BİZİM BİR ARKADAŞ...

20 Kasım 2009

Çok komik arkadaşlarım var, sağolsunlar. Öyle acayip şeyler anlatıyorlar ki, aktarmadan olmaz. Bunlardan biri Adli Tıp’ta doktora yapıyor ve aynı zamanda gazeteci. Çalıştığı için bazen derslere gidemiyor, devamsızlıktan kalmasın diye de, onun yerine arkadaşları yoklama kağıdına imza atıyor. Bu derslerden biri de ‘Evrakta Sahtecilik!’
Bir başka arkadaşım da kısa süre mimarlık okumuş. Çizimleri çok kötüymüş. Bu çizimleri gören hocası “Sen solak mısın?” diye sormuş, arkadaşım “Hayır” demiş. “Bence bir de solla dene” demiş hoca, “bundan daha kötü olmaz!”
Başka bir arkadaşım, abisine “İki dakika delikanlı ol yav!” demiş. Abinin cevabı şu: “Risk alamam!”
Bir grup arkadaşım da, çok sarhoş halde gece yarısı arabaya binmişler. Bunlardan biri “Ahmet abi, çok sarhoşsun, istersen ben kullanayım” demiş. Gelen yanıt aynen şöyle: “Oğlum ne diyosun, zaten sen kullanıyosun!”


KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT

Yazının Devamı

ERGENEKON’UN “BİR NUMARASI” KİM?

16 Kasım 2009

Osman Müftüoğlu: Olamaz. Bu kadar sağlık sıhhat ustası insan, o kadar sıkıntılı bir görevi yürütemez.
Yılmaz Vural: Olamaz. O hiç bir zaman”büyük ekibin” başına getirilemez.
Hıncal Uluç: Olamaz. Olsa, Nebil Özgentürk çoktan belgeselini yapardı.
Çelik: Olamaz. Öyle bir sesten kimse talimat alamaz.
Hikmet Çetinkaya: Olamaz. O görevdeki insan, dünya şiirine bu kadar vakit ayıramaz.
Rüştü Reçber: Olamaz. Hiç bir “1 numara” bu kadar sık sakatlanamaz...
Deniz Baykal: Olamaz. O, eleştirilecek değil, eleştirecek makamı sever!

Yazının Devamı