Abbas Güçlü

İlk iki kararnamenin üçer aylık süresi içinde ilgili yasa çıkartılamadığı için üçüncü kez uzatılma yoluna gidilmiş ve ilgili yasa ancak son güne yetiştirilebilmişti. Yaz sonunda gerçekleşen bu operasyondan sonra ise maaşların hemen değil yılbaşından itibaren iyileştirileceği açıklanmıştı.Sabırla yılbaşını bekledik. İşte geldi. Bakalım "ğretim üyeleri yeni yılın ilk maaşını, o zaman s"ylendiği gibi en az yüzde 30 zamlı mı alacaklar yoksa yeni bir ertelemeyle mi karşılaşacaklar hep birlikte g"receğiz.Başbakan'a ve arkadaşlarına "nerimiz hocalara verdikleri s"zü yerine getirmeleri. Yoksa ülke geneline yayılan huzursuzluk ve umutsuzluk üniversiteleri de kapsama altına alır ki, bu da hiç hoş olmaz. šstelik ortada verilmiş bir s"z var!Devlet Bahçeli ve Kemal Derviş, bu konuda hükümet içinde ikna edici bir g"rev üstlenebilirler. Çünkü her ikisi de üniversite k"kenli. Eğer biraz olsun meslektaşlarını düşünüyor ve ileride tekrar üniversitede hocalık hayali kuruyorlarsa bu konuda taşın altına mutlaka ellerini koymalılar... Hatırlayacaksınız hocaların maaşı konusunda bu k"şede 30'u aşkın yazı yayımlandı. Başbakan Ecevit, maaşların iyileştirileceğine y"nelik defalarca s"z vermiş ve bu konuda

<#comment>Hatırlayacaksınız hocaların maaşı konusunda bu köşede 30'u aşkın yazı yayımlandı. Başbakan Ecevit, maaşların iyileştirileceğine yönelik defalarca söz vermiş ve bu konuda üç tane de kanun gücünde kararname çıkartılmıştı.
İlk iki kararnamenin üçer aylık süresi içinde ilgili yasa çıkartılamadığı için üçüncü kez uzatılma yoluna gidilmiş ve ilgili yasa ancak son güne yetiştirilebilmişti. Yaz sonunda gerçekleşen bu operasyondan sonra ise maaşların hemen değil yılbaşından itibaren iyileştirileceği açıklanmıştı.
Sabırla yılbaşını bekledik. İşte geldi. Bakalım öğretim üyeleri yeni yılın ilk maaşını, o zaman söylendiği gibi en az yüzde 30 zamlı mı alacaklar yoksa yeni bir ertelemeyle mi karşılaşacaklar hep birlikte göreceğiz.
Başbakan'a ve arkadaşlarına önerimiz hocalara verdikleri sözü yerine getirmeleri. Yoksa ülke geneline yayılan huzursuzluk ve umutsuzluk üniversiteleri de kapsama altına alır ki, bu da hiç hoş olmaz. Üstelik ortada verilmiş bir söz var!
Devlet Bahçeli ve Kemal Derviş, bu konuda hükümet içinde ikna edici bir görev üstlenebilirler. Çünkü her ikisi de üniversite kökenli. Eğer biraz olsun meslektaşlarını düşünüyor ve ileride tekrar

Bu sınavlar içerisinde en "nemli hangisi diye bir soru y"neltildiğinde karşımıza hep üniversite giriş sınavı ™SS çıkıyor. Oysa orta"ğretim kurumları "ğrenci seçme ve yerleştirme sınavı ondan çok daha "nemli. Çünkü bu sınav, üniversiteye girişteki başarı şansınızı da "nemli "lçüde etkiliyor. Sadece okul seçimiyle kalmıyor, bir anlamda yaşamınızın bundan sonraki b"lümüne de y"n veriyor.šniversite giriş sınavı, her ne kadar seçecekleri meslek konusunda gençlere y"n veriyor gibi g"zükse de asıl y"n veren sınav 8. sınıftan sonra girilen orta"ğretim kurumları "ğrenci seçme ve yerleştirme sınavı. Bu açıdan bakıldığında şu günlerde başvuruları gerçekleşen bu sınavı fazlasıyla ciddiye almak gerekiyor.S"z konusu bu sınavla fen liseleri, anadolu liseleri, anadolu teknik liseleri, anadolu meslek liseleri, anadolu "ğretmen liseleri, anadolu imam hatip liseleri, "zel fen liseleri, sağlık meslek liseleri, adalet meslek liseleri, anadolu meteoroloji meslek lisesi, anadolu tapu kadastro lisesi ve tarım meslek liselerine "ğrenci alınıyor.Yine 8. sınıftan sonra "ğrenci alan "zel Türk ve yabancı okullara ise kolejler sınavı ile girilebiliniyor.Devlet kolejleri olarak adlandırılan anadolu liseleri,

<#comment>Sınavlar artık yaşamımızın bir parçası haline geldi. İlköğretim aşamasında başlıyor, yaşam boyu sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM'nin yaptığı sınav sayısı 100'ü çoktan geçti.
Bu sınavlar içerisinde en önemli hangisi diye bir soru yöneltildiğinde karşımıza hep üniversite giriş sınavı ÖSS çıkıyor. Oysa orta"ğretim kurumları öğrenci seçme ve yerleştirme sınavı ondan çok daha önemli. Çünkü bu sınav, üniversiteye girişteki başarı şansınızı da önemli ölçüde etkiliyor. Sadece okul seçimiyle kalmıyor, bir anlamda yaşamınızın bundan sonraki bölümüne de yön veriyor.
Üniversite giriş sınavı, her ne kadar seçecekleri meslek konusunda gençlere yön veriyor gibi gözükse de asıl yön veren sınav 8. sınıftan sonra girilen orta"ğretim kurumları öğrenci seçme ve yerleştirme sınavı. Bu açıdan bakıldığında şu günlerde başvuruları gerçekleşen bu sınavı fazlasıyla ciddiye almak gerekiyor.
Söz konusu bu sınavla fen liseleri, anadolu liseleri, anadolu teknik liseleri, anadolu meslek liseleri, anadolu öğretmen liseleri, anadolu imam hatip liseleri, özel fen liseleri, sağlık meslek liseleri, adalet meslek liseleri, anadolu meteoroloji meslek lisesi, anadolu tapu kadastro

İskoçyada yapılan bir araştırmaya göre her 5 erkekten biri para kokusunun en güzel koku olduğunu düşünüyor. Psikolog Frank Winter, "İnsan ofiste sevdiği bir kokuyu duyarsa hem stresi azalıyor, hem de işlerine daha sıkı sarılıyor" diyor.Koku ve tad deyip geçmeyin, öyle koku ve tatlar var ki aradan yıllar geçse de hiç unutulmaz. Bir annenin bebeğinin kokusunu, bir âşığın sevgilisiyle ilk çıktığı günün kokusunu unutması mümkün mü?Ben en çok hangi kokuyu özlerdim diye hayal dünyasına dalıp gitmeden önce isterseniz araştırma sonuçlarına bir göz atalım. Bakalım İskoçlar en çok hangi kokuları duymak istiyorlarmış:1) Taze pişmiş ekmek kokusu (yüzde 70) 2) Temiz çarşaf kokusu (yüzde 59)3) Taze çiçek kokusu (yüzde 50)4) Yeni çekilmiş kahve kokusu (yüzde 49)5) Yıkanmış çamaşır kokusu (yüzde 48)6) Deniz ve biçilmiş çim kokusu (yüzde 44)7) Erimiş çikolata kokusu (yüzde 41)8) Ten kokusu (yüzde 31)9) Çam ormanı kokusu (yüzde 30)10) Yağmurdan sonraki toprak kokusu (Yüzde 30)Evet şimdi sıra sizde. İlle de yukarıdaki kokulardan birine takılıp kalmayın. Örneğin şu anda nasıl bir ortamda, nasıl bir koku sizi mutluluk tranvayına bindirip alıp bir yerlere götürür?.. En çok hangi kokuyu duymak

<#comment>En çok hangi kokuyu duymak istersiniz? Hangisi sizi heyecanlandırır? Hangisinin sık sık özlemini duyarsınız? Hiç düşündünüz mü?
İskoçya’da yapılan bir araştırmaya göre her 5 erkekten biri para kokusunun en güzel koku olduğunu düşünüyor. Psikolog Frank Winter, "İnsan ofiste sevdiği bir kokuyu duyarsa hem stresi azalıyor, hem de işlerine daha sıkı sarılıyor" diyor.
Koku ve tad deyip geçmeyin, öyle koku ve tatlar var ki aradan yıllar geçse de hiç unutulmaz. Bir annenin bebeğinin kokusunu, bir âşığın sevgilisiyle ilk çıktığı günün kokusunu unutması mümkün mü?
Ben en çok hangi kokuyu özlerdim diye hayal dünyasına dalıp gitmeden önce isterseniz araştırma sonuçlarına bir göz atalım. Bakalım İskoçlar en çok hangi kokuları duymak istiyorlarmış:
1) Taze pişmiş ekmek kokusu (yüzde 70)
2) Temiz çarşaf kokusu (yüzde 59)

İşte onun içindir ki, bakanlar kuş uçmaz kervan geçmez seçim b"lgesine havaalanları yaptırabiliyor, milletvekilleri lisesi bile olmayan ilçelerine yüksekokullar açtırabiliyor, bürokratlar da kamunun olanakları bir mirasyedi hovardalığı ile har vurup harman savurabiliyorlar...Kamunun kaynaklarını, kamunun mallarını kamu adına denetleyen bir kurum var mı? Saysanız elli tane çıkar. Ama bir tekinin dahi g"revini doğru düzgün yaptığını s"ylemek çok zor. Çünkü sonuç ortada: Devletin malı deniz, yemeyen domuz misali hala tırtıklanmaya devam ediyor...S"zü d"nüp dolaştırıp yine eğitime getireceğiz. Çünkü eğitim sekt"rü, hele hele üniversiteler her şeyiyle Türkiye'nin tam bir aynası konumundalar.İstanbul'da 18 tane üniversite var. Hemen hepsi de kamu malı sayılır. Çünkü o amaçla kurulmuşlardır. Ancak üç tanesini bir araya getirmek mümkün değil. Ellerinden gelse birbirlerinin g"zünü oyacaklar. Hangisine sorsanız en iyisi kendileri. Hangisine sorsanız, diğerleri çağın gerisinde...Oysa güçlerini, kaynaklarını, potansiyellerini, üretkenliklerini birleştirmeleri gerekiyor.Ama ne yapıyorlar, birisi kamu kaynaklarını kullanarak çok pahalı bir yatırım yaptıysa, bir diğeri gidip ondan yararlanmak

<#comment>Kamu malları kimindir? Hepimizin. Kimin içindir? Hepimiz için. Ama gelin görün ki, eline yetki geçiren kamunun mallarını babasının ya da kendi kurumunun malıymış gibi dilediğince kullanabiliyor.
İşte onun içindir ki, bakanlar kuş uçmaz kervan geçmez seçim bölgesine havaalanları yaptırabiliyor, milletvekilleri lisesi bile olmayan ilçelerine yüksekokullar açtırabiliyor, bürokratlar da kamunun olanakları bir mirasyedi hovardalığı ile har vurup harman savurabiliyorlar...
Kamunun kaynaklarını, kamunun mallarını kamu adına denetleyen bir kurum var mı? Saysanız elli tane çıkar. Ama bir tekinin dahi görevini doğru düzgün yaptığını söylemek çok zor. Çünkü sonuç ortada: Devletin malı deniz, yemeyen domuz misali hala tırtıklanmaya devam ediyor...
Sözü dönüp dolaştırıp yine eğitime getireceğiz. Çünkü eğitim sektörü, hele hele üniversiteler her şeyiyle Türkiye'nin tam bir aynası konumundalar.
İstanbul'da 18 tane üniversite var. Hemen hepsi de kamu malı sayılır. Çünkü o amaçla kurulmuşlardır. Ancak üç tanesini bir araya getirmek mümkün değil. Ellerinden gelse birbirlerinin gözünü oyacaklar. Hangisine sorsanız en iyisi kendileri. Hangisine sorsanız, diğerleri