Hatırlayacaksınız hocaların maaşı konusunda bu köşede 30'u aşkın yazı yayımlandı. Başbakan Ecevit, maaşların iyileştirileceğine yönelik defalarca söz vermiş ve bu konuda üç tane de kanun gücünde kararname çıkartılmıştı.
İlk iki kararnamenin üçer aylık süresi içinde ilgili yasa çıkartılamadığı için üçüncü kez uzatılma yoluna gidilmiş ve ilgili yasa ancak son güne yetiştirilebilmişti. Yaz sonunda gerçekleşen bu operasyondan sonra ise maaşların hemen değil yılbaşından itibaren iyileştirileceği açıklanmıştı.
Sabırla yılbaşını bekledik. İşte geldi. Bakalım öğretim üyeleri yeni yılın ilk maaşını, o zaman söylendiği gibi en az yüzde 30 zamlı mı alacaklar yoksa yeni bir ertelemeyle mi karşılaşacaklar hep birlikte göreceğiz.
Başbakan'a ve arkadaşlarına önerimiz hocalara verdikleri sözü yerine getirmeleri. Yoksa ülke geneline yayılan huzursuzluk ve umutsuzluk üniversiteleri de kapsama altına alır ki, bu da hiç hoş olmaz. Üstelik ortada verilmiş bir söz var!
Devlet Bahçeli ve Kemal Derviş, bu konuda hükümet içinde ikna edici bir görev üstlenebilirler. Çünkü her ikisi de üniversite kökenli. Eğer biraz olsun meslektaşlarını düşünüyor ve ileride tekrar üniversitede hocalık hayali kuruyorlarsa bu konuda taşın altına mutlaka ellerini koymalılar...
Milli Eğitim Bakanlığı'nda müsteşarlık koltuğu hala boş. Bakan Bostancıoğlu, hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da kağnı hızıyla hareket ediyor. Cordan'ın bu görevden alınacağı aylar öncesinden belliydi. Yani yerine kimi atayacağı konusunda karar verebilmesi için oldukça uzun bir zamanı vardı. Ama o yetmedi ki emekliye ayrılmasının üzerinden haftalar geçmesine karşın hala bir atama yapılamadı. Sanki birilerine, bakın Bener Cordan'sız olmuyor mesajı verilmeye çalışılıyor. Ama Bakan Bey bunu yaparken kendi kuyusunu da kazdığının ve Milli Eğitim'e zarar verdiğinin farkında bile değil...
Milli Eğitim Türkiye'nin en önemli bakanlıklarından birisi. Yarım milyonu aşkın personeli var. Böyle bir görev için bir değil onlarca adayın olması gerekir. Yoksa kendisine yönetici yetiştiremeyen bir bakanlık nasıl ülkeye yön verecek nesiller yetiştirebilir ki!
Görüldüğü kadarıyla sorun o binlerce çok nitelikli personele sahip olan Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatında değil, onları hiç ama hiç tanımayan Bakan Bostancıoğlu'nda!..
Bir öğrenci okulda ne kadar aktifse hayatta da o kadar başarılı oluyor. Bu yüzden öğrenci kulüpleri içerisinde pişen öğrenciler, yaşıtlarına göre hep birkaç adım daha öndeler.
Bu hafta iki önemli öğrenci organizasyonu var. İlki yarın Üsküdar Amerikan Lisesi'nde başlıyor. Pek çok ülkeden öğrencilerin katıldığı Birleşmiş Milletler Model Konferansı'na ev sahipliği yapıyorlar. Diğeri ise İTÜ Matematik ve Bilgisayar Kulübü ile Girişimci Mühendisler Kulübü'nün ortaklaşa düzenledikleri Kablosuz İletişim Teknolojileri Sempozyumu. Cuma günü Maslak kampüsünde gerçekleşecek.
Her iki grup da aylardır derslerinin yanı sıra bu süper organizasyonlar için harıl harıl çalışıyorlar. Organizasyon düzenlemeyi, sponsor bulmayı, üretkenliği, vitrine çıkmayı bu yaşlarda öğrenip, hayata atıldıklarında yaşıtlarına fark atacaklar.
Her iki grubu da canı gönülden kutluyoruz...