle bir şey; Emenike ve Sow’un kaçırdıklarıyla, Emenike’nin attığı golü yan yana getirdiğinizde anlaşılmazlığı daha da artıyor.

Belki de futbol

Yazının Devamı

Beşiktaş zirveye ortak olacak

15 Mart 2014

Beşiktaş çok iyi başladığı karşılaşmada belki de kazanabileceği maçtan bir puana razı olarak ayrıldı.

Çok iyi başladı; Veli’nin Olcay’a attığı güzel ara pası Olcay bekletmeksizin ve aynı incelikte Mustafa Pektemek’e aktarınca golü de buldu. Bu golle morallenen ve daha da iyi oynayan siyah beyazlılar başka goller de atabileceğinin sinyallerini verdi.

Ancak karşılaşmanın hakemi öyle bir penaltı yorumu yaptı ki bir anda Beşiktaşlı genç oyuncuların bütün oyun konsantrasyonu bozuldu.

Peşinden Atiba’nın refleksiyle gelen ikinci penaltı ile kelimenin tam anlamıyla dağıldılar.

Oyunun bu bölümlerinde kenarda sakin kalarak takımı toparlaması beklenen Bilic oyuncularından önce kontrolü yitirip panikleyince ortaya acemi bir takım görüntüsü çıktı. Bilic bu şekilde devam edemez.

İşte bu bölümde Rizespor’un net baskılı oyununu izledik ve görüntüye göre de Beşiktaş’ın maçı kazanması zora girmişti.

İkinci devre Atiba, Gökhan’ın güzel pası ile sağdan sıfır çizgisinden kale sahasına çıkardığı topla Mustafa Pektemek’e ikinci golün asistini yaparak penaltıdaki hatasını affettirse de bu galibiyeti getirecek bir şeye dönüşmedi.

Beşiktaş gençliğin verdiği tecrübesizlikle çok çabuk oyunda

Yazının Devamı

Galatasaray deplasman puanını önemsemiyor

14 Mart 2014

Yekta’nın oyundan çıkıp, Umut’un girdiği an maçta 76. Dakika oynanıyordu. Drogba çıkarken de 89. Mancini belli ki bu 13 dakika boyunca karşılaşmayı kazanmayı düşünüyordu; ancak kalan 1+7 dakikada eşitliğe razı olmuştu sanki.

Galatasaray’ın Rize’de kaleyi bulan isabetli şut sayısı dörttü. Oysa İstanbul’da Akhisar kalesine 14 top göndermiş, bunun on tanesi çerçeveyi bulup altısı da içeri girmişti.

Kuşkusuz Galatasaray’ın karşılaştığı takımların oyun yapılarındaki farklar da belirleyici olmakla birlikte Mancini’nin taktiksel kurgusunda iç saha-dış saha farkı hissedilir derecede arttı.

Geçtiğimiz hafta Akhisar’ın sağ ve sol kanatları boş kalmış, bu bölgeye soldan sızan Telles ve Sneijder zaten sonucu belirleyen oyuncular olmuştu.

Oysa Tolunay Kafkas öncelikle kendi sağına önlem aldı burada bu iki oyuncunun etkinliğini azalttı.

Sol tarafta da tedbirleri hissediliyordu ancak zaten Galatasaray Sabri’nin oynadığı yerden gelecek hali de yok gibiydi.

İshak ve Erkan burada fazlasıyla rahatsız edici ve tehditkârdı.

Karabükspor Drogba ve Burak’ı da sürekli sırtı dönük oynamaya zorlayınca bu iki oyuncu sık sık orta alana gelip top alma ihtiyacı hissetti.

Yazının Devamı

Fenerbahçe Ülker son ana kadar

13 Mart 2014

Fenerbahçe Ülker kazanmak dışında hiçbir şansının olmadığı karşılaşmayı son topa bırakarak zor da olsa aldı ve üç yenilgi ile başladığı TOP16 grubunda 5/5 yaparak çeyrek finale yükselmeyi kalan dört maça taşımış oldu.

Her maç final oynuyor ancak bir adım öne geçebilmek en azından eşitlik halinde çok önemli rakibi olan Panathinaikos’u devre dışı bırakabilmek adına haftaya Yunanistan’da mutlak surette kazanmak zorunda.

Mümkün mü; takımın başında Obradoviç olduğu için şans Fenerbahçe Ülker’den yana diyebiliriz.

Karşılaşma öncesinde Unicaja Malaga 9 maçta 5/4 galibiyet ile temsilcimizin bir maç önündeydi. İlk maçta elde ettiği 14 sayılı avantaj zaten kapatılması çok zor olduğundan maçı kazanmaya konsantre olmak çok daha ulaşılabilir bir hedefti.

Zaten maçı izlediğimizde kazanmanın bile ne kadar çetin bir mücadele sonucu alınabileceğini de tecrübe etmiş olduk.

Fenerbahçe Ülker bireysel anlamda bakıldığında rüya gibi görünüyor; ancak sezon başından bu yana nasıl oluyorsa en doğru beş bir türlü sahaya çıkamıyor.

Her beşin içinden mutlak surette lider bir oyuncu sivriliyor olsa da onun yanına ikinciyi yerleştirmede artık başarı mı diyelim yoksa şans mı, sonuç alınamıyor.

Yazının Devamı

Serbest Vuruş; Burak Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvanlar'a dair...

13 Mart 2014

Salı sabahı gündemimize düşen Berkin Elvan’ın ölüm haberi açıkçası bir çok şeyin konuşulmasını anlamsızlaştırdı. Hiçbir konu 15 yaşındaki bir canın aramızdan ayrılması kadar önemli olamaz.

Türkiye’nin de imza attığı BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesinde şöyle tarif ediliyor;

1. Taraf Devletler her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler.

2. Taraf Devletler çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.

Kuşkusuz burada altı çizilmesi gereken şey, hayatta kalmayı tartışamayacağımıza göre, çocuğun gelişimidir.

Türkiye’nin en temel sorunu çocukların hayata hazırlanması, gelişimi; ruhen, fikren, zihinsel ve bedensel olarak tam bir birey haline getirilmesinde yaşanan ilgisizliktir.

Ülkemiz genç nüfusa sahip olmayla sürekli övünürken onların nasıl yetiştiriliyor olduğu çoğunlukla ortam, fiziki koşul ve şartlarının niteliği ve niceliğiyle belirlenmektedir.

Onları anlamak yerine hesap sormak; konuşmaktansa görevlerini tebliğ etmek, standartlarıyla ilgili beklentilerini sürekli ertelemek, ilgisiz başka yönlere doğru yönlendirmek sanki başka alternatif yokmuş gibi genel yöntemler olmuştur.

Yazının Devamı

Fenerbahçe Türkiye’ye bir ders vermiştir.

10 Mart 2014

Kazanmak için ayakta kalmayı başarmanız gerekiyor. Ayakta kalmak için de hem güçlü olmanız hem de bunu aklınızla kontrol etmeniz çok önemli bir ayrıntıdır.

3 Temmuz’dan kısa bir süre sonra medya Fenerbahçe’nin bütün spor branşlarının dağıldığını, hatta kapatıldığını yazmaya başlamıştı. Çünkü beklenti o yöndeydi. Zaten başka türlü ne olabilirdi ki?

Bir kulübün başına gelebilecek en büyük felaket buydu.

Kuşkusuz Fenerbahçe haksız olmuş olsaydı, kendisine isnat edilen suçları işlemiş olsaydı darmadağın olurdu.

Oysa ortada başka bir şey vardı ve hem Fenerbahçe hem de taraftarı bunun ne olduğunu çok iyi biliyordu.

Kulüp sanıldığından çok daha sağlam temeller üzerine inşa edilmişti, dağılmak bir yana kendisini yeniden ayağa kalkabilecek bütün altyapıya sahipti.

Herkesin ortak görüşü şuydu; her ne ile suçlanıyor olunursa olunsun bunun cevabı sahada verilecektir.

Fenerbahçe’nin son üç yılı takip edilirse gerçek bir direnme, üzerine yakıştırılanı reddederek, tersini ispat etme üzerinedir.

Yazının Devamı

Beşiktaş'ta kazandıran oyuncu eksikliği

10 Mart 2014

Karşılaşmanın son dakikasında gelen gol sonrasında Beşiktaşlı oyuncuların taraftarlarıyla kucaklaşmaları, yaşadıkları sevinç görüntüleri görülmeye değer türdendi.

Bu futbol oynamanın çok zor olduğu bir stadyumda alınmış zor galibiyetin yarattığı gerilimin boşalma anıydı.

Beşiktaş’ın bu sene işi gerçekten çok zor. Her türlü zorluk bir yana mühendisliğin en kötü hesaplamalarından biri olan Olimpiyat Stadyumu’nun kötü şartlarıyla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Burası gelen konuk takıma mı yoksa Beşiktaş’a mı deplasman duygusu yaratıyor gerçekten tartışmaya açık bir konudur.

Elbette bütün bu duyguyu, zorluğu en fazla Beşiktaşlı oyuncular hissediyorlar. Saha şartları ortada peki Beşiktaş’ı zorlayan diğer etkenler neler?

Görünüyor ki Beşiktaş’ta kazandıran oyuncu eksikliği var.

Bir gün önce izlediğimiz Galatasaray’da bir tarafta Mancini’nin kendisi başlı başına bir kazanan gibi dururken diğer tarafta saha içinde sonuca direkt olarak etki eden Sneijder, Drogba, Burak, Melo ve hatta Telles tipindeki oyuncular önemli fark yaratıyorlar.

Beşiktaş bu eksiğini sezon başından bu yana total bir takım olarak aşmayı başarıyordu. Bunun için de kalecisinden tutun da kenarda

Yazının Devamı

Mancini'ye rakip olamazlar!

8 Mart 2014

Karşılaşma öncesindeki genel tahminim Galatasaray’ın bu maçı çok kolay kazanacağı yönündeydi. Öyle de oldu; neden mi?

Mancini çok tipik bir İtalyan, kontrolü seviyor, daha çok dengeli ve kademeli oynamaya gayret gösteriyor. Bu nedenle de risk alan oyuncuya karşı tahammülü yok. Takım oyunun parçası olmaya çalışan her oyuncuya şans ve fırsat tanıyor.

Takımının önce rakibi anlamasını, boşlukları bulmasını istiyor, sonra da en küçük hatayı değerlendirecek atak organizasyonlarını deniyor.

Akhisar Belediye, aynen Bursaspor, Eskişehirspor dengi bir takım havasına bürünmüş. Hamza Hamzaoğlu hem ligdeki pozisyonu hem de oynadığı iyi futbol ile kendine güvenen bir takım yaratmış. Haksız da değil; Trabzonspor’a karşı alınan gösterişli sonuç, özellikle kendi sahasındaki başarısı bunu destekleyen bir şeye dönüşüyor.

Ancak…

Böyle anlayışa sahip takımlara karşı Mancini çok rahat maç kazanıyor.

Akhisar ilk on dakika maça öyle başladı ki Galatasaray diğer yarı sahaya bile geçerken zorlandı. Bu oyun deplasman takımının sahaya yayılmasını da etkiledi. Alanlar arasındaki boşluklar arttı.

Ve bir başka şey daha gördük; Akhisar’ın savunmasının sağı ve solu bomboştu. Bununla kalsa iyi özel

Yazının Devamı