YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya mı?

7 Aralık 2011

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan gün sayıyor. Bu arada yeni başkanın atandığına yönelik söylentiler de giderek yoğunluk kazanıyor. Peki, bu isim kim? Bize gelen bilgi İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Gökhan Çetinsaya olduğu yönünde.
İlişkiler ağına bakıldığında, akla yatıyor. Ama resmen doğrulanmadıkça, bu demek de doğru değil..
Hatırlanacağı gibi Özcan‘ın atanmasında en etkili isim Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmuştu. Çetinsaya’ya baktığımızda da yine karşımıza Davutoğlu çıkıyor. İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kurucusu, Davutoğlu’nun da kurucuları arasında bulunduğu Bilim ve Sanat Vakfı. Yani Çetinsaya’yı o zaman göreve önerenin de, şimdi YÖK Başkanlığı için arkasında duranın da yine Davutoğlu olduğu söyleniyor...
Peki, Gökhan Çetinsaya kim? İşte biyografisi:
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. University of Manchester’da Ortadoğu Araştırmaları Bölümü’nde doktora. Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliği. Amerika Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti (Middle East Studies Association of North America, MESA), 1994 Malcom H. Kerr Sosyal Bilimler Doktora Tez Ödülü Birinciliği ve İngiltere Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti

Yazının Devamı

Nasıl bir YÖK Başkanı isteniyor?..

6 Aralık 2011

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın görev süresi, bu hafta sona eriyor. Yasal olarak bir kez daha atanabilir. İhtimal verenler de var ama genel kanı değiştirileceği yönünde... YÖK Başkanı’nı, Cumhurbaşkanı direk atıyor. Anayasa’ya göre rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış öğretim üyelerine öncelik verilmesi gerekiyor. Genelde bu yönde isimler atanıyordu. Önceki başkanlara baktığımızda, Doğramacı, Sağlam, Gürüz ve Teziç, hepsi de rektörlükten gelme isimlerdi. Yusuf Ziya Özcan’ın ise bırakın rektörlüğü ve dekanlığı önemli bir idari görevi yoktu. Bu yüzden de zaman zaman çok zorlandı, zaman zaman da büyük potlar kırdı. En önemlisi de, hiç aklında yokken, kimilerine göre de hiç hak etmemişken, kendisini böylesi önemli bir göreve getirenlere karşı hep boynu bükük kaldı. Kendini borçlu hissetti.

Devam mı tamam mı?
Atandığı ilk günleri hatırlıyorum. Üst üste potlar kırınca, sorgulanmaya başlanmış ve sanki kendisini o göreve getirenleri pişmanlık noktasına getirmişti. İşte öylesi bir ortamda Sayın Cumhurbaşkanı, Özcan’ı çok iyi tanımadığını ve kendisine önerildiğini söylemişti. Peki, kim önerdi? O ismin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğu söyleniyor.

Yazının Devamı

Brova Malatya Valisi Saran’a!

4 Aralık 2011

Okumak, dünyanın en keyifli etkinliği. Ama nedense biz okumaktan adeta nefret ediyoruz. Bunun en önemli nedeni de okumayı bir ceza, külfet ve yasaklı hale getirmemizdir. Okullarda okumak sevdirileceğine daha da kaçılır hale getiriliyor.
Gazete kitap dergi tirajlarına bakıldığında dünyanın neresindeyiz çok net görülüyor. Bırakın başka ülkeleri kendi içimizde bile okuyan sayısı giderek azalıyor.
30 yıl öncesinin gazete ve kitap satışları bugünden daha iyiydi. Şimdi birileri televizyon ve internet yaygınlaştı, kitap okur sayısı ondan azaldı diyebilir. Onlara önerimiz diğer ülkelere bakmaları. Türkiye’de okur yazar oranı giderek artıyor ama aktif okur yazar oranı yani okuma yazmayı ciddi anlamda kullananların sayısı artacağına azalıyor. İşte böylesi bir ortamda Malatya’nın gerçekleştirdiği bu “mucize” tam da umutların söndüğü bir anda yeni bir heyecan yarattı. Vali Ulvi Saran öncülüğünde gerçekleşen bu proje umarız Türkiye’nin dört bir yanına yayılır.

Yazının Devamı

Teknik bir konu ama çok önemli

4 Aralık 2011

Uygulamalı eğitimde, staj olmazsa olmazların başında geliyor. Hatta teorik eğitim yapan bölümlerde bile kısmen de olsa uygulama çok önemli. Ama bu konuda büyük sıkıntılar var. Görünen o ki, son yasal düzenlemelerden sonra, bu sorun daha da büyüyecek...
İşyerleri, aşırı işsizlik nedeniyle, çok ucuza, iyi yetişmiş eleman buldukları için artık stajyerlerin yüzüne bakmıyorlar. Oysa eskiden getir-götür işleri için özellikle onları tercih ediyorlardı...
Öğrencilerin staj yeri bulma sorunu, neden daha zor hale gelecek, gelin önce ona bakalım, ondan sonra da bu sorun nasıl çözülür, hep birlikte kafa yoralım. İşte bu konudaki son gelişmeler:

Staj neden zora girdi?
Bilindiği üzere 13 Şubat 2011 tarihinde kabul edilen 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun‘un 62. 63. ve 64. maddeleri ile 3308 sayılı Meslek Eğitim Kanunu’nun 3. maddesi “Mesleki ve Teknik Eğitim Okulu ve Kuramları; mesleki ve teknik eğitim alanında diplomaya götüren orta öğretim kurumları ve mesleki teknik eğitim yapan yükseköğretim kurumları ile

Yazının Devamı

Sıfır katsayı yeni mağdurlar yaratır mı?

3 Aralık 2011

Katsayılar kalktı. Bayram yapanlar da var. Ne olup bittiğini henüz anlamayanlar da.
Söylenen şu:
Herkes eşit koşullarda yarışacak.
Peki, bu doğru mu?
Her yönüyle tam bir kandırmaca!
Meslek lisesi mezunları, görmedikleri dersin sınavına girecek, fen ve anadolu liseleri ile klasik liselerden mezun olanlar ise hak mağduriyeti yaşayacaklar.
Örneğin öğretmen liselerinden mezun olanlar, eğitim fakültelerine girdiklerinde artı puan alacak, meslek lisesinden mezun olanlar da yine kendi alanlarıyla ilgili fakülte seçtiklerinde ek katsayı ile ek puan avantajı kazanacaklar.

Yazının Devamı

Katsayı kandırmacası ne getirecek?

2 Aralık 2011

Katsayılar konusunda tam bir komedi yaşanıyor. Zaten kalkmış gibiydi. Yani öğrenciler lehine ya da aleyhine bir durum oluşturmuyordu. 500 puanda bir, iki puan o kadar. Ama yapılan yorumlara bakılınca, sanki meslek liselerine özgürlük getirilmiş gibi bir hava yaratılıyor. Bu kadarına da pes doğrusu...
Katsayıların kaldırılması meslek lisesi mezunlarına bir avantaj sağlamadığı gibi, ellerindeki sınavsız geçiş avantajından da mahrum kalmalarına neden olacak ki, bu da onlara atılmış en büyük “kazık“ olur...
İşte bu konudaki en büyük çelişkiler:
- Meslek lisesi öğrencileri, görmedikleri derslerin sınavına giriyorlar. Dolayısıyla, en az iki yıl dershaneye gitmeyen bir öğrencinin, diğer liselerden mezun olan öğrencilerle arasındaki açığı kapatması mümkün değil. Yani parası ve zamanı olmayan için bu bir hayal projesi.
- Örneğin, hükümet başarılı bir diplomasiyle, tüm ülkelere yönelik vizeyi kaldırıp, seyahat özgürlüğü getirdiğini söylese, bundan kim ve kaç kişi yararlanacak? Cebinizde para yoksa istediğiniz kadar özgür seyahat ortamı olsun! Katsayıların kaldırılması da onun gibi bir şey. Fen, Sosyal, Matematik ve Türkçe görmeyen öğrencilere girin, kazanın diyoruz. 10 yıl

Yazının Devamı

Gerçek anlamda bir vakıf üniversitesi

1 Aralık 2011

Fevziye Mektepleri Işık Okulları 125’inci yılını kutluyor. Bu eğitim zincirinin son halkası Işık Üniversitesi de 15. yılına girdi.
Kurulduğundan bugüne çağdaş bir eğitim vermeyi amaçlayan Işık Üniversitesi, arada kısa süreli maceralar yaşasa da artık rayına oturdu.
Kurumlar gibi mütevelli heyetleri de zaman zaman kendisini yenilemeli. Nerede hata yaptık diye kendini sorgulamalı.
Diğer üniversiteler için bu söz konusu değil ama Işık bunu yapıyor.
Farkı da zaten buradan geliyor.
Işık Üniversitesi diğer üniversiteler gibi patronajlı bir üniversite değil. Mezunlarının üye olduğu mütevelli heyeti tarafından yönetiliyor.
Şile kampüsleri de artık yerli yerine oturdu sayılır. Öğrencilerinin çoğu burslu ve çok iyi yetişiyorlar.

Yazının Devamı

İsviçre’de turizm eğitimi neden farklı (2)

30 Kasım 2011

İsviçre okullarıyla ilgili yazılacak o kadar çok anekdot var ki, her biri birbirinden ilginç ve günlerce sürebilir. Bu yüzden ara ara onları sizlerle paylaşmak istiyorum. Yoksa buradaki gündemi kaçıracağız. İşte birkaç ilginç tespit:
- Bizde tarihi okullar satılmaya çalışılırken İsviçre’nin en görkemli tarihi binaları turizm okullarına tahsis edilmiş. Binaları kış aylarında okullar, yaz aylarında ise devlet kullanıyor
- Başta Çinliler olmak üzere Asyalılar yani çekik gözlüler, turizm ve otelcilik okullarını da istila etmiş durumdalar. Nereye giderseniz gidin yüzde 70’i onlardan oluşuyor.
- Eğitim ve yaşam disiplini müthiş. Ne zengin zenginliğini hissettirebiliyor ne de öğrenciler başarısız diye kolayca gözden çıkartılıyor. Başarılı olmaları için her türlü destek sağlanıyor.
- Mezunlarıyla gurur duyuyorlar. Fransa’nın en gözde otellerinden Ritz Paris’de Genel Müdürlük yapan Ömer Acar, Swiss Education Group (SEG) okullarının tüm broşürlerinde yer alıyor.
- Öğretim kadrosu da öğrenciler gibi çok uluslu.
Turist ve otel sayısında rekor üzerine rekor kıran Türkiye eğitilmiş insan gücü açısından bu hıza ayak uyduramıyor. MEB gibi üniversitelerimiz de turizm ve

Yazının Devamı