Siyaset 'Ergenekon'da salon skandalından Adalet Bakanlığı sorumlu değil'

'Ergenekon'da salon skandalından Adalet Bakanlığı sorumlu değil'

22.10.2008 - 15:18 | Son Güncellenme:

.

Ergenekonda salon skandalından Adalet Bakanlığı sorumlu değil

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon duruşmasının yapıldığı salondaki olumsuz koşullarla ilgili eleştirilere yanıt verdi. Mahkeme salonunda yaşanan sorunlardan Bakanlık olarak sorumlu olmadıklarını söyleyen Şahin, “Biz duruşmaların nerede yapılacağına Adalet Bakanlığı olarak karar vermiyoruz, bu tamamen Mahkeme heyetinin kendi takdirlerindedir. Biz kendilerine sonuna kadar yardımcı olacağız" dedi.
TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Şahin, Ergenekon duruşmasının yapıldığı salondaki olumsuz koşullarla ilgili eleştirilere değindi. Ergenekon Davası’nın normal şartlarda Beşiktaş’ta bir duruşma salonunda yapılması gerektiğini ancak oradaki en büyük salonun 100 kişi alabileceğini söyleyen Şahin, şöyle konuştu:
“Mahkeme heyeti bize Silivri Ceza İnfaz Kurumu içinde ilerde lazım olur düşüncesiyle yapmış olduğumuz duruşma salonunun bu iş için kullanılıp kullanılamayacağını sordu. Biz de mümkündür dedik. İncelemeler yapıldı, bir takım tadilat talepleri geldi. Bunları da yaptık şu anda 280 kişinin yargılama faaliyeti içinde bulunabileceği bir salon haline getirildi. Tabi ertesi gün bir takım sorunlar yaşandı. Bu tamamen yargısal bir faaliyettir. Çünkü oradaki duruşmanın intizamından Bakanlık olarak biz sorumlu değiliz. Tamamen ilgili mahkeme ve Cumhuriyet Savcılığı sorumludur. İlgili mahkeme bizden orada duruşmaları yapabilirim, ancak burada duruşmaları yapabilmem için şu değişikliklerin yapılması gerekir, bunları yaparsanız herhangi bir sorun yaşanmaz şeklinde taleplerde bulundu. Biz bunları yerine getirdik. Eğer yerine getirmemiş olsaydık herhalde ya Mahkeme heyeti sizden burayı biraz genişletin talebinde bulundu siz de bunu yerine getirmemişsiniz, getirseydiniz bu sorun yaşanmazdı diye bizi sorumlu tutabilir."

Haberin Devamı

SİLİVRİ CEZAEVİNE SPOR SALONU

Mahkeme heyetinden duruşma salonunda 60 metrekarelik bir bölüm yapılarak, genişleme sağlanması yönünde bir talep geldiğini açıklayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu hemen yapabiliriz. Yapabilirdik. Ancak sabah başka bir değerlendirmede bulunduk arkadaşlarımızla. Bizim Silivri Cezaevi içinde bir ilköğretim okulumuz var. Burada çocuklarımız için bir spor salonu yapmayı planlıyorduk. Sabah arkadaşlarımıza dedim ki bu spor salonunu biz öne alalım. Orada yerimiz var çünkü. Ama bu 2-2 buçuk ayda yetiştirmemiz şartı ile. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı imkanlarıyla yapmak istiyoruz. Çünkü o vakıf İhale Kanunu’na tabi olmadığı için farklı bir usulle davet usulüyle en iyi teklifi verene verilebilir. Teknik İşler Daire Başkanlığı’ndaki arkadaşlarımız bu spor salonunun yapımıyla ilgili çalışmaları başlattı. Benim kendilerinden ricam şudur, 2009’un Ocak ayına yetiştirebilirsek böyle bir salonu oraya hemen inşa edin. Eğer bu süre içinde buraya bir spor salonu kazandırabilirsek o zaman ilgili mahkeme heyetine veya başka mahkeme heyetlerine arzu ederseniz bu spor salonunu da duruşmalar için kullanabilirsiniz diyeceğim. Yarından itibaren, yaşanan o sorunları orada yaşamayacağımızı, en azından büyük ölçüde yaşamayacağımızı düşünüyorum."
Olumsuz hava koşullarına karşı gazetecilerin rahat çalışması için cezaevi yanında çadır kuracaklarını belirten Şahin, “Duruşma salonunun yanındaki oda basın mensuplarının rahat çalışması için hazırlandı. Böyle bir davanın şu anda Silivri’de duruşmaların yapılması sorunlar yaratabilir. Acaba başka bir çözüm mü bulmalıydık? Bu soru sorulabilir. Belki düşünmeliydik. Burası uygun olabilir diye görüş bildirildi. Biz de yardımcı olduk" dedi.

Haberin Devamı

“TÜRK’ÜN BEYANI SON DERECE TALİHSİZ"

DTP’li Ahmet Türk’ün Kürtlerin soykırıma uğradığı yönündeki açıklamalarını da eleştiren Şahin, “Bu son derece talihsiz bir beyandır. Türkiye’de kime soykırım uygulanmıştır allah aşkına. Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Hangi anadili farklı olan vatandaşımıza farklı bir muamele yapılmıştır. Bu konuda bu sözü söyleyen geçmişte de TBMM’de görev yapmadı mı? TBMM’nin bir üyesi olarak bulunmadı mı? Ben sorumlu kişilerin ağzından çıkanı kulağının duymasını istiyorum" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay’ın, Metris Cezaevi’nde Engin Ceber’in ölümü nedeniyle istifasını istediğinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
“Ben istifa edince ne olacak? Benim istifamı isteyen arkadaşlar mı Adalet Bakanı olacak? Eğer istifa ile bunlar çözülecekse edelim. Cezaevindeki ölümle ilgili de benim istifamı istiyorlar. Peki, kendileri olsa ne yaparlardı? Diyelim ki Suha Okay Adalet Bakanıydı, onun döneminde Metris Cezaevi’nde böyle bir olay meydana geldi. Suha Beye lütfen sorun, siz ne yapardınız? Ölen kişiyi geri getirebilir miydiniz? Özür diler miydiniz? Personelle ilgili ne gibi tedbirler alırdınız? Bunları kendileri açıklasınlar. Yapılması gereken ne vardı da ben yapmadım? Onu söylesinler. Ondan sonra bu istifa taleplerini değerlendireyim."