Sureler Beyyine Suresi Okunuşu ve Anlamı: Beyyine Suresi Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Beyyine Suresi Okunuşu ve Anlamı: Beyyine Suresi Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Kur'an-ı Kerim'in 98. suresi olan Beyyine suresi toplam 8 ayettir. Medine döneminde nazil olmuştur. İsmini, ilk ayette geçen ‘beyyine’ kelimesinden almıştır. Beyyine Türkçe ‘burhan, delil’ anlamına gelmektedir. Beyyine suresi, inkar edenlerin ‘bir delil, bir burhan’ gelmeden, Yahudi ve Hıristiyanların dinlerinden ayrılmayacaklarını ifade ederek başlamaktadır. Delilin Kur’an olduğu ve Kur’an’ın doğru ve tertemiz olduğu buyrulmaktadır. Beyyine Suresi okunuşu, Türkçe anlamı, Arapça yazılışı, fazileti ve diyanet meali ile ilgili detaylı bilgiye içeriğimizden ulaşabilirsiniz.

Beyyine Suresi Okunuşu ve Anlamı: Beyyine Suresi Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düşen Kitap ehlinden, Allah’ı birlemeleri, şirk koşmamaları ve yalnız Allah’a ibadet etmeleri istenmektedir. Bununla birlikte namazı kılıp, zekatı vermeleri istenmektedir. Son kısımda cehennemliklerin ve cennetliklerin kim olduğu vurgulanmaktadır.

Öneri:
Ayetel Kürsi



Beyyine suresini, oku bölümünü takip ederek okuyabilirsiniz. Dinle kısmını ziyaret ederek, Kuran-ı Kerim'i dinleyebilirsiniz. Bu bölümde Kur'an-ı Kerim, tecvidli ve kurallara uygun şekilde okunmaktadır. Beyyine suresinin Türkçe okunuşunun yanı sıra, Arapça okunuşunu da takip edebilirsiniz. Türkçe okunuşu, transkrip kurallarına uygun şekilde hazırlanmıştır. Arapça okunuşu, harekeli bir şekildedir. Ayrıca Beyyine suresinin tefsirini de bu bölümde bulabilirsiniz. Ayrıca meal okumak isteyenler için de 'Türkçe Meal' bölümü bulunmaktadır. Tefsir ve Meal kısmı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaynaklarına göre hazırlanmıştır.

Haberin Devamı

Beyyine Suresi Okunuşu

1.Lem yekünillezine keferu min ehlil kitabi velmüşrikine münfekkıyne hatta te'tiye hümülbeyyineh
2.Rasulüm minallahi yetlu suhufem mütahherah
3.Fiha kütübün kayyimeh
4.Ve ma teferrekallezıne utül kitabe illa min ba'di ma caethümül beyyineh
5.Ve ma ümiru illa liya'büdüllahe muhlisıyne lehüd din hunefae ve yükıymussalate ve yü'tüzzekane ve zalike diynülkayyimeh
6.İnnelleziyne keferu min ehlilkitabi velmüşrikiyne fiy nari cehenneme halidiyne fiyha ülaike hüm şerrülberiyyeh
7.İnnelleziyne amenu ve 'amilussalihati ülaike hüm hayrülberiyyeh
8.Cezaühüm 'ınde rabbihim cennatü 'adnin tecriy min tahtihel'enharü halidiyne fiyha ebeden radıyallahü 'anhüm ve radu 'anhü zalike limen haşiye rabbeh

Haberin Devamı

Beyyine Suresi Türkçe Anlamı

1.Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
2.Bu delil, tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir.
3.O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır.
4.Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
5.Halbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.
6.Şüphesiz, inkâr eden kitap ehli ile Allah'a ortak koşanlar, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler.
7.Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar.
8.Rableri katında onların mükafatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte bu mükafat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.

Beyyine Suresi Arapça Yazılışı

Beyyine Suresi Okunuşu ve Anlamı: Beyyine Suresi Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Beyyine Suresi Konusu

Sûrede Hz. Muhammed aleyhisselâmın peygamberliği karşısında Ehl-i kitap ve müşriklerin inkârcı tutumları eleştirilmekte; özellikle Ehl-i kitabın, bu tutumlarıyla kendi dinlerinin özüne de aykırı davrandıkları, çünkü İslâm’ın iman ve ibadete dair temel buyruklarıyla peygamberlik inancının o dinlerin asıllarında da bulunduğu bildirilmektedir. Sûre kötülerle iyilerin âhiretteki durumlarını özetleyen açıklamalarla son bulmaktadır.

Haberin Devamı

Beyyine Suresi Tefsiri

Burada eleştiri konusu edilen “Ehl-i kitap”tan maksat, özellikle o dönemde Medine ve çevresinde yaşayan yahudilerle hıristiyanlar; “müşrikler”den maksat ise dönemin putperest Araplar’ıdır. Her ne kadar burada Hz. Peygamber’in yakın çevresinde bulunan iki grup inkârcı zikredilmişse de hüküm geneldir, bütün insanlığı ilgilendirmektedir. İlk âyet hakkında yapılan yorumları üç noktada özetlemek mümkündür: a) Müfessirlerin çoğunluğu bu âyeti, “Allah ve resulünü inkâr eden yahudiler, hıristiyanlar ve putperestler, kendilerine açık kanıt yani peygamber gelinceye kadar içinde bulundukları inkârcılıktan ayrılıp ona son vermeyeceklerdir” şeklinde yorumlamışlardır. b) Diğer bir yorum da şöyledir: Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’in muhatapları olan Ehl-i kitap ile müşrikleri, –yeni bir ilâhî mesajın zamanı geldiği için– o mesajı göndermeden dünyadan ayırmayacaktır. c) Aynı âyet, söz konusu grupların, kendilerine elçi ve kanıt gelmedikçe, gönderilmedikçe cezalandırılmayacakları şeklinde de yorumlanmıştır (bk. Ebû Hayyân, VIII, 498; Şevkânî, V, 557-558). Bu son anlam âyetin bağlamına daha uygun görünmektedir. Yüce Allah, insanları iyiyi kötüden ayırt edecek yeteneklerle donatmış olmakla birlikte yine de, merhametinin bir sonucu olarak, açık kanıt göndermediği ve mesajının ulaşmadığı kimseleri yaptıklarından dolayı cezalandırmayacağını haber vermiştir. Nitekim bu husus, “Biz bir resul göndermedikçe azap edecek değiliz” (İsrâ 17/15) meâlindeki âyette daha açık bir şekilde ifade buyurulmuştur. 2. âyette, ilk âyette geçen kanıtın, “tertemiz sayfalar”ı okuyup Allah’ın emirlerini insanlara tebliğ etmek üzere Allah tarafından gönderilmiş olan Hz. Peygamber olduğu belirtilmiştir. “Tertemiz sayfalar” ise Kur’an’ın sayfaları olup “tertemiz” nitelemesi, “yalan, nifak, şüphe, sapkınlık ve yanlışlık vb. kusurlardan arınmış sayfalar” anlamını ifade eder (bk. Kurtubî, XXIX, 142). 3. âyet ise bu sayfalarda “kitaplar”, yani dosdoğru, hakkı bâtıldan ayıran ilâhî âyetler ve hükümler bulunduğunu bildirmektedir. Kur’ân-ı Kerîm önceki kitapların hükümlerini içerdiği için de bu şekilde nitelendirilmiş olabilir.