Hocalar hala zam alamadı (48)

10 Şubat 2002

Oysa herşey hazır. Para da var, "deme emri de. Ama nedense işin içinden bir türlü çıkılamıyor.En k"tü karar kararsızlıktan iyi derler. Çok doğru. Maliye Bakanlığı da artık bir karar vermeli. Birilerine verirsek diğerleri küser mantığını bir kenara bırakıp, bugün şu kesime, 6 ay sonra şunlara, bir yıl sonra da diğerlerine diye bir takvim ortaya konulabilseydi inanın bugünkü kaos ortamından çok daha iyi olurdu.Uzman kadrolar içerisinde en mağdur kesim üniversite hocaları. Başbakan da bunu çok iyi bildiği için "nce onlara s"z verdi. Ama arkası gelmiyor. Güya 15 Ocak'ta zamlı maaş alınacaktı. Olmadı. Şimdi de ocak farkıyla birlikte 15 şubat'ta zamlı "deme yapılacak deniliyor. Ama inanan yok gibi. Umarız bu kez s"zlerinde dururlar. Yoksa yalan rüzgarı diye yeni yazı dizisine başlamak zorunda kalacağız... Atalarımız bir şeyi kırk defa s"ylerseniz olur demişler. Ama biz bırakan s"ylemeyi 48'inci kez yazıyoruz ama hala hocalara verilen s"z yerine getirilebilmiş değil!.. Benzinde vergi soygunu Şu orana bir bakın b"yle soygun olur mu?Benzin için "dediğimiz paranın sadece yüzde 15.3'ü akaryakıt parasıymış. Diğerleri ise vergi ve fonlar. Bu bir soygun değil de ne?..Aslına bakarsanız, vergi

Yazının Devamı

Hocalar hala zam alamadı (48)

10 Şubat 2002


<#comment>Atalarımız bir şeyi kırk defa söylerseniz olur demişler. Ama biz bırakan söylemeyi 48'inci kez yazıyoruz ama hala hocalara verilen söz yerine getirilebilmiş değil!..
Oysa herşey hazır. Para da var, ödeme emri de. Ama nedense işin içinden bir türlü çıkılamıyor.
En kötü karar kararsızlıktan iyi derler. Çok doğru. Maliye Bakanlığı da artık bir karar vermeli. Birilerine verirsek diğerleri küser mantığını bir kenara bırakıp, bugün şu kesime, 6 ay sonra şunlara, bir yıl sonra da diğerlerine diye bir takvim ortaya konulabilseydi inanın bugünkü kaos ortamından çok daha iyi olurdu.
Uzman kadrolar içerisinde en mağdur kesim üniversite hocaları. Başbakan da bunu çok iyi bildiği için önce onlara söz verdi. Ama arkası gelmiyor. Güya 15 Ocak'ta zamlı maaş alınacaktı. Olmadı. Şimdi de ocak farkıyla birlikte 15 şubat'ta zamlı ödeme yapılacak deniliyor. Ama inanan yok gibi. Umarız bu kez sözlerinde dururlar. Yoksa yalan rüzgarı diye yeni yazı dizisine başlamak zorunda kalacağız...

Benzinde vergi soygunu

Yazının Devamı

Türkiye nasıl yaratılır?

9 Şubat 2002

Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Başbakan Yardımcıları'nın, Milli Eğitim Bakanı'nın ve Türkiye'yi y"neten diğer yetkililerin henüz Bilgi Çağı'nı bile yakalayabildikleri şüphe g"türürken şimdi kalkıp da Bilişim ya da Biyoteknolojik Çağı tartışmanın ne gereği var diyenler çıkabilir. Ama her ne kadar Ankara hala Okuma Yazma Çağı'nda kalsa da TšSİAD gibi bu işi ciddiye alanlar da yok değil.TšSİAD hafta içerisinde iki "nemli çalışma grubu toplantısı yaptı. Konu başlığı: Avrupa Birliği Yolunda Bilgi Toplumu ve @ Türkiye.šniversiteler, bilişim sekt"rü ve toplumun değişik kesimlerinden gelen kişiler, çalışma grubunun hazırladığı "n rapor çerçevesinde g"rüşlerini açıkladılar. Tartışmalar şu üç soru çerçevesinde gelişti:1. Türkiye, Bilgi Toplumu olabilmenin gereklerini yerine getiren yeterli insan kaynağı yetiştiriyor mu?2. šniversiteler bu konuda ne yapmalı? (Teknoloji altyapısı, eğitim, içerik, sürekli eğitim). šniversiteler, Bilgi Toplumu'na y"nelik insan kaynağı yetiştirilmesi konusuna "ncelik veriyor mu?3. Bu konu ile ilgili TšSİAD'dan beklentiler nelerdir?Tartışmalarda ortaya çıkan g"rüş ve "neriler "nümüzdeki aylarda bir rapor halinde yayımlanacak. Yararlı olacağı da kesin...TšSİAD

Yazının Devamı

Türkiye nasıl yaratılır?

9 Şubat 2002


<#comment>Dünya hızlı bir değişim sürecinden geçiyor. Bilgi Çağı'nı henüz iyice sindiremeden kendimizi Bilişim Çağı'nın içinde bulduk. Oysa şimdi Biyoteknoloji Çağı yaşanıyor. Bitkilerden, hayvanlardan sonra insanların gen şifreleri de çözüldü. Genetik Çağ gümbür gümbür geliyor ve biz hala okuma yazma sorununu çözebilmiş değiliz...
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Başbakan Yardımcıları'nın, Milli Eğitim Bakanı'nın ve Türkiye'yi yöneten diğer yetkililerin henüz Bilgi Çağı'nı bile yakalayabildikleri şüphe götürürken şimdi kalkıp da Bilişim ya da Biyoteknolojik Çağı tartışmanın ne gereği var diyenler çıkabilir. Ama her ne kadar Ankara hala Okuma Yazma Çağı'nda kalsa da TÜSİAD gibi bu işi ciddiye alanlar da yok değil.
TÜSİAD hafta içerisinde iki önemli çalışma grubu toplantısı yaptı. Konu başlığı: Avrupa Birliği Yolunda Bilgi Toplumu ve @ Türkiye.
Üniversiteler, bilişim sektörü ve toplumun değişik kesimlerinden gelen kişiler, çalışma grubunun hazırladığı ön rapor çerçevesinde görüşlerini açıkladılar. Tartışmalar şu üç soru çerçevesinde gelişti:
1. Türkiye, Bilgi Toplumu olabilmenin gereklerini yerine getiren yeterli insan kaynağı yetiştiriyor mu?
2.

Yazının Devamı

Sosyetik okullar bitlendi

8 Şubat 2002

Akla hemen varoşlardaki fakir fukara okullar geliyor. Ama tam aksine bitlenmenin sıkça görüldüğü okullar sosyetik okullar. Hani şu yıllığı 8 - 10 bin doları bulan okullar.Okul yöneticilerine göre suçlu her zaman olduğu gibi yine öğrenci ve veliler. Bakın velilere gönderdikleri mektupta neler söylüyorlar: Öğrencilerimiz teneffüslerde veya Beden Eğitimi derslerinde koşmakta ve terlemektedirler. Vücut hijyenini temin etmek açısından çocuklarımızın her gün ya da en fazla iki günde bir banyo yapmaları, Aynı nedenle sık kirlenen forma, kazak ve gömleklerinin ve özellikle Beden Eğitimi giysilerinin sürekli temiz tutulması, Parazitlerden korunmak için öğrencilerimizin saçlarının sürekli kontrol edilmesi ve gereken önlemlerin (koruyucu ilaç, şampuan vs.) alınması, Saçlara sürülen jöle benzeri şekillendiricilerin temizlik açısından kullanılmaması, Öğrencilerimizin pantolon, etek ceplerinin kontrol edilerek temizlenmesi, Çantaların en az haftada bir kontrol edilerek temizlenmesi uygun olacaktır... Bit konusunda yıllardır şikayet gelmiyordu. Ama belli ki krizi fırsat bilip onlar da boy göstermeye başladılar. Allahtan yarı yıl tatili geldi de bu sorun da çözülmüş oldu. Ama bu uyarıları

Yazının Devamı

Sosyetik okullar bitlendi

8 Şubat 2002


<#comment>Bit konusunda yıllardır şikayet gelmiyordu. Ama belli ki krizi fırsat bilip onlar da boy göstermeye başladılar.
Akla hemen varoşlardaki fakir fukara okullar geliyor. Ama tam aksine bitlenmenin sıkça görüldüğü okullar sosyetik okullar. Hani şu yıllığı 8 - 10 bin doları bulan okullar.
Okul yöneticilerine göre suçlu her zaman olduğu gibi yine öğrenci ve veliler. Bakın velilere gönderdikleri mektupta neler söylüyorlar:
• Öğrencilerimiz teneffüslerde veya Beden Eğitimi derslerinde koşmakta ve terlemektedirler. Vücut hijyenini temin etmek açısından çocuklarımızın her gün ya da en fazla iki günde bir banyo yapmaları,
• Aynı nedenle sık kirlenen forma, kazak ve gömleklerinin ve özellikle Beden Eğitimi giysilerinin sürekli temiz tutulması,
• Parazitlerden korunmak için öğrencilerimizin saçlarının sürekli kontrol edilmesi ve gereken önlemlerin (koruyucu ilaç, şampuan vs.) alınması,

Yazının Devamı

™ğretmen Yardımlaşma Kurumu

6 Şubat 2002

Devletin eğitim yükünün altından kalkamadığı kesin. Okulların da "ğretim elemanlarının da ekonomik durumları daha da k"tüleşecek. Bu duyarsızlık devam ettiği sürece mevcut durumu da arar noktasına gelirsek hiç şaşırmayalım. Bu yüzden eğitim kurumlarının da "ğretmen ve "ğretim üyelerinin de artık kendilerine ilave kaynaklar yaratmaları gerekiyor.™ncelikle artık uçan kuştan vergi alır hale gelen belediyelerden, "ğretim kurumlarına mutlaka pay alınmalıdır. Onun da "tesinde her okul, bağış ya da hizmet üreterek yeni kaynak yaratmanın yollarını aramalıdır.Okul aile birlikleri, koruma dernekleri ve mezunlardan daha aktif şekilde yararlanmanın yolları bulunmalıdır. Yoksa olan çocuklarınıza ve okulunuza olacaktır. Artık şunu iyice kavrayalım ki ne çocuklarınız ne de okulunuz Ankara'nın hiç ama hiç umurunda değil!.. Hükümetin "ğretim elamanlarının maaşına zam falan yapacağı yok. Yapsa bile devede kulak kalacak... Ayda 10 milyon lira ile... Ama b"yle bir girişimin "n koşulu; bu hareket ne Milli Eğitim'in ne de eğitim sendika ve derneklerinin g"lgesinde olmamalıdır. ™nceki "rnekler ortada. Bu yüzden yeni oluşum tamamen sivil olmalı ve çok sıkı denetim altında tutulmalıdır.™ğretmenler,

Yazının Devamı

Öğretmen Yardımlaşma Kurumu

6 Şubat 2002


<#comment>Hükümetin öğretim elamanlarının maaşına zam falan yapacağı yok. Yapsa bile devede kulak kalacak...
Devletin eğitim yükünün altından kalkamadığı kesin. Okulların da öğretim elemanlarının da ekonomik durumları daha da kötüleşecek. Bu duyarsızlık devam ettiği sürece mevcut durumu da arar noktasına gelirsek hiç şaşırmayalım. Bu yüzden eğitim kurumlarının da öğretmen ve öğretim üyelerinin de artık kendilerine ilave kaynaklar yaratmaları gerekiyor.
Öncelikle artık uçan kuştan vergi alır hale gelen belediyelerden, öğretim kurumlarına mutlaka pay alınmalıdır. Onun da ötesinde her okul, bağış ya da hizmet üreterek yeni kaynak yaratmanın yollarını aramalıdır.
Okul aile birlikleri, koruma dernekleri ve mezunlardan daha aktif şekilde yararlanmanın yolları bulunmalıdır. Yoksa olan çocuklarınıza ve okulunuza olacaktır. Artık şunu iyice kavrayalım ki ne çocuklarınız ne de okulunuz Ankara'nın hiç ama hiç umurunda değil!..

600 binden fazla öğretmen ve öğretim üyesi var. OYAK ve İş Bankası örneğinde olduğu gibi çok güçlü bir vakıf ya da sandık kurulabilir. Basit bir hesapla ayda 10 milyon lira verilerek yılda 100 trilyonluk bir kaynak yaratılabilinir.

Yazının Devamı