Durun hemen bu ortamada bayramın iyisi mi olur mu demeyin!Bir an için boş verin herşeye.Hiç olmazsa bayram süresince, bir kez de olsa siz de polyanacılık oynayın.Evet, evet bir kaç günlüğüne kendinizi kandırın.Ne kaybedersiniz ki?...Durumdan vaziyet çıkarın.Dışarısı buz gibi. Değiştiremiyeceğimize g"re, yazın o insanı çıldırtan sıcak günlerini düşünün. Hani ş"yle ufacık bir esintiye bile razı olduğunuz günleri. Hazır o 40 dereceyi aşan, rüzgarın bile sıcak estiği o günleri geride bırakmışken, sıcacık bir k"şede ya da battaniyenin altında tatlı hayallere dalın gidin. Nasıl olsa bolca zamanınız var...Ekonomiyi ve krizi de unutun gitsin. Bugüne kadar fazlasıyla düşündük de ne oldu? Enflasyon mu düştü, maaşlar mı arttı? D"viz de, borsa da ne olacaksa olsun artık. Düşecekse düşsün, çıkacaksa çıksın. Umurumda mı, bana ne faydası olacak ki deyi verin gitsin. Ne zararı olacak ki. Zaten piyassalar kapalı, politikacılar da tatilde. Ne birbirlerinin yüzünü g"rüp birşey fırlatabilirler ne de boylarından büyük laf s"ylediklerinde onları ciddiye alacak gazeteci bulabilirler. Onların umrunda değilse siz de bir kaç günlüğüne unutun gitsin ekonomiyi. Bakın o zaman herşey nasıl çok daha güzel
<#comment>#comment>Her ne kadar mevcut koşullar mutlu bir bayram için hiç uygun olmasa da yine de iyi bayramlar.
Durun hemen bu ortamada bayramın iyisi mi olur mu demeyin!
Bir an için boş verin herşeye.
Hiç olmazsa bayram süresince, bir kez de olsa siz de polyanacılık oynayın.
Evet, evet bir kaç günlüğüne kendinizi kandırın.
Ne kaybedersiniz ki?...
Y™K'ün İstanbul šniversitesi ile ilgili aldığı saçma sapan kararın yankıları sürüyor. Şimdi g"zler Çankaya'da. Bize ulaşan son bilgi, Çankaya'nın seçim sonuçlarını dikkate alacağı şeklinde. En doğrusu da bu olur... Fedakar doktorun eşi! Haber, ünlü doktor Teksen Çamlıbel ve eşi diye başlıyor ve oğullarının başından geçen hastane macerasını anlatılıyordu. Teksen Bey'in doktor eşinin, oğluyla birlikte kaza geçiren arkadaşının başında kaldığını, onun da neredeyse herkesin hemen her gün yaşadığı hastane eziyeti nedeniyle isyan halinde olduğunu "ğrendik.Haber daha sabah toplantısında konuşulurken Teksen Bey'in bize çektirdiği eziyet aklıma geldi.Yedi yıl "nceydi. Daha profes"r olmamıştı. İstanbul'un ünlü hastanelerinden birinde şip şak muayene yapıyordu. Yan yana odalar düşünün. Hastalar içeriye alınıyor, Teksen Bey de sırayla bu odalara girip çıkıyordu. Tam anlamıyla beş dakikada Beşiktaş.Haksız da sayılmazdı, bu kadar meşhurken, bu kadar kişi kendisine muayene olmak için sırada beklerken, insanları küstürmemek gerekirdi. O da onu yapıyordu.Hastası eşimdi. Ama hep birlikte gittik. Operasyona karar verildi. Ameliyatı Teksen Bey yapacaktı. Ancak şartı vardı. Her ne kadar eşimin
<#comment>#comment>YÖK'ün İstanbul Üniversitesi ile ilgili aldığı saçma sapan kararın yankıları sürüyor. Şimdi gözler Çankaya'da. Bize ulaşan son bilgi, Çankaya'nın seçim sonuçlarını dikkate alacağı şeklinde. En doğrusu da bu olur...
Milliyet'in dünkü manşetini okumuşsunuzdur: Önce doktor sonra anne.
Haber, ünlü doktor Teksen Çamlıbel ve eşi diye başlıyor ve oğullarının başından geçen hastane macerasını anlatılıyordu. Teksen Bey'in doktor eşinin, oğluyla birlikte kaza geçiren arkadaşının başında kaldığını, onun da neredeyse herkesin hemen her gün yaşadığı hastane eziyeti nedeniyle isyan halinde olduğunu öğrendik.
Haber daha sabah toplantısında konuşulurken Teksen Bey'in bize çektirdiği eziyet aklıma geldi.
Yedi yıl önceydi. Daha profesör olmamıştı. İstanbul'un ünlü hastanelerinden birinde şip şak muayene yapıyordu. Yan yana odalar düşünün. Hastalar içeriye alınıyor, Teksen Bey de sırayla bu odalara girip çıkıyordu. Tam anlamıyla beş dakikada Beşiktaş.
Türkiye gerçekten bir alem. Bir yanda kendileri de psikologluk olan psikologlarla koltuk için birbirini yiyen profes"rler, "te yanda bedava iftar yemeği için saatlerce bekleyen fakir fukara ile Cem Yılmaz'ın 15 milyon liralık şov biletini almak için aylar "ncesinden kuyruğa giren tuzu kurular...Eski RP'li belediyeler, her Ramazan'da olduğu gibi bu yıl da, devasa iftar çadırları kurarak, on binlerce fukaraya sıcak yemek yediriyor. Ardından farklı konularda, farklı g"rüşlerdeki isimleri bir araya getirerek beyin fırtınası yaratıyorlar. Gecenin finalini ise sazlı s"zlü eğlence ile tamamlıyorlar.Halkla iç içeler. Laf değil de hizmet ürettikleri için peş peşe seçiliyorlar. Ancak, isimleri ve vitrinleri ne kadar değişse de kafa hep aynı kafa. Onlar için eğitim s"zcüğü, hala imam hatipler ve türban dışında bir anlam ifade etmiyor. 34 soru geldi, 32'si bu konuyla ilgiliydi... Son birkaç gün içinde birbirinden ilginç ortamlarda bulundum. Hafta sonu Ankara'da psikoloji kurultayında, pazartesi rekt"rlük seçimlerinde, salı Bağcılar Belediyesi'nin Ramazan sohbetinde, "nceki akşam da Cem Yılmaz'ın şovundaydım. G"zler Çankaya'da Y™K yine Y™K'lüğünü yaptı. Cumhurbaşkanı'na g"ndereceği listede
<#comment>#comment>Son birkaç gün içinde birbirinden ilginç ortamlarda bulundum. Hafta sonu Ankara'da psikoloji kurultayında, pazartesi rektörlük seçimlerinde, salı Bağcılar Belediyesi'nin Ramazan sohbetinde, önceki akşam da Cem Yılmaz'ın şovundaydım.
Türkiye gerçekten bir alem. Bir yanda kendileri de psikologluk olan psikologlarla koltuk için birbirini yiyen profesörler, öte yanda bedava iftar yemeği için saatlerce bekleyen fakir fukara ile Cem Yılmaz'ın 15 milyon liralık şov biletini almak için aylar öncesinden kuyruğa giren tuzu kurular...
Eski RP'li belediyeler, her Ramazan'da olduğu gibi bu yıl da, devasa iftar çadırları kurarak, on binlerce fukaraya sıcak yemek yediriyor. Ardından farklı konularda, farklı görüşlerdeki isimleri bir araya getirerek beyin fırtınası yaratıyorlar. Gecenin finalini ise sazlı sözlü eğlence ile tamamlıyorlar.
Halkla iç içeler. Laf değil de hizmet ürettikleri için peş peşe seçiliyorlar. Ancak, isimleri ve vitrinleri ne kadar değişse de kafa hep aynı kafa. Onlar için eğitim sözcüğü, hala imam hatipler ve türban dışında bir anlam ifade etmiyor. 34 soru geldi, 32'si bu konuyla ilgiliydi...
YÖK yine YÖK'lüğünü yaptı. Cumhurbaşkanı'na
Son s"zü daha doğrusu onayı Çankaya verecek. Bu arada demokrasi, demokrasi diye tutturup seçimi kaybedince de Cumhurbaşkanı istediğini atar diye farklı arayışlar içerisine girenler, bir kez daha gerçek yüzlerini ortaya koydular.Hala manipülasyon peşindeler. Kendi yanlışlarına, kendi yanar d"nerliklerine Çankaya'yı da ortak etmek istiyorlar. Onlara g"re; onlar seçilirse, onlar kazanırsa, onlar atanırsa demokrasi var. Aksini kabullenmeleri mümkün değil.Seçimden "nce tavrımızı açıkça ortaya koyduk: Seçimin galibi kim olursa olsun hiç tartışmasız rekt"rlük koltuğuna onlar oturmalıdır. Eğer mevcut rekt"rler değil de rakipleri sandıktan çıksaydı, kaybedenlerin değil onların rekt"r olmalarını desteklerdik...Alemdaroğlu oyların yüzde 60'ını, Ataç da yüzde 70'ni aldı. Her iki oran da bugüne kadar o üniversitelerde alınan en yüksek oy oranı. B"yle bir durumda bile hala Çankaya'nın üzerinde manevi baskı yaratılmaya çalışılıyor. Cumhurbaşkanlığı makamına bundan daha büyük saygısızlık olabilir mi? İstanbul ve Eskişehir'deki rekt"rlük seçimleri tahmin edildiği gibi sonuçlandı. Kemal Alemdaroğlu ve Engin Ataç, rakiplerine büyük fark atarak seçimin galibi oldular. Neler olabilir? Ama madem ki
<#comment>#comment>İstanbul ve Eskişehir'deki rektörlük seçimleri tahmin edildiği gibi sonuçlandı. Kemal Alemdaroğlu ve Engin Ataç, rakiplerine büyük fark atarak seçimin galibi oldular.
Son sözü daha doğrusu onayı Çankaya verecek. Bu arada demokrasi, demokrasi diye tutturup seçimi kaybedince de Cumhurbaşkanı istediğini atar diye farklı arayışlar içerisine girenler, bir kez daha gerçek yüzlerini ortaya koydular.
Hala manipülasyon peşindeler. Kendi yanlışlarına, kendi yanar dönerliklerine Çankaya'yı da ortak etmek istiyorlar. Onlara göre; onlar seçilirse, onlar kazanırsa, onlar atanırsa demokrasi var. Aksini kabullenmeleri mümkün değil.
Seçimden önce tavrımızı açıkça ortaya koyduk: Seçimin galibi kim olursa olsun hiç tartışmasız rektörlük koltuğuna onlar oturmalıdır. Eğer mevcut rektörler değil de rakipleri sandıktan çıksaydı, kaybedenlerin değil onların rektör olmalarını desteklerdik...
Alemdaroğlu oyların yüzde 60'ını, Ataç da yüzde 70'ni aldı. Her iki oran da bugüne kadar o üniversitelerde alınan en yüksek oy oranı. Böyle bir durumda bile hala Çankaya'nın üzerinde manevi baskı yaratılmaya çalışılıyor. Cumhurbaşkanlığı makamına bundan daha büyük saygısızlık olabilir