30.03.2017 - 03:22 | Son Güncellenme:
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ali Öztürk, kalp pillerinde yaşanan gelişmelerin hastaların yaşam konforunu artırdığını belirtti, “Bazı hastalar, ilk üretilen metal aksamlı kalp pilleriyle uçağa alınmıyordu. Ancak günümüzde üretilen ileri teknolojili pillerle hastalar MR bile çekilebiliyor” dedi.
Özel Akut Kalp Damar Hastanesi’nden Dr. Öztürk, kalp pillerinin, kalp hızının düşüklüğüyle seyreden ritim bozukluklarında hastanın kalp hızını normale çeviren ve yaşam kalitesini artırmak için kullanılan sistemler olduğunu söyledi. Öztürk, “Kalp pilleri, omzun alt bölgesine yerleştirilir, kablosu kalbin içine gönderilir” dedi.
Şok uygulaması
Ani kardiyak ölümlerin dünya genelinde önde gelen ölümler arasında yer aldığını belirten Dr. Öztürk, “Bu ani kardiyak ölümün sık nedeni ani gelişen öldürücü hızlı ritim bozukluğudur. Bu durumda hastalara şok yapılması gerekiyor. Ancak bugün kardiyologlarda dahil olmak üzere kimsenin evinde bu şok sistemleri bulunmuyor” dedi. Bunu kullanmanın uzmanlık gerektirdiğini belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sebeple ani ritim bozukluğu yaşama riski yüksek hastalar için şok pilleri geliştirildi. Bu pillerde ilk çıkan piller gibi sol omuz boşluğuna yerleştiriliyor ve kablosu kalbin içine konuluyor. Bu sistem kalbi sürekli dinliyor ve bir ritim bozukluğu yokken devreye girmiyor. Ne zaman ki ölümcül ritim bozukluğu oluşuyor, o zaman sistem devreye giriyor ve kalbe uygun şok vererek normal ritmine döndürmeye çalışıyor. Şok pillerinin üst versiyonları var. Halk arasında 3 kablolu piller olarak biliniyor. Bunlar kalp yetersizliğinde uygun vakalarda nefes alıp vermede ve günlük aktivitelerinin yapılmasında hastalara bir nebze de olsa fayda sağlıyor.”
Kimlere takılır?
Hastalara kalp pili takılmasına karar vermek için uluslararası kriterlerin geliştirildiğini belirten Dr. Ali Öztürk, “Kalbin çalışma gücü önemli bir kriterdir. Normal durumlarda kalbin çalışması yüzde 55-77 arasında normal kabul ediliyor. Bu kasılma gücü, yüzde 40’ın altına indiği zaman kalp yetmezliğinden bahsediyoruz. Yüzde 35 ve altında, öldürücü ritim bozukluğu gelişme riski artıyor” dedi.