Geçtiğimiz hafta bir koşu Amerika’ya gidip geldim. Bu arada sadece oğlumuzun diploma törenine katılmakla yetinmeyip biraz da gezme olanağı buldum.
Yol uzak olduğu için gözümü korkutuyordu. Ama Beethoven’la, İstanbul’daki 5 kilometrelik işten-eve yolculuğundan çok daha kolay oldu. Uçağa bindiğiniz andan itibaren kulaklığınızı yemek ve kahve servislerinde bile çıkarmadığınız sürece ne heyecan kalıyor ne de mesafe. Müziğin ritmi size alıp götürüyor...
Yola çıkmadan önce, vize için mümkün olduğunca erken başvurmanızda sonsuz yarar var. Çünkü çok yoğun trafik söz konusu. Acil durumlar olduğunda öncelik tanınıyorlar ama siz yine de en az iki ay öncesinden gün almaya bakın!..
Philadelphia, Washington, New York
İlk durağımız Philadelphia’ydı. Amerika’nın ilk başkenti. Her şey orada başlamış ama sonra unutulmuş. Eski bir kent. Güçlü sanayi kuruluşları da var ama tam bir üniversite kenti. Marka üniversiteler ev sahipliği yapıyor. Derxel’in bitişiğinde, University of Pennsylvania (Upenn) var.
Öğrenciler gittiğinde şehir adeta boşalıyor.
Üniversite sınav sonuçları her an açıklanabilir. İşte asıl telaş ondan sonra başlayacak. Hangi üniversite, hangi fakülte, hangi meslek, hangi kent diye başlayan soruların ardı arkası gelmeyecek.
Çünkü bu soruların cevabı, bir anlamda, sizin ya da yakınlarınızın hayatının bundan sonraki dönemine yön verecek...
Doğru yapılan bir tercih, iyi bir gelecek ve iyi bir kariyer olanağı sağlarken, yanlış bir seçim de, sizi en büyük maceraların içine itebilir... Yani çok dikkatli olmak gerekiyor!..
Milliyet Akademi 2013 Üniversite Tercih Rehberi
İşte bu süreçte referans alacağınız kaynaklar çok önemli. Bilgilerin doğru, yönlendirmenin adil olması gerekir ki, doğru seçim yapabilesiniz.
Milliyet, önceki yıllarda olduğu gibi, yine en kapsamlı Tercih Rehberi’ni sizlerin hizmetine sunacak. Hem de bedava. Hem de Türkiye ve KKTC’deki tüm üniversite ve yüksek okulları içine alacak şekilde.
Bir milyondan fazla ortaokul mezunu ve ailesi, daha iyi bir lise için dört gözle SBS sonuçlarını bekliyor. Oysa, hayalini kurdukları en iyi liselerde okuyan öğrenciler, şu anda isyandalar. Çünkü, sınavda kazandıkları başarıları, hormonlu notlar yüzünden adeta ellerinden alınıyor.
Katsayı mağdurlarını kurtaralım derken yanlışı yanlışla düzeltip yeni mağdurlar yaratıldı.
Yıllarca maç ortasında kural değiştirilmez diyenler şimdi aynı hatayı kendileri yaptılar...
Medya olarak biz üzerimize düşeni yaptık, muhalefet konuyu TBMM gündemine defalarca getirdi. Veli ve öğrencilerin açtıkları davalar hala devam ediyor. Yani iktidar dışında hemen herkes gerekeni yaptı, yapıyor, yapmaya da devam edecek. Çünkü ortada bir yanlış var ve bu yanlışı Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da bizzat kabul etti. Nasıl mı? İşte CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı’nın bu konudaki açıklaması:
“TBMM’de sınavlarla ilgili olarak sormuş olduğum bir soru üzerine Milli Eğitim Bakanı yaptığı açıklamada “...sene içerisinde müfredata dayalı olarak sınıflarda yapılan yazılı sınavlarda ister istemez her öğretmen ve her okul kendi öğrencilerinin daha başarılı olmasını istiyor ve dolayısıyla oradaki notlar
Çok sık duyduğumuz ve kullandığımız bir benzetme var. Deveye sormuşlar neren eğri diye, o da nerem düzgün ki demiş.
Şimdi benzer soruyu eğitim sistemimiz için soruyoruz:
Eğitim sisteminin neresi düzgün ki?
Bu soruyu, sadece o taraftaki ya da bu taraftaki yüzde 50 sormuyor.
Halkın yüzde 100’ü soruyor ve ne zaman düzeleceğini merakla bekliyor.
Çünkü, haksızlık ve adaletsizlik giderek artıyor...
Fazla uzağa gitmeyelim.
Liderlik oldum olası tartışılan bir kavramdır. Dünden bugüne iz bırakan tüm liderlere bakıldığında, şu söz, hep öne çıkar:
Liderlik sonradan kazanılan bir yetenek değil doğuştan gelen bir özelliktir.
Peki bu böyle mi?
Örneğin dünyanın en iyi öğretim kurumlarında okuyarak, seminerlere katılarak ya da mesleğinde duayen isimlerin yanında çalışarak lider olunamaz mı?
Evet demek hem çok zor hem de çok kolay. Örneğin siyasi liderlik söz konusu olduğunda günümüz liderlerine bir göz atın.
Liderlik yetenekleri ve liderliği, rakipleri tarafından bile kabul edilen Başbakan Erdoğan, en iyi okullarda mı okudu, en iyi seminerlere mi katıldı ya da birkaç yabancı dili sular seller gibi bilip, arkasında büyük bir sermaye ve aile desteği ile mi yola çıktı?
20 yıl önceki CV’si ile herhangi bir holdinge işi için başvuruda bulunsa, muhtemelen kendisine geri dönüş bile olmayacaktı. Ama ortaya, çok farklı bir tablo çıktı...
SBS’nin bu yıl son kez yapıldığı daha önce açıklanmıştı. Ama asıl merak edilen konu yeni sistemin nasıl olacağıydı.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, işte bu konuya açıklık getirdi. Daha doğrusu getirmeye çalıştı. Çünkü henüz ortada yüzde yüz kesinleşmiş bir durum söz konusu değil. Ancak yeni sistemin ana hatları öyle ya da böyle belli olmuş...
Değerlendirme sınavı
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Avcı, “SBS ile ilgili belirsizlik sürüyor” sözü üzerine “Belirsizlik değil çalışmalar sürüyor” karşılığını verdi.
Özellikle müfredattaki konuların esas alınacağı sene içi sınavların merkezi bir sistemle yapılacağını belirten Avcı, sözlerine şöyle devam etti:
“Zaten yapılan, yani Matematik’te, Türkçe’de yapılan sene içi yazılı sınavlardan bazılarını, daha sonra okullara girişte değerlendirmeye esas teşkil etmek, değerlendirmeye katmak üzere merkezi bir organizasyonla yapacağız. Çocuklar sene içinde ne kadar sınav oluyorsa onların içinden seçeceğiz ama merkezi olacak, ilave sınava girilmeyecek. Zaten çocuklarımızın normal müfredat gereği sene içerisinde yapılan sınavların, biz merkezi bir denetimle yaparak daha nitelikli notlarla değerlendirilmesini sağlayacağız. İlave sınav
Üniversite sınav maratonu bitti. Şimdi sırada üniversite ve meslek seçimi var.
Peki hangisi daha önemli?
Kimilerine göre, marka bir üniversite olsun da, hangisi olursa olsun. Kimilerine göreyse, önemli olan meslek, o fakülteye girsin de Türkiye’nin neresi olursa olsun, hiç önemi yok. Bazıları için de ne meslek ne üniversitenin bir önemi var. Onlar için önemli olan yaşanılacak kent. O kente gitsin yeter, gerisi hiç önemli değil.
Bir de ailesinin bulunduğu kentten yani evden uzaklaşıp özgürlüğüne kavuşmak isteyenler var ki, onlar için hiçbir şeyin önemi yok. Tek istekleri var, o da bir an önce evden uzaklaşmak! Garip ama bu gruba girenlerin sayısı her geçen gün artıyor...
İsterseniz gelin şimdi bu yönelimleri tek tek ele alalım ve siz ya da çocuğunuz hangi gruba giriyorsa, bir an önce kararınızı verip, en doğru seçeneği bulmaya çalışalım...
Üniversite önemli diyenler
Üniversite adayları zor bir süreç geçirdi. Bugün için sınav maratonu da artık tamamlanmış oluyor. Ama “oh be kurtulduk” diyemeyecekler. Çünkü kendilerini sınav maratonu kadar hatta daha önemli bir başka maraton bekliyor.
Sınav sonuçları muhtemelen 10 gün içerisinde açıklanır. Ama tercihler ne zaman başlayacak henüz belli değil. Bu yüzden adaylar da, veliler de fazlasıyla tedirginler. Çünkü önlerini göremiyorlar.
Yani sınavların bitmesiyle derin bir oh çekemiyorlar ve sınav yoğunluğunu üzerlerinden atamıyorlar.
İsterseniz gelin önce velilerin bu yöndeki tedirginliklerine bir göz atalım ve sonra da neler yapılması gerektiğini hatırlatalım:
Önümüzü göremiyoruz!
“Üniversiteye hazırlanan ve bu yıl sınavlara giren bir öğrencinin velisi olarak içinde bulunduğumuz durumu yetkililere duyurabilmek için sizinle paylaşmak istedim.