Ankara her şeyi planlamıştı...

10 Mayıs 2025

Terör örgütü PKK kongresini topladığını duyurdu. DEM parti de yaptığı açıklamada “tarihi kararlar alındı” dedi. Ankara’nın beklentisi en başından beri örgütün en kısa süre içerisinde kongresini toplayıp İmralı’dan gelen çağrının gereğini yapmasıydı... Hep yinelenen de şuydu: Bu süreci ne kadar çok konuşursak ne kadar çok tartışmaya açılırsa zarar görme, provoke edilme olasılığı yüksek.. Ki İmralı Heyeti’nden yapılan açıklamalara bakıldığında da yazılı ya da sözlü çok kısa bilgilendirmeler oldu, sadece sürecin devam ettiğine yönelik vurgular öncelendi... 

Bir yandan da Ankara, devlet zirvesi ısrarla şunu yineledi: Eğer çağrının gereği yerine getirilmezse zaten kesintisiz devam eden terörle mücadeleye hız verilecek. Bu bağlamda da b, c, d, hatta z’ye kadar planlar hazırdı bildiğimiz kadarıyla. Mesela Sincar’a yönelik kapsamlı bir süpürge harekatının başlayacağı konuşuluyordu... Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti sabırla ve hassasiyetle süreci

Yazının Devamı

Kutuplaştırma pandemisi!..

8 Mayıs 2025

Siyasette tansiyon yüksek, art arda sıcak gelişmeler yaşanıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırıyla da gerilim pik yapmış durumda… Neyse ki bu son saldırı olayında iktidar ve muhalefet cenahında da liderler aynı refleksi anında gösterdi “saldırı Türk siyasetine yapılmış” diye tepki verdi, herkes lanetledi... Bu anlamda Özel’in olayın sıcaklığında yaptığı sağduyu açıklaması da son derece kıymetliydi... Ama daha sonrasında süren olayın nedenleri, saldırganın profili, güvenlik önlemleri ve koruma zafiyetine odaklı tartışmalara bakıldığında tam anlamıyla bir ideolojik körlük durumu olduğu da ortada. Birinin ak dediğine diğeri hiç sorgulamadan, soruşturmadan anında “Hayır, o kara” yanıtını veriyor. Ya da biri siyaseten yanlış dediğinde, hiç kimse bunun doğruluğuna, yanlışlığına bakmadan, “Tezgâhtır” diyerek savunmaya geçiyor, hatta umursamadan “Ama geçmişte de şu oldu” ya da “öteki de şunu yaptı veya yapmadı” diye pozisyon alıp olayın gazını almaya, kendi lehine çevirmeye

Yazının Devamı

Gelenek ve gelecek iç içe

5 Mayıs 2025

Ülke ve dünyadaki sıcak gelişmeleri izlerken bir solukluk molayla aile arasında MİLLİYET’in 75’inci yıldönümünü kutladık, pastamızı kestik... Ama bu anlamlı günden bahsetmeden önce yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder’in veda töreni sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik alçak saldırıyı kınıyor; siyasetteki gerilim ortamının artık son bulmasını diliyoruz...

★ ★ ★

Cumhuriyet tarihinde 75 yaşına ulaşmış çok az sayıda kurum vardır. Birçok çalkantılı döneme rağmen MİLLİYET yayın hayatına başladığı 3 Mayıs 1950’den bu yana okuruyla kurduğu kuvvetli güven bağı ve onlardan aldığı güç-cesaretle fırtına ne olursa olsun açık denizde yoluna devam etmiş, ekol yaratmış, ismi saygı uyandıran, genel yayın yönetmenini şehit vermiş bir gazete olarak Türk basın tarihine damga vurmuştur… Bunda da temel dayanak MİLLİYET’in haber odaklı yayın anlayışıdır. Yine markalaşmasındaki en büyük etkenlerden biri de sosyal duyarlılığı önceleyen toplumun sesi, daha doğrusu ta kendisi olma

Yazının Devamı

Çocuklar ölürken kavga zamanı mı?..

3 Mayıs 2025

Ateşkesi bozan İsrail, iki aydır Gazze’ye gıda, ilaç, çadır veya başka bir yardım girişine izin vermiyor...

İki milyondan fazla Filistinli açlıktan ölüme mahkum edilmiş durumda. İnsani yardım kuruluşları tarafından yapılan bir çalışmaya göre, sadece mart ayında 4 bin civarında çocuk, akut yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırıldı... Bebekler, çocuklar açlıktan ölüyorlar artık... Bırakalım yağdırdığı bombaları soykırım sürüyor yani... Nitekim BM, daha yeni İsrail’in Gazze’ye iki aydır uyguladığı “acımasız ablukayı kaldırma” çağrısında bulunarak, yardımın bir pazarlık konusu olmaması gerektiğine vurgu yaptı... Ama her zamanki gibi İsrail’in BM’yi taktığı, dinlediği falan yok. Başbakanları katil Netanyahu bunu bir de Hamas’a baskı uygulamak, İsrailli rehineleri kurtarmak amacıyla yaptıklarını söylüyor hiç utanmadan... Bu durumda da normalde dünya ülkelerinden “yeter artık” demelerini bekliyor vicdanlar... Ama başından beri katliamı soykırımı seyrettikleri gibi hiçbirisinden yine tepki

Yazının Devamı

Özel diyor ama demiyor aslında!

1 Mayıs 2025

Özgür Özel’in, bir gün arayla yaptığı iki açıklama CHP’lilerin de siyaset dünyasının da kafasını karıştırdı... Herkes Özel’in ne dediğini ya da ne demek istediğini sorguluyor, anlamaya çalışıyor. İmamoğlu’nun vazgeçilmezliği ama Yavaş’ın da sanki oyuna dahil ediliyor algısı üzerine de senaryolar, öngörüler havada uçuşuyor... Oysa Özel’in ne dediğini ya da ne demek istediğini sorgulamaktan ziyade ne demediğine odaklanmak CHP’deki denklemi çözmek adına çok daha doğru yöntem gibi… Mesela Özel çok net bir şekilde Yavaş Cumhurbaşkanı olsun, İmamoğlu başbakan olsun demiyor. Kesin tek adayımız dediği İmamoğlu’nun olamama olasılığında ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayımız Yavaş olur falan hiç demiyor… Yavaş olursa ya da düşünülüyorsa da sonrası için, o da belki... Dolayısıyla “alacağız” iddiasındaki seçim başarısı ve sonrasında hızlıca güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yolunu açacak, CHP’yi iktidara taşıyacak,

Yazının Devamı

Varlığı da tehdit yokluğu da...

28 Nisan 2025

ABD ve İsrail, nükleer silah geliştirme potansiyeli endişesiyle İran’a tehditler savururken, hatta hafiften yoklarken, Tahran nükleer programın yalnızca sivil amaçlar için sürdüğünü, silah geliştirmediğini iddia ediyor. Ancak küresel nükleer gözlemci Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) dahil birçok ülke ve kurum buna ikna olmuş değil. Bu da, İran dahil neredeyse tüm ülkelerin imzaladığı Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) aykırı bir durum... Ama diğer yanda da dünyada nükleer silah geliştirmiş olarak kabul edilmesine rağmen açıklamayan ve Nükleer Silahsızlanma Antlaşması’nı imzalamamış olan İsrail var.. İsrail resmi olarak nükleer belirsizlik diye tanımlanan bir siyaset izliyor. Dolayısıyla ABD ile nükleer görüşmeleri süren İran’ın, İsrail de uluslararası denetime açılmalı şartına karşı “ben anlaşmaya taraf olmadığıma göre beni alakadar eden bir durum değil” havasında Netanyahu... Böyle bakıldığında da yanıtı son derece anlamlı soru şu:

İran’da nükleer

Yazının Devamı

Depremde de kutuplaştık!..

26 Nisan 2025

İstanbul’u korkutan Silivri hattındaki fay kırılması deprem uzmanlarını ikiye böldü… Tamam artık daha büyük deprem olmaz diyende var, önemli bir sarsıntıydı ama bu korkulan İstanbul depremi değil görüşünü ısrarla savunanlar da... Dolayısıyla buna bağlı olarak hangisine inanma tartışması, polemiği sürüyor bir yandan da... Hatta keskin dilde suçlamalar veya övgüler içeren bir kutuplaşma havası söz konusu... Felaket tellallığı yaparak, halkın korku panik ivmesini tetikleyenler ya da yüreklere su serperek, insanları rahatlatan, sakinleştirenler anlamında... Yani fayların, adlarını yerlerini, boylarını, deprem üretme özelliklerini bıraktık, şimdi de kafayı “İstanbul’da korkulan o büyük deprem olacak mı olmayacak mı” konusuna taktık. Herkes kafasına uygun şeyler söyleyen ya da istedikleri cevabı veren hocayı bulmaya çalışıyor, onun dediklerine itibar ediyor. Aksini söyleyenlere tepki gösteriyor, onu dinleyenleri de eleştiriyor, küçümsüyor, kızıyor. Bu arada popüler olmak uğruna şov yapanlar da var.

Yazının Devamı

Korku fayı tetiklendi

24 Nisan 2025

23 Nisan çoşkusuna, yurdun dört bir yanındaki törenlere odaklanmışken, İstanbul genelinde hissedilen Silivri merkezli sallantılarla korku fayı tetiklendi ve büyük panik yaşadık. İletişim çöktü, bayram günü, resmi tatil olmasına rağmen trafik kilitlendi, sosyal medyadaki yalan yanlış ya da abartılı paylaşımlarla insanlar sokaklara döküldü, parklarda, bahçelerde toplandı. O arada da bildik endişe ve tartışmada vizyona girdi yine:

Sallantılar büyük depremin öncüsü ya da habercisi mi, o meşhur fayı tetikler mi?..

Bunlar merakları gidermek, vatandaşı anlık rahatlatmak açısından elbette ki önemli ama korkulan sonu değiştirecek bir gösterge olmadığı da açık. Çünkü deprem bilimcilere göre, korkulan o fayın tek ya da parçalı olarak kırılması kaçınılmaz. Bilimsel anlamda 1999’dan itibaren öngörülen zaman da dolmak üzere,belki de doldu bile...Yakın zamanlarda sıklaşan ve art arda gelen son sallantılarda bunun en ciddi uyarıları...Onun içinde artık anlık rahatlamalarla durumu geçiştirmek yerine

Yazının Devamı