Tarihi ciddiye almayanlar tarihi yeniden yaşarmış!

12 Eylül 2015

Tarih müthiş bir şey! Hele ki doğru kaynaklardan aktarılırsa. Hele ki objektif bir bakış açısıyla irdelenirse.

Yılda en az birkaç kez de olsa, tarihçilerle bir araya geliyor, doğup büyüdüğümüz toprakların yakın tarihini, 80 yıllık bir gecikmeyle anlamaya çalışıyoruz.

Haymana, başkent Ankara’nın en yakın ilçelerinden biri. Hani Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” dediği yer.

Milli Mücadele yıllarını hatırlayın. Düşman Ankara’ya kadar gelmiş ve düştü düşecek. Başkentin daha içlere, Kayseri’ye taşınmasının düşünüldüğü o zor yıllar.

Yunan orduları yaka yıka Anadolu içlerine kadar gelmiş ve başkentin kapısına dayanmış. Ankara düşerse, Türkiye Cumhuriyeti de düşecek ve belki de bugünlere hiç gelinemeyecekti...

Dur durak bilmeden ilerleyen düşmanın, durduğu ve İzmir’de denize dökülmek üzere adım adım püskürtüldüğü o “Son Kale” Haymana.

Çanakkale Zaferi’nin önemi ne ise, Haymana’nın önemi de o. Ama bu bir türlü ne bu topraklarda doğup büyüyen bizlere ne de dünyaya anlatıldı.

Oysa Türk ordusunun en büyük zayiat verdiği, en çok subay kaybettiği, Mustafa Kemal’den İnönü’ye dönemin en önemli komutanlarının karargâh kurduğu, her metrekaresi şehit kanla

Yazının Devamı

Öğretmenlerin can güvenliği (2)

11 Eylül 2015

Öğretmen- lerimizin onlarca sorunu vardı, terörle birlikte, şimdi onlara bir yenisi daha eklendi.

Umarız bu yazı, bu konuda yazdığımız son yazı olur.

Çünkü eğer eğitimde huzur yoksa evlerde de huzur olmaz, ülkede de.

İşte bu yüzden, öğretim kurumlarımızın ve öğretim elemanlarımızın moral değerlerini ve can güvenliğini fazlasıyla ciddiye almamız gerekiyor...

Huzur neden önemli?

Öğretmenlerimizin dört gözle beklediği ağustos ataması nihayet 15 Eylül’de gerçekleşecekmiş. Kadroların üçte ikisi sıcak bölgelerde.

Atanıp da gitmezseler ne olacak?

Yine aynı şekilde, Doğu ve Güneydoğu’da görev yapmalarına rağmen, son yaşanan olaylardan etkilenerek, bir şekilde oraya gitmeyenlerin yeri nasıl doldurulacak?

Yazının Devamı

Daha nereye kadar?

9 Eylül 2015

Yine bir şehit haberi gelir mi diye, sabahları korkarak uyanmaya başladık.

Tıpkı yatarken olduğu gibi.

Peki, bu daha nereye kadar devam edecek?

Bitsin dedikçe, arkası geliyor.

Klişeleşmiş lafları duydukça da kahroluyoruz.

Bu filmi daha kaçıncı kez izleyeceğiz!

Yuh olsun bu senaryoyu evirip, çevirip bize bir kez daha dayatanlara...

Senaryo belli, senaristler ve oyuncular belli, sonu belli ama hâlâ izliyoruz.

Yazının Devamı

Yüreğimiz yanıyor!

8 Eylül 2015

Hain teröre daha nereye kadar can vereceğiz!

Dursun artık bu acılar.

Azalacak, bitecek dedikçe, daha da arttı.

Bir yerde bir hata yapılıyor ama nerede?

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine de sabır diliyoruz...

Böyle bir ortamda artık hiçbir şeyin önemi kalmıyor ama hayat da akmaya devam ediyor.

Ne olur artık günü değil, geleceği kurtarmak için kafa yoralım, kişisel hesaplaşmalarımızı bir yana bırakarak, gereğini yerine getirelim.

Vatan, Millet, Sakarya nutuklarında da dozu aşmayalım çünkü samimiyetini kaybetti.

Yazının Devamı

Öğretmenlerin can güvenliği!

6 Eylül 2015

Ankara’da herkes kendi derdinde.

Eğitimi ve öğretmenleri düşünen yok gibi.

Okulların açılışı bayram sonrasına ertelendi.

Yapılan resmi açıklama, ertelemenin turizmcilerin isteği doğrultusunda gerçekleştiği yönünde.

Oysa gelen duyumlara göre, Doğu ve Güneydoğu’da terör nedeniyle ciddi öğretmen sıkıntısı yaşanıyormuş. Yani okullar açılacak durumda değilmiş!..

Eğer seçim güvenliği sağlanmaz ve seçimlerin ertelenme ihtimali olursa, okullar da bundan etkilenirmiş.

Miş, muş diyoruz, çünkü gelen bilgiler çok çelişkili.

En doğru bilgiler MEB’de. Açıklasınlar öğrenelim.

Yazının Devamı

Emniyet şeritleri ve vicdansız dünya

5 Eylül 2015

Yasalar ve kurallar durduk yerde konulmuyor!
Ama nedense, kuralları da yasaları da çiğneyenlerin en başında kural koyucular geliyor.
Örneğin İstanbul’da en önemli güzergâhlarda emniyet şeridi kalmadı.
Yolları genişleteceğiz diye, emniyet şeritlerini yok ettiler.
Gazetemizin merkezi hastaneler bölgesinde ve gün boyu ambulansların acı sirenlerini dinliyoruz. Çünkü emniyet şeridi olmadığı için trafiğe takılıp kalıyorlar...
Peki, bu emniyet şeritlerini yok eden kim?
Onu denetlemekle sorumlu olan belediyeler yani kamunun ta kendisi!

Yazının Devamı

Silah satışına sınır yok ama mülteciye var!

4 Eylül 2015

Sadece bizim gazetelerde değil, dünya medyasının manşetinde de Bodrum Akyarlar’da özgürlüğe kulaç atarken, yaşama veda eden Aylan’ın fotoğrafı vardı. Annesi ve kardeşi de aynı yolculukta can verdi.

Peki, kabahatlisi kim?

Dünyayı savaş alanına döndüren ve yarattıkları bu cehennemi uzaktan izleyenlerden başkası değil.

İşte asıl onlar, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında, savaş suçlusu olarak, uluslararası mahkemelerde yargılanmalılar...

Dünyayı yönetenlerden biri olan İngiltere, bugüne kadar sadece 30 mülteci almış.

Yani bir otobüs dolusu kadar bile değil!

Yuh olsun.

Diğer Batılı ülkeler de onlardan farklı değil.

Yazının Devamı

Okul ararken, önce yaşını sonra müdürünü sorun?..

3 Eylül 2015

Okulların açılmasına sayılı günler kaldı.

Hatta bazıları açıldı ama hâlâ yüz binlerce veli okul arayışı içinde.

Milli Eğitim’in şu anki halini anlatmak için Arap saçına döndü benzetmesi bile hafif kalır. Veli, çocuğunu gönderecek okul bulamıyor.

Bulanlar da zoraki yerleştirildiği okuldan kaçmak için yer arıyor. Eskiden her mahallede iyi okullar vardı. Ama artık pek yok. Dershaneden dönüşme çakma okullar ise eğitimde yeni bir maceranın başlangıcı oldu!

Eğitim sistemimizi dershanelerden kurtaracağız derken, mevcut okulları da dershaneye dönüştürdük.

Eğitim ve öğretim amaçlı okul anlayışı çöpe atıldı, yarış atı yetiştiren sınav odaklı okullar getirildi. Oysa ortada ne sınavla girilen o seçkin Anadolu liseleri kaldı ne de üniversiteye girmek eskisi kadar zor.

Anadolu liselerinin yüzde 99’u sıradan liseler haline dönüştü. Artık, ne öğretmenleri seçme öğretmen, ne yabancı dille eğitim yapılıyor, ne de mezunları eskisi kadar başarılı.

Üniversitelerde bu yıl boş kalan kontenjan ise 100 bine yakın! İşte bu yüzden, sınav odaklı eğitim yerine insan odaklı eğitimin zamanı geldi de geçiyor.

Yazının Devamı