‘Diyarbekir dört köşe’Gaffar Okkan’ın öldürülmesinden sonra gözler eski emniyet müdürünün büyük emek harcadığı Diyarbakırspor’da idi. Ve 1. Lig’e çıktılar. "Derin devlet onları destekliyor" iddiaları eşliğinde...İLKE GÜRSOYİlk kez bu şehirde yaşayan herkes aynı şeye sevindi." Diyarbakırspor’un, 2000-2001 sezonunun
son maçında deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u 3-2 yenerek Birinci Lig’e çıkışının en sade yorumu buydu. Binlerce insan sokaklara döküldü, sabaha kadar eğlendi. Ve yıllardır çatışma, gerginlik ve silah sesleri arasında yaşayan bir halk, futboldaki başarı sonucu gelen dirilişini, havaya atılan birkaç el silah sesi dışında barış içinde kutladı.
20 Mayıs gecesine kadar ise Diyarbakırspor’un, Birinci Lig’e çıkma mücadelesindeki "sert" üslubu çok sık konuşuldu. Örneğin, 2. Lig Yükselme Grubu’nun en önemli maçlarından birinde Diyarbakır Atatürk Stadı’na Altay çıktı. Gerisini Milliyet’in spor sayfası anlatsın: "İki gazeteci siviller tarafından dövüldü. İstanbul ve İzmir’den gelen bütün gazeteciler makineleriyle beraber bir odaya kilitlendi. Elektrikler kesik, jeneratörü çalıştıracağız, diye Altay’ın soyunma odasına zehirli gaz sıkıldı. Altaylı futbolcular kendilerini sahaya attı, tribünden patlayıcı madde yağdı. Görüntü almaya çalışan TRT kameramanının önünde engel oluşturuldu, kameranın üstüne Diyarbakırspor bayrağı örtüldü. Kafalarına gelen cisimler yüzünden Altaylı futbolcular yaralandı."
‘Sadece maytap atıldı’ Maçı Diyarbakırspor 3-1 kazandı ve birkaç gündür devam eden 1. Lig ya da yeni adıyla "Süper Lig" kutlamalarına giden yolda çok önemli bir maçı atlattı. Gözlemci raporlarında, sahaya atılan cisimler dışında olayların hiçbiri yer almadı. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’ndan gelen bir maçlık saha kapatma cezası da seneye işleyecekti zaten.
Öktüren ise "Sahaya sadece maytap atıldı" diyor ve ekliyor: "Elektrikler kesik olduğu için jeneratörü çalıştırdık, onun dumanı soyunma odasına girdi. Sadece bir Altaylı futbolcu başından yaralandı, onun da kafasına açılmamış konfeti geldi" diye anlatıyor aynı günü. Milliyet’te çıkan haberlere ve 15 Mayıs tarihinde yayımlanan "İş çığrından çıktı" başlıklı yazıdaki, derin devletin Diyarbakırspor’u kolladığı ihtimalinin belirtilmesine de içerlediğini belirtiyor.
‘Bu takıma, bu ülkeye yazık’ "Biz geçen sene Birinci Lig şansımızı son maçta kaybettik. Biz kollanıyorsak, böyle büyük transferler yapmamıza gerek var mıydı? Deplasmanda Göztepe’ye 3-0 yenildik. Kendi sahamızda İstanbul Büyükşehir Belediyespor’la berabere kaldık. O güne kadar hiç puanı olmayan Hatayspor’a yenildik. Bizim arkamızda böyle bir güç olsa bu iş son maça kalır mıydı? Bunlar hiçbir dayanağı olmayan duyumlar ve spekülasyonlar. Ama yazık. Bu takıma yazık, bu ülkeye yazık."
Ünlü isimler var Diyarbakırspor’un kadrosu kağıt üzerinde en kuvvetli kadrolardan biri. Bir zamanlar Fenerbahçe forması giyen Kemalettin, Saffet Akbaş, Murat Şahin; Beşiktaş’ta oynamış Erkan, Emre; Gençlerbirliği’nde oynarken üç büyük takımın peşinde koştuğu, en sonunda İstanbulspor’a giden Engin; Türkiye’nin en tecrübeli golcülerinden Hasan ve bu seneki futbollarıyla kendilerinden bol bol söz ettiren Armağan, Hakikat gibi oyunculara sahipler. Zaten 2. Lig’in ilk bölümünde 5. Grup’u 18 maçta 38 puanla, en yakın rakipleri Elazığspor’a 4
puan fark atarak lider bitirdiler. En çok kazanan (11), en az yenilen (2), en çok gol atan (36), en az gol yiyen (13) takım onlardı. Sıkıntı yaratabilecek bir işlem olan teknik direktör değişikliği bile halledilmişti. Hem de önce Erdoğan Arıca-Metin Tekin ikilisinin görevi devraldığı açıklanıp sonra da sessizce Güvenç Kurtar getirilerek. Takım Türkiye Kupası’nda ilk 16’ya kalmış,
o zamanlar çok formda olan İstanbulspor’a deplasmanda yenilerek elenmişti. Yani genel olarak işler tıkırındaydı.
Ta ki 24 Ocak 2001’e kadar. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın öldürülmesi şehri ve Türkiye’yi nasıl sarstıysa, futbolu çok önemseyen şehrin takımını da öyle sarstı. Okkan bir seferinde "Beni Kanas’la vuracaklarmış, vurmazlarsa... Ama şu takımın şampiyon olduğunu göremezsem gözüm arkada kalır"
bile demişti. (Milliyet, 12 Şubat)
‘Bizi sahipsiz bıraktılar’ Gözünün arkada kalmaması için çok çaba gösterildi. Aralarında gazetecilerin, sanatçıların ve üst kademedeki devlet memurlarının da bulunduğu bir grup ünlü, Diyarbakır’da bir gösteri maçı yaptılar. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz da takıma 100 milyar liralık para yardımında bulunacaklarını açıkladı.
Zaten Diyarbakırspor yetkilileri, şehirden çıkan zenginlerin takıma maddi yardımda bulunmadıklarından, sahipsiz bırakılmaktan şikayetçiydi. Halen faili meçhul statüsünde bulunan Okkan suikastinden sonra bir anda Diyarbakırspor’a sahip çıkmak isteyenlerin sayısında bir artış yaşandı. Süper Lig yarışının da kızışmasıyla tüm gözler onlara yöneldi. Birbiri ardına sempati mesajları geldi, böylesine çalkantılı bir şehrin takımının başarılı olmasının halk için önemi vurgulandı. Diyarbakırspor’un arkasında birdenbire büyük bir destek oluştu. Tanıl Bora bu dönemi şöyle yorumluyor: "...Gaffar Okkan’ın öldürülmesinin ardından, Diyarbakır’ın Birinci Lig’e çıkması bir taziye ve ‘katillerin bulunması’ hükmünde bir ‘gereklilik’ olarak futbol kamuoyuna tamim edildi." (Radikal, 24 Mayıs)
Her şey güllük gülistanlık değildi ama. TRT’nin, Diyarbakırspor’un en önemli maçlarını bile yayınlamaması, bir maçına eski Diyarbakır bölgesi hakeminin atanması, Kombassan Konyaspor maçında rakip takımdan 4 oyuncunun ve teknik direktörün kırmızı kart görmesi sorgulandı. Deplasmanlarda artık bir rutin haline gelen ve Diyarbakırspor camiasının en çok şikayet ettiği konu olan "PKK dışarı" sloganları daha yüksek çıkar oldu, bu durum onları da hırslandırdı ve Altay maçındaki olaylar ortaya çıktı.
Bütün bu karmaşa içinde Diyarbakırspor son maçta İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u yendi, 11 maçta aldığı 36 puan ve attığı 44 golle Göztepe’nin ardından ikinci olarak Süper Lig’e çıktı. İnönü Stadı’nda maçı izleyen yaklaşık 30 bin kişi maçın son dakikalarında ev sahibi takımın, korner atışından kalecisine geri pas vermesini izledi. Ama bu, maç bitince yaşanan mutluluğu engellemedi. Futbolcular, 24 Ocak’tan beri maçlarda giydikleri siyah formalarını çıkardı, altlarındaki tişörtten Gaffar Okkan, Süper Lig’e selam çakıyordu.
"Ben görevimi yaptım" Diyarbakırspor’un şampiyonluk kutlamalarında sahneye çıkan ve sezon boyunca takımın yanında olan şarkıcı Mahsun Kırmızıgül: "Başkan Adnan Öktüren bana bir görev verdi. Takımın İstanbul’la iletişimini sağlayacaktım. Takımı motive edecektim. Antrenörü, futbolcusu hepsi arkadaşım çünkü. Bunu da layıkıyla yaptığımı düşünüyorum. İstanbul’a ya da bu civara geldiklerinde onlara her türlü olanağı sağlamaya çalıştım. Başkan ‘Birinci Lig’e çıktığımız zaman görevin biter çünkü fazlası sana zarar verir" dedi. Ben de artık bıraktım."
Sezon içinden Diyarbakırspor alıntıları Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Büyükanıt: "Umarım Diyarbakırspor Birinci Lig’e çıkar."
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler: "Kombassan Konyaspor, Diyarbakırspor karşısında haksızlığa uğradı. Hem federasyon hem hükümet Diyarbakırspor’u tutuyor."
Devlet Bakanı Faruk Bal: "Bu yarış centilmenlik kurallarına uygun olduğu takdirde taraflara ve kamuoyuna haz verir. Kuraldışı davranışlar ise rekabet yerine husumet getirir.
Ercan Güven (Milliyet): "(Gaffar Okkan’ın anısına yapılan maç gibi) ‘Sivil girişimler’ Diyarbakırspor taraftarlığı, sevgisi olarak nitelenir ve kimse sesini çıkaramaz. Ama Devlet’in içinden, emniyetten, askeriyeden yapılan destek açıklamaları kısa vadede Diyarbakırspor’u amacına ulaştırsa da şaibe yaratır.
Togay Bayatlı (Milliyet): Gaffar Okkan, Diyarbakırspor’u 1. Lig’e taşımak gibi bir amaca da ulaşmak istedi. Geçen yıl Diyarbakır’da oynanan Galatasaray-Antalyaspor Türkiye Kupası finalinde de merhum Okkan’ın etkisi çok. Diyarbakır’ın dışında her deplasmana gitti. Futbolcularının haksız olarak işittiği küfürlere ve ‘PKK’lılar’ şeklindeki ithamlara göğüs gerdi."
Haşmet Babaoğlu (Sabah): "Büyükşehir Belediyesporlu futbolcunun kornerden kalecisine pas vermesi her şeyden önce hem futbola hem de Diyarbakırspor’a ihanettir."
CUMARTESİ