Yerli turistin canı can değil mi?

5 Temmuz 2020

Yabancı turistler için alınmadık tedbir kalmadı. İlk gelenler, güllerle karşılandı.

Daha fazlası yapılsın, gözümüz yok ama o ilgi ve alaka yerli turistlere de gösterilmeli.

Onlar nasıl olsa bizden mantığı, bindiğimiz dalı kesmek anlamına gelir ki, bu da sektöre yapılacak en büyük kötülük olur.

Turistik kentlerden gelen sinyaller, hiç de keyif verici değil. Tamam yabancı turist yok ama yerli turist de yok gibi. Sınav, sınav deniliyordu onlar da bitti hâlâ hareketlilik yok. Şimdi dört gözle Kurban Bayramı bekleniyor! Peki, o da hangi derde çare olacak? Hiç belli değil…

Çok sayıda işletme sezonu hiç açmadı, açanlar da yarı yarıya pişman.

Sektöre yeni bir taze kan gerek ama nasıl?

Avrupa ülkelerinin uçuş yasağını ve karantina sürecini kaldırması bir çare olur mu?

Önümüzdeki günlerde, hep birlikte göreceğiz!..

Yazının Devamı

Kolejler, uzaktan eğitim ve formasyon?

4 Temmuz 2020

Eylülde okullar açılır mı? 

Telafi eğitimi zorunlu mu?

Devlet okullarında sosyal mesafe kurallarına göre düzenleme yapıldı mı? 

Hangi dersler uzaktan eğitimle gerçekleşecek? 

Anadolu liselerinde kontenjanlar artırılacak mı? 

Nakiller ne zaman açılacak? 

Kolej kayıtları neden duraksadı? 

Yeni öğretmen alımı yapılacak mı?

Yazının Devamı

Önce saygı!

3 Temmuz 2020

Değerlerimiz altüst ediliyor.

Buna hiç kimsenin hakkı yok.

Özgürlük başka şey, değerlere saldırı başka bir şey.

Saygısızlık, özgürlük değil, densizliktir.

Bu nedenle, çocuklarımıza her şeyden önce saygıyı öğretmeliyiz ki kendilerine de saygı duyulsun.

Milli ve manevi değerlerimizi sorgulamaya, değersizleştirmeye, ağızlarda sakız etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Olmamalıdır da!

Hele hele bunu özgürlük kapsamında değerlendirmek ve öyle bir algı yaratmak yanlışların en büyüğü olur!

Peki, özgürlüklerin sınırı nerede başlayacak, nerede de bitecek?

Yazının Devamı

Sınav sonuçları abartılmamalı!..

1 Temmuz 2020

Giriş sınavlarını ölüm kalım meselesi haline getirmek, çocuklarımıza ve ebeveynlere yapılacak en büyük kötülüktür. Bu tür sınavlar maraton yarışının bir parçasıdır ve birinde geride kalan, bir diğerinde öne geçebilir. Bu yüzden, sonuçlara çok büyük anlamlar yüklemek kesinlikle doğru değildir.

Son iki hafta sonu, önce liselere, sonra da üniversiteye giriş sınavı vardı. 

5 milyondan fazla aday katıldı.

Kontenjanlar az, başvuru çok olduğu için bırakın kazanamayanları, kazananların pek çoğu da sevinemeyecek. Her yıl yüz binlerce üniversite öğrencisi ve mezununun yeniden sınavlara girmesi bu yüzden!

LGS’de birkaç yanlışı ya da boşu olanlar, “İstediğimiz okula giremeyeceğiz” diye büyük üzüntü içerisindeler. Üniversitelerde de durum farklı değil. Dereceye oynayan öğrencilerin ağzını bıçak açmıyor. Bu yılın en büyük mağduru onlar!..

Daha önce de defalarca yazdık, bu sınavlar çocuklarımızı değersizleştirmenin ötesinde bir işe

Yazının Devamı

Sınavzedelerin özgürlüğü MEB ve aile bütünlüğü?..

30 Haziran 2020

LGS ve YKS nedeniyle 5 milyondan fazla aile yıllardır adeta evlerine kapanmıştı. Çocukları test çözüyor, onlar da ona lojistik destek sağlıyordu. Ne hafta sonları ne de geceleri, gündüzleri vardı. Her şeyden uzak, izole bir hayat yaşıyorlardı. Sınavların yapılmasıyla birlikte özgürlüklerine kavuştular.

Tatil herkesin hakkı ama sanki en çok da onların hakkı.

Sınav sonuçları açıklanmadan bu hakkı kendilerinde görmeyenlere önerimiz, sizler elinizden geleni yaptınız, sonrasını, daha sonra değerlendirirsiniz, şimdi en iyisi mi biraz dinlenin. Çünkü önümüzde zor günler yine bizi bekliyor olacak.

Sonuçların açıklanması, tercihler, yerleştirme, ek yerleştirme, kayıtlar, barınma, yemek, ulaşım sorunları, oryantasyon derken hemen her gün yeni bir sorunla yüz yüze gelirseniz şaşırmayın.

Ama bunlar tatlı yorgunluklar. 

En zoru bile, sınav sonuçlarına baktığınızda, ekranda görünen “Hiçbir yere yerleşemediniz” görüntüsünden daha ürkütücü olamaz.

Sınav baskısı, artı korona

Yazının Devamı

Sınav maratonu bitti sırada tercihler var!

29 Haziran 2020

Üniversiteye giriş maratonunda ilk iki aşama tamamlandı. Sırada sonuçların açıklanması, tercihler, yerleştirme, ek yerleştirme, yetenek sınavları, kayıt ve en sonunda da ilk ders var!

Koronada ikinci, üçüncü dalga söz konusu olmazsa, eylül ortalarında süreç tamamlanmış olur. Ama şimdilik ne söylense erken. Amerika’da birçok üniversite şubata kadar uzatan eğitim kararı aldı!..

Adaylara ve ailelerine geçmiş olsun diyoruz. Büyük bir yükten ve stresten kurtuldular.

Ama eylüle kadar kendilerine rahat yok. Sonuçlar açıklanmadan, gidip biraz tatil yapsalar iyi olur. Yoksa, hiç fırsat bulamayabilirler ve kış çok zor geçer!..

ÖSYM de şaşırdı!

Korona yüzünden herkesin kimyası bozuldu. Görünen o ki en çok da ÖSYM’ninki bozulmuş.

Hep okuduğunu anlamaya ve muhakemeye yönelik yeni nesil sorulardan söz etti ama arkası gelmedi!

Soruların geneli müfredata uygundu, çok süre alıcıydı ve şaşırtıcıydı. Özellikle de AYT matematik soruları!

Yazının Devamı

Turistler gelmeye başladı

28 Haziran 2020

Yurt dışından gelen ilk uçaklar turist getirmeye başladı.

Sayıları henüz çok değil ama devamı gelecektir. Gelmeli de…

Turizm, sadece sektöre değil onlarca tedarikçiye de ekmek kapısı. Bu yüzden inen her uçak, gelen her turist, ekonomik canlılık demek. Bugünlerde buna fazlasıyla ihtiyacımız var.

Bodrum’a gelen ilk turistler çiçekle karşılanmış. Ne güzel. Keşke gelen her turist için aynı uygulama devam etse. En azından, çok zor günler geçiren çiçekçilik sektörü de canlanmış olur!..

Bu arada, gelen turistlere sadece çiçek vermek yetmez, gülen bir yüz ve özellikle de sağlıklı bir ortam hazırlamalıyız. En ufak bir pandemik olay geleni de kaçırır!..

Aynı uygulamaların yerli turistler için de geçerli olması gerektiğini ise söylemeye bile gerek yok!..

Kişiye özel tatil

Kişiye özel tatil seçenekleri giderek artıyor.

Yazının Devamı

Dünyanın en zor işi? (3)

28 Haziran 2020

Geriye dönüp baktığınızda, arkanızda güvenebileceğiniz kaç kişi var?

Kimse kimseye güvenmiyor, kimse kimseyi kazanmak istemiyor.

Arkadaş ve dost biriktireceğimize, bol bol yeni düşmanlar ediniyoruz.

Yüzümüze gülenler, her nedense, arkamızdan en çok konuşanlar oluyor.

Yükseldiğinizde en büyük şakşakçınız onlar oluyor. 

Düştüğünüzde ilk tekme yine onlardan geliyor!

Birkaç gündür bu konuya takmış durumdayım. Çünkü, ortak değerlerimizi kaybettik, birbirimizi sevmiyoruz, daha da vahimi kimse kimseye güvenmiyor, inanmıyor, kefil olmuyor!..

Peki, bu durum nereye kadar böyle devam edecek?

Yazının Devamı