12.06.2025 - 19:43 | Son Güncellenme:
İSTANBUL (AA)
Bakan Kacır, İstanbul Ticaret Odası (İTO) haziran ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, uzun yıllar küresel refahın temeli olarak görülen liberal ticaretin terk edildiğini; korumacılık, yerli üretim, güvenilir ortaklardan ve dostlardan tedarik anlayışının öne çıktığını söyledi.
Kacır, teknolojik üstünlüğün yalnızca kalkınmanın değil, küresel liderliğin de önünü açtığı bu dönemde ülkelerin yüksek teknoloji alanlarında üretim kabiliyetlerini genişletecek adımlar attığını belirterek "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, son 23 yılda tesis ettiğimiz siyasi ve ekonomik istikrar, AR-GE’yi ve yüksek katma değerli üretimi önceleyen yaklaşım ve nitelikli insan kaynağına yaptığımız yatırım, dünyayı etkisi altına alan değişim rüzgarını başarılı şekilde göğüslememizi sağladı. Ülkemizi küresel üretimin merkez üsleri arasına taşıdı. Bu dönemde sanayide çalışan sayımızı 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıkardık. İmalat sanayii katma değerinde dünyadaki payımızı ikiye katladık. Üretim kabiliyetlerimizle, pandemi sonrasındaki küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillenme sürecini başarılı şekilde değerlendirdik. Büyük bir rekabet avantajı elde ettik." diye konuştu.
Türkiye'nin artık Çin’den sonra Orta Avrupa’ya kadar uzanan geniş kuşakta en fazla çeşit ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülke olduğuna işaret eden Kacır, Türkiye'nin hızlı ve istikrarlı büyüyen AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle, yüksek teknolojili sektörlerin öne çıktığını ifade etti.
Kacır, yıllık 1,2 milyar dolardan 16 milyar dolara yükseltilen AR-GE harcamalarının 3’te 2’sinin, özel sektör firmaları tarafından gerçekleştirildiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AR-GE’ye yaptığımız yatırımın milli gelirimizdeki payı, İtalya, İspanya gibi ülkelerle aynı seviyeye ulaştı. Elbette bu kazanımları kalıcı hale getirecek ve Türkiye’nin küresel değer zincirlerindeki konumunu daha da sağlamlaştıracak olan, yüksek teknolojili, katma değerli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir üretim modelidir. Bu doğrultuda, destek enstrümanlarımızı sanayicimizin ihtiyaçlarına ve koşullara uygun olarak sürekli güncelliyor, devreye alıyoruz. Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı'mızla, dış ticaret açığımızın yüzde 85’ini oluşturan 284 ürünün ülkemizde üretimi için uygun koşullarda, uzun vadeli finansman sunuyoruz. Tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı HIT-30 ile, 2030 yılına dek 30 milyar doların üzerinde devlet desteğiyle Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının adresi haline getiriyoruz."
"SANAYİ TESİSLERİNİN MARMARA BÖLGESİNDEN ANADOLU ŞEHİRLERİNE TAŞINMASINI SAĞLAYACAĞIZ"
2012 yılında uygulamaya alınan teşvik sitemiyle, ülke sathında pek çok yatırımın hayata geçmesine vesile olduklarını vurgulayan Bakan Kacır, 2012’den 2025’e kadarki dönemde, 98 binden fazla yatırım teşvik belgesi düzenlediklerini ve yaklaşık 14 trilyon lira yatırımın ve 3 milyon istihdamın önünü açtıklarını söyledi.
Kacır, güncelledikleri Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi doğrultusunda istihdam teşviklerini 6 bölgede kademeli olarak uygulayacaklarını ifade ederek şunları söyledi:
"İl merkezlerinden ciddi düzeyde daha az gelişmiş olan 289 ilçeye, bir ileri bölge teşviki sunarak kalkınma ve refahı tüm ülkeye daha hızlı yayacağız. 6. Bölge illeri, depremden çok yoğun etkilenen 65 ilçe ve Cazibe Merkezleri programındaki iller, en üst düzey istihdam teşviklerinden yararlanan yerler olacak. Buralardaki OSB’lerde çalışanların SGK primi işveren paylarını 14 yıl, çalışan paylarını 10 yıl Bakanlığımız karşılayacak. 1. Bölgeden 4., 5. veya 6. Bölgeye taşınan makine ve ekipmanlarla gerçekleşen yatırımlara taşındıkları bölgelerdeki yeni yatırımlara sağladığımız istihdam teşviklerinden yararlandıracağız. Sanayi tesislerinin özellikle Marmara Bölgesi'nden, Anadolu şehirlerine taşınmasını sağlayacağız."
OSB’lerde ve endüstri bölgelerinde gerçekleşen yatırımlara bir üst bölge illerinde uyguladıkları teşvikleri sunarak planlı sanayileşmeyi destekleyeceklerini bildiren Kacır, "Bu vesileyle su ürünlerinde yenilikçi üretimi, yüksek verimliliği ve dış pazarlara erişimi güçlendirmek üzere kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz Samsun Yakakent Su Ürünleri İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. 369’uncu Organize Sanayi Bölgemiz ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olsun. Tabii çok daha fazlasını yapmak arzusundayız. Halihazırda, planlı sanayi alanlarının yüzölçümünü, ülkemizin yüzde 0,2’sine tekabül ediyor. Türkiye’deki planlara sanayi alanı olarak işlenmiş diğer alanları da dahil ettiğimizde, bu oran halen yüzde 0,4 seviyesinde bulunuyor." diye konuştu.
"SAMSUN-MERSİN HATTINDAKİ 17 İLE 32 POTANSİYEL YATIRIM ALANI TESPİT ETTİK"
Kacır, 2030 yılına dek OSB’lerden ve endüstri bölgelerinden oluşan planlı sanayi alanlarının büyüklüğünü 150 bin hektardan 350 bin hektara çıkarmayı önemli ve öncelikli hedef olarak gördüklerini belirterek bu doğrultuda plan ve stratejilere yön verecek, Ulusal Sanayi Alanları Master Planı’nı ilgili bakanlıklarla iş birliği içinde hazırladıklarını ifade etti.
Türkiye'nin farklı bölgelerinde, 2053 yılına dek hayata geçecek tüm ulaşım yatırımlarını, arazi eğim haritaları, depremsellik ve su kıtlığı riskleri gibi pek çok parametreyi dikkate alarak yeni sanayi alanları kurguladıklarını hatırlatan Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Planladığımız yeni üretim alanlarını, stratejik yatırımların ihtiyaçlarına yanıt verecek biçimde, altyapısı tamamlanmış, tüm sosyal donatıların ve eğitim kurumlarının yer aldığı, yüksek yaşam kalitesi sunan Mega Endüstriyel Parklar olarak tasarlıyoruz. Master planın ilk faz çalışmaları kapsamında, Samsun-Mersin hattındaki 17 ile toplam 166 bin hektar büyüklüğünde 32 potansiyel yatırım alanı tespit ettik. Mevcut OSB’lerimizin ortalama büyüklüğünün 336 hektar olduğunu dikkate aldığımızda plan kapsamında incelediğimiz alanların ortalama büyüklüğü OSB’lerimizin 15 katı büyüklüğünde. Master Plan'ın ikinci fazında, Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile hayata geçirilecek Kalkınma Yolu Projesi güzergâhında, özellikle Güneydoğu Anadolu’da yeni bir sanayi hattı kurmayı öngörüyoruz. Ardından Orta Koridor ve Zengezur Koridoru devamında yeni sanayi alanları oluşturmak üzere çalışacağız."
Bakan Kacır, raylı sistem ağıyla entegre bu sanayi alanlarıyla yatırımcıların, ürünlerini küresel pazarlara daha hızlı ve rekabetçi şekilde ulaştırma imkânına kavuşacaklarını anlatarak, sanayinin başarısını sürdürülebilir kılmak adına, Türkiye'nin üretim üsleri organize sanayi bölgelerinde çalışan memnuniyetini ve motivasyonunu artıracak uygulamaları devreye aldıklarını söyledi.