Kültür SanatDüşten gerçeğe

Düşten gerçeğe

19.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Erick Zonca, iki onurlu genç kadının yaşama tutunma çabalarını, teknik yönden gayet doyurucu ilk filminde anlatıyor...

Düşten gerçeğe




ÇÖLÜN sonsuz kumları üstünde de, tundraların donmuş topraklarında da yaşamlarını sürdürebilen canlılar var. Köklerini ta derine uzatarak, besinlerini gövdelerinde depolayarak tutunurlar yaşama. Oysa en elverişli iklim koşullarında bile kestirme yolu seçer kimileri. Guguk kuşu bir başka kuşun yuvası üzerine kurar kendisininkini. Zehirli sarmaşık bir ağaca dolanıp onun özsuyundan beslenir... İnsanların arasında, onurlu ve asalak ayrımı çok daha belirgin...
Fransa ve Amerika'da uzun süre sinemaya emek verdikten sonra ilk kez yönetmenlik yapan Erick Zonca, iki onurlu genç kadının çöl gibi kavurucu, tundra gibi dondurucu "kent" içinde yaşam tutunma çabalarını, teknik yönden gayet doyurucu bir filmde anlatıyor bize. Hazin, etkileyici, düzen karşıtı bir kayıp kuşak öyküsü "Meleklerin Düş Yaşamı". Dostluğun sıcaklığıyla dokunan, aşkın yalayıp geçen alevleriyle iç yakan, elden ele dolaşıp kirlenmiş banknotlardan tiksindiren, yalınlığı ve sıradanlığı yüzünden kolay kolay unutamayacağınız bir öykü...
İş bulamayan, bulduğunda zor koşullarda, aşağılanarak çalışan, burjuva toplumun dışına itilen binlerce kadın işçiden ikisi Isa ve Marie.
Kısacık saçları, kocaman gözleriyle sevimli bir oğlan çocuğunu anıran Isa, yaptığı geçici işlerden birinde tanıştığı restoratör ressama aşık olmuştur. Haftalar sonra iş bittiğinde, ressam ona "Kal" demediği için kendi yoluna gitmiştir. Bir gün sırtında çantası ve uyku tulumuyla onu görmeye gider. Ressam, başka bir kente taşınmıştır. Beş parasız Isa, konfeksiyon atölyesinde tanıştığı Marie'nin yanına yerleşir. Trafik kazası geçirip komaya girmiş bir anne kızın dairesinde bekçilik yapar Marie. Onurlu ve çok gururlu bir genç kadındır. Düzenle uzlaşmayı reddeder. Başkalarının acılarına kayıtsız kalmaya tercih ederek kendini korur. Yaptığı geçici işlerde kimsenin onu aşağılamasına meydan vermez. Hakarete uğradığında başını eğip ağlayacan, kader kurbanı rolünü benimseyen kişiliksizlerden değildir. Garsonluk yaparken kendisine sarkıntılık eden patronunu bir temiz pataklamıştır. Oysa her genç kadın gibi sevgiye gerek duyar ve çok, çok kırılgandır. Baba tarafından bir restoran ve bir gece kulübü sahibi olmuş genç adama aşık olduğunda yaşamı allak bullak olur. Tiril tiril gömlekler giyen, sinekkaydı tıraş olan ve altında bir 4x4 ciple dolaşan Chriss, ona restoranda garsonluğa başlayıp, barmaidliğe geçme vaat ettiğinde, Marie, durumdan yararlanmayı, Chriss'in diğer sevgilisiyle ilişkisine göz yumup metresi olmayı aklından bile geçirmez...
Isa'nın, komadaki küçük kıza yardımcı olmak için her gün onu görmeye gitmeye varan sevecenliği de Marie'nin yaralı bir hayvan gibi umarsızca acı çekmesine engel olamaz.
Başka açılardan da okunabilir "Meleklerin Düş Yaşamı". Gerçekliği, doğallığı, içtenliğiyle çözülmüş, dağılmış ama hala bir demet olduğu yalanını sürdüren toplumlarda, sermayeye dolayısıyla her şeye sahip olanların gölgesinde boyun eğmeyenlerin bu filme ve yaşama dair söyleyecek sözleri hep vardır.
"Meleklerin Düş Yaşamı / La vie revees des anges" - Yönetmen: Erick Zonca / Görüntü: Agnes Godard / Senaryo: Erick Zonca, Roger Bohbot / Müzik: / Oyuncular: Natacha Regnier (Marie), Elodie Bouchez (Isa), Gregoire Colin (Chriss), Jo Prestia (Fredo), Patrick Mercado (Charly).



KEŞFETYENİ
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu

Cadde | 07.06.2025 - 08:44

Son dönemin en popüler oyuncularından Kubilay Aka, imaj değişikliğine gitti. Saçlarını pembeye boyayan Aka, sevgilisi Hafsanur Sancaktutan ile dudak dudağa bir fotoğrafını da sosyal medyada paylaştı.

Yazarlar