Cumartesi Sezen'in şarkılarıyla hayat bilgisi

Sezen'in şarkılarıyla hayat bilgisi

01.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Eksik Şiir" Sezen Aksu'nun 1975-2006 yılları arasında yazdığı şarkı sözlerinden 200 kadarını bir araya getiriyor. Kitabı yayına hazırlayan Semih Sökmen "Onun şarkı sözleri yükseliyor, alçalıyor... Tıpkı hayatın ritmi gibi" diyor

Sezenin şarkılarıyla hayat bilgisi

Hani şu üflediğinizde, etrafı "şeytan arabası" adı verilen polenlerin kapladığı çiçek. Fellini'nin "Amarcord"undaki o çarpıcı sahnede kullanılan çiçek bu.Yücel'in tasarımındaki çiçeğin gerisinde, görmediğimiz biri var. 30 yıldır hayatımızda olan biri. Onun üflediği solukla şeytan arabaları (bilgi tohumları demeli belki de) dökülüyor kapağın üzerine, harf harf... Daha ilk sayfadan başlayarak, o harfler yine Sezen Aksu eliyle bir araya gelip hayatın bilgisini Türkçeye çeviriyorlar. Aksu'nun deyişiyle "şiire yakın duran" şarkı sözleri bunlar. Ama bazıları şiir olduklarını ele veriyor. Bazen olur. Bazen bir kitabı en iyi kapağı anlatır. Sezen Aksu'nun şarkı sözlerinin toplandığı "Eksik Şiir"i (Metis Yayınları) de en iyi kapağı anlatıyor. Emrah Yücel'in tasarladığı kapakta, çoğumuzun adını bilmediği ama hemen hepimizin yakından tanıdığı bir çiçek dimdik duruyor: Karahindiba... Kitap için Aksu'nun yazdığı 400'ü aşkın şarkı sözü taranıyor ve içlerinden 197 tanesine karar veriliyor. Amaç Aksu'nun toplu eserlerini yayımlamak olmadığı için, birbirine yakın şarkı sözlerinden en temsil edici olanlar seçiliyor. "Eksik Şiir"de yer alan şarkı sözleri, kitabı yayıma hazırlayan Semih Sökmen'in kurgusuyla sıralanıyor. Sökmen kurguyu şöyle açıklıyor: "Sezen Aksu'nun belli ki yıllarca zihnini meşgul etmiş temaları var ve o kendi temalarına çok sadık bir insan. Fark ettim ki, bütün bu temalar bir sinüs eğrisi çiziyor. Yükseliyor, alçalıyor sonra tekrar yükseliyor. Aşklar, tutkular, heyecanlar, arzular, sonra hayal kırıklıkları, vazgeçişler, bırakışlar, acılar... İnişler, çıkışlar... Tıpkı hayatın ritmi gibi. Kitaba Sezen Aksu'nun bu ritmini ve her şeye rağmen insandan umudunu kesmeyişini yansıtmak istedim." Hayatın ritmi... Ve o ritme eşlik eden sözler. Aksu'nun sözle kurduğu ilişki. "Eksik Şiir" bu ilişkinin güncesini sunuyor bir anlamda. Onun ilk gençliğini, ilkbaharını, halen süren yaz mevsimini... Hep bir dünyayı anlama telaşı var onun... Çok şeyin farkında üstelik. "Niyetlendim de, altından kalkamadım" demesi, tevazuundan. Tabii biliyor Sezen Aksu; içine saldığı merdivenden ne kadar inerse insin, her basamakta "ben"inden ne kadar bırakırsa bıraksın "Bir hayat yetmez büyümeye"... Tam olarak anlamaya... Hiç de vazgeçmiyor ayrıca: "Bu kızı yeniden büyütmeliyim..." Sinüs eğrileri Kitap, Aksu'nun sadakatinde anlamını çoğaltan temalarla ilerliyor. Aşk... Her takısıyla hem de. Ve o, sırasını hiç savmıyor. "Aşk ile ölümüm, doğumum..." diyor. Bir başka şarkıda da tamamlıyor sözü: "Aşktan ölmeseydim aşka doğmasaydım, kendimi masallara adar mıydım?"Peki Aragon haklı mıdır? Mutlu aşk aslında koca bir masal mıdır?"Hani dil yaresi gibi" diyor Sezen Aksu, "Aşk acıtır..."Sonra sayfa sayfa açıyor aşkı. İhanetiyle, hasretiyle, kavgası, dövüşü, kederiyle... Ayrılığıyla... Ki onu öyle bir tartıyor ki kalbinin terazisinde tek söz kalmıyor geriye: "Ağlarım incecikten / Ayrılık ölümden çok".Öyle susturuyor içini insanın, ihtimal kendi de susuyor. Sonra birden haklı bir yatışma korkusu çekiyor. "Kendime kilitliyim" diyerek anlatıyor durumu iki kelimede. "Neydi ne oldu şu tezcanım" derken, yanan canını sezdiriyor ama kilidin paslanmasına da izin vermiyor. "Biliyorsun geçiyor zamanla ama ne fayda" diyerek bugünü yarına doğru yola çıkarıyor; acısını çekmeyi ihmal etmeden. Çünkü farkında, aşk acısının yası tutulmadan bitmeyeceğinin... Yas tutmadan bitmez Ara sıra aşk defterlerini de kapatıyor gibi oluyor ama... Hikaye... Tam eyvah dedirtecekken, tam vaz mı geçti telaşına sokacakken insanı, "Seni seviyorsam bundan sana ne" diyen Goethe kadar sıkı meydan okuyan bir kadın olarak çıkıyor ortaya: "Sana ne, ben seve seve yandım..."Dimdik başı. İnsan ruhundan ciltler devirmeyi gerektiren bilgiler yüklüyor şeytan arabalarına. Tuhaf bir şekilde hep aynı yerden yara almamıza dikkat çekiyor: "Ne inat, ne gözü kara, ne dayanaklı yürek / Acıyor aynı yerden her şeye rağmen."E peki hep böyle mi gidecek? Taşı en tepeye çıkar kan ter içinde; tam zirveye denkleştirmişken yükü, o yuvarlanıversin en dibe... Sonra hadi bir daha... Biliyor Sezen Aksu, Sisifos gibi, her denemede düşeceğini bile bile aşkı en tepeye çıkarma gayretkeşliğinin vazgeçilmezliğini ve tabii bunun içindeki "saçma"yı. Camus gibi düşünüyor olmalı yine de: "Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insanın yüreğini doldurmaya yeter. "O kadar ki "Eksik Şiir"i okumaya devam ettikçe, o dolu yürek gözle görülür kıvama ulaşıyor. Sana ne? "Eksik Şiir"de insanın ölüme yazgılı oluşuna en zarif ağıtları yakıyor Sezen Aksu. Zamanı ıskalamak, anları kaçırmak üzerine kafa patlatıyor, "aya kaçan uçurtmalar"a içi gidiyor. Kentli kadının yalnızlığını yazıyor, mezalimin Anadolu kadınındaki yüzünü... Sıkı taşlamalar yapmaktan çekinmiyor, gözünü budaktan esirgemiyor. Kaderini asla başkalarının ellerine bırakmıyor. İnsana olan umudunu tekrarlıyor. Komik hesaplaşmalar yapıyor bu arada, belli ki çok eğleniyor, ironinin hakkını ustalıkla veriyor.Bizim hikayemizi anlatıyor özetle. Onun hüznü ağırlık yapmazken neşesi hafifletiyor insanın içini...30 yıldır dinlediğimiz o sözleri kitap yapmak iyi fikirmiş gerçekten. İlle de olmalıymış. Aya kaçan uçurtmalar (Not: Bu yazının tam metnini Milliyet Sanat Dergisi'nin ocak sayısında okuyabilirsiniz.)