Karakola gidip imza vermek de kalkıyor

Göngör, artık karakola imzaya gitmeye gerek kalmayacağını kaydetti.

2012 yılından beri

Güngör, konuya ilişkin şunları söyledi: “Elektronik izleme sistemini ülkemizde 2012 yılından beri uygulamaktayız. Bu elektronik izleme sistemi dünyada uygulanan bir sistem. Klasik elektronik izleme cihazlarıyla kişiye bir kelepçe takılmak suretiyle uygulanıyor. Biz bu getirmiş olduğumuz yeni sistemde yeni bir teknoloji geliştirdik. Şu anda pilot denemesini yapıyoruz. Bu kişilerin şahsi cep telefonlarına bir uygulama yüklemek suretiyle yapılmaktadır. Mevcut klasik elektronik izlemeye göre de daha az müdahaleci ve hükümlülerin ikisini kıyaslayınca daha çok tercih ettikleri bir uygulama.”

Yüz ve ses doğrulama

Güngör, mahkûmların cep telefonlarını evde bırakmaları halinde ne yapılacağı konusunda ise şöyle konuştu:
“Biyometrik imza dediğimiz bir proje bu. Biz buna BİOSİS adını veriyoruz. Sistem kişilere, kişinin de önceden bilmediği belli zaman aralıklarıyla otomatik biyometrik imza sinyalleri gönderiyor mesela; iki tane yazılım var şu anda elimizde, birisi yüz doğrulama isteği gönderiyor. Yüz doğrulama üzerinden çalışıyor. Sistem kişinin veya ilgili memurun bilmediği algoritmalarla yüz doğrulama isteği gönderiyor. Kişi yüzünü telefona tuttuğunda gerçekten o kişi olup olmadığını analiz ediyor. Ses doğrulama da yine başka bir yazılım üzerinden çalışıyor. Kişiye bir referans ses tanımlanıyor. Daha sonra gerçekten o sesin o kişiye ait olup olmadığını sistem ‘check’ ediyor, bu şekilde biyometrik imza dediğimiz bir yöntemle.”

Karakola gitmeyecek

Güngör, bu yöntemin hayata geçmesiyle hükümlüler açısından kolaylıklar yaşanacağını belirtirken, “Örneğin, bugün, imza yükümlülüğü için karakola gitme zorunluluğu var bu yükümlülüklerde. Burada, karakola gitmeden bulunduğu yerden, evinden bulunduğu yeri ispatlayabilecek” dedi.