Kültür Sanat Balıkçılığın çağlar boyunca merkezi

Balıkçılığın çağlar boyunca merkezi

25.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Bathonea Kazı Başkanı Doç. Dr. Şengül Aydıngün, 4 yıldır süren kazılarda bu yıl 10-11’inci yüzyılda yaşanmış büyük bir depremin izlerine dair kanıtlar bulduklarını söyledi. Aydıngün, “Bathonea’nın en önemli geçim kaynaklarından ve devletin vergi kaynaklarından biri balıkçılık. Beşinci yüzyılda zirve yapan ticaret yedinci yüzyılın ikinci yarısıyla azalıyor” dedi

Balıkçılığın çağlar boyunca merkezi

Cumhurbaşkanlığı kararıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kocaeli Üniversitesi adına Doç. Dr. Şengül Aydıngün’ün başkanlığında Küçükçekmece Gölü-Avcılar kıyısında sürdürülen Bathonea kazıları, İstanbul’un tarih öncesi ve tarihi dönemlerine ait önemli ipuçları vermeye devam ediyor. 2008 ve 2009 yıllarında dünyanın en büyük arkeolojik keşifleri listesine giren Bathonea’da bir Afrikalıya ait olduğu düşünülen kafatası bulunmasıyla arkeolojik çalışmalar dört yıllık aranın ardından aynı heyecanla sürüyor.

Haberin Devamı

Balıkçılığın çağlar boyunca merkezi

‘Bin yıl yaşam izi yok’

Bathonea Kazı Başkanı Doç. Dr. Şengül Aydıngün, İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin yanı sıra Polonya Bilimler Enstitüsü ve Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden pek çok uzmanla süren kazıları Milliyet’e anlattı. Aydıngün, “Bu yıl ağırlıklı olarak alanda İstanbul’un Roma ve Bizans dönemlerindeki liman yapılarını çalışıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirlediği Kovid-19 kurallarına göre kazıya çok dikkatli başladık, adeta heyetçe karantinadayız. Dışarıyla temasımız oldukça sınırlı. Kısa sürede yeni bilgiler edindik. 10-11’inci yüzyılda yaşanmış büyük bir depremin izlerine dair kanıtlar bu yılın önemli bilgilerinden. En alt tabakada milattan önce 2000’li yıllara ait izler var. Anadolu’nun içlerinden Hititler, Ege’den Mikenler, Akdeniz’den Kıbrıs (Alasia) ve Balkanlardan gelen Tunç Çağı topluluklarının seramik, heykelcik ve kurşun figürinlerini önceki yıllarda bulmuştuk. Bu tabakanın üzeri büyük bir doğa olayı ardından deniz yükselmesi ya da sismik bir hareket ile (tabaka çökmesi) kapanmış. Neredeyse bin yıl kadar bölgede hiç yaşam izi olmamış” dedi.

Haberin Devamı

Balıkçılığın çağlar boyunca merkezi

Balıkçılık, avcılık

Aydıngün, milattan önce 7’inci yüzyılda bölgeye antik Yunan’dan gelen toplulukların yeniden yerleştiğini ve liman olarak kullanmaya başlandığını vurguluyor. Antik fener ve taş iskeleler bu döneme ait. Aydıngün, “Gölün kuzeyindeki Firuzköy Yarımadası’nda kıyılarda limanın teraslarının izleri var. Sonrasında Romalılar ve özellikle İmparator Konstantin hatta ardından gelen oğullarının bu yarımadada imar faaliyetleri olmuş, onlara ait yapıların kalıntıları İstanbul merkezde bile pek kalmadı ama burada oldukça net görüyoruz. Bunlar, sarnıçlar, antik liman yapıları, havuzlar, saray manastır martiryon gibi anıtsal eserler. Göl, balıkçılık ve kuş avcılığı için zengin imkanlar sunuyor. Bathonea’nın en önemli geçim kaynaklarından ve devletin vergi kaynaklarından biri balıkçılık ve balık sosu Garum üretimi. Yıllık 150 bin ton balığın burada tutulduğu biliniyor. Beşinci yüzyılda zirve yapan ticaret yedinci yüzyılın ikinci yarısıyla azalıyor. Bizans, güneyde Arap ve Sasani, batıda ise Bulgar kavimleri ile savaş yaşamış ve ticari çöküş yaşanmış. İstanbul’un temel ihtiyacı tahıl ve zeytin yağının Akdeniz limanlarından, Kıbrıs’tan bakırın, Afrika’dan abanoz, fildişi, deve kuşu yumurtasından lüks prestij ürünleri taşıyan gemilerin gelmemesi Teodosius Limanı gibi Bathonea’nın da hareketli ticaret hayatını söndürmüş. Fakat Bathonea Limanı 9-11’inci yüzyıllar arasında kuzeyden gelen Viking ve Varangianlar (Rus Viking) ile yeniden canlanmış. Bu kez Baltık ülkeleri ile canlı bir ticari dönemin varlığı, kazılarda ele geçen amber, kemik ve bronz eserlerle kendini kanıtlamakta” dedi.

Haberin Devamı

YARIN: Kuyumcu titizliğiyle çalışıyorlar...