Siyaset Hatalı olan AKP çizgisi değil, biziz

Hatalı olan AKP çizgisi değil, biziz

12.09.2008 - 15:51 | Son Güncellenme:

Durmuş Çetin AKMAN:

Hatalı olan AKP çizgisi değil, biziz

Turgut Özal'ın açtığı yoldan ilerleyen, dindarlıklarına ancak "Oh ne bohem dindarlık!" diyebileceğim, liberalizasyonu diğerinin üstüne çöreklenme olarak algılayan AKP çizgisi bu dönemde bir kırılma yaşamazsa, bu çizgide ilerleyen insanların önüne geçmek zor olacaktır. Çünkü bu insanlardan ziyade hatalı olan bizleriz. Bu çizgideki insanlar durmadan yollarına devam etmektedirler. Unutmaya meyilli ve zora gelemeyen bizleriz. Hantallaşmış yapılara anlam katmaya çalışanlar, toplum ve halk kelimelerini lügatten silen bizleriz. Bireye doğru açımlanalım derken, toplum ve birey kavramlarını maaş dolgunluğuna kurban veren bizleriz.
Bu çizginin önüne dini sahiplenerek değil, dini de eleştirerek geçebiliriz. Sermayeyi destekleyerek değil, sermayeyi de eleştirerek geçebiliriz. Dinde ve dinin sahiplenilmesinde bir yenilenme, sermaye ve sermayenin hükümdarlığına bir anlam getirmeliyiz. İşçinin, memurun ve öğrencinin önceliklerini duyumsamalı, "Halkımız dindar ve tembeldir" ezberini bozmalıyız. Dinin toplumsal alana müdahale eden, parayla ittifak yapan ve insanları kıstıran bir olgu olmadığı gerçeğini vurgulayan bir yenileme, daha doğrusu paslarından arındırma hamlesi toplumsal zihinleri daha da açacaktır. Dinden ve paradan aldığı güçle, "aldığını düşündüğü güçle", eyleme geçenlerin kafalarında toplumsal adalet ve paylaşım duyusu uyandırılmalıdır.
Devlet yükümlü olduğu kadar, sınırlı da olmalı ancak bu sınırlar eğitim, adalet ve sağlığı kesinlikle kapsamalıdır. Devletin ürküttüğü bireyler değil, gerçekten eğittiği, adil yaklaştığı ve sağlıklı tuttuğu bireyler geleceği parlatacaktır. Şehir ve üretim alanları yeniden tasarlanmalı, geçmişe karşı koruyucu olunmalıdır. Daniskası olunacak kavramların başında elbette çevre geldiği gibi, hangi yönüyle daniska olunması gerektiği toplumsal bir kabul olmalıdır. Sosyal ve çevresel saygı diriltilmelidir. Dinciliği ve sermayeyi dizginleyecek bir irade, genç olduğundan dem vurulan nüfusa bir anlam ve gelecek getirecektir. Aksi halde, olumsuz gidişat durdurulamayacaktır.