30.04.2025 - 06:53 | Son Güncellenme:
Simülasyon teorisi, gerçek sanılan şeylerin bilgisayar tarafından oluşturulmuş “canlandırma” olduğunu ileri sürer. İngiliz fizik profesörü Melvin Vopson da hepimizin sanal bir simülasyonda yaşadığını, evrenin nihai bir bilgisayar olduğunu öne sürdü. İddiasına kanıt olarak yer çekimini gösteren Vopson şunları söyledi: “Yer çekimi, evrenin verilerini düzenli tutmaya çalışmasından kaynaklanıyor. Nesneleri kütleleri olan bir yöne örneğin Dünya’nın çekirdeğine doğru zorlamak, bilgisayarların kodları sıkıştırmasına benziyor. Yer çekimi de simüle edilmiş bir evrende bilgisayar gibi veri sıkıştırma yöntemi.”
Filmlere konu oldu?
Simülasyon teorisi, ‘The Matrix’ (1999) ve devam filmlerinin yanı sıra ‘The Thirteenth Floor’ (13’üncü Kat) ve “Dark City” (Karanlık Şehir) filmlerine de konu oldu. Gişe rekorları kıran Matrix filminde, Keanu Reeves’in canlandırdığı Neo, simüle edilmiş bir gerçeklikte yaşadığımızı keşfeder. ‘Matrix’ yıllardır hayatın göründüğü gibi olmadığı yönündeki modern şüpheleri körüklüyor. Ancak artık bazı bilim insanları da bu görüşü paylaşıyor. ‘Matrix’te bir grup isyancı, istedikleri zaman bilgisayar simülasyonuna girebiliyorlar, ayrıca özel olarak tasarlanmış bilgisayar programlarına da erişebiliyorlar.
‘Her şey zihnin eseri’
Sinirbilim uzmanı Sinan Canan: “Muhtemelen bir simülasyonda, algı dünyasında yaşıyoruz. Duyu dediğimiz alıcılarla algılıyoruz. Alıcıların işi, ışığı, sesi algıladığında beynimize sinyal göndermek. Beynimiz bu sinyalleri alıp saptamalarda bulunuyor. Görsel dünyayı zihnimizde yeniden yaratan şey, beyindeki elektrik sinyalleri. Beynimize görüntü gitmiyor. Dolayısıyla beynimizin bir dış dünya yaratması söz konusu ve bu dünyada insan ne biliyorsa onlar aslında kendi zihninin ürünü.”