<#comment>#comment>Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu yüz binlerce veliye çektirdiği yaz işkencesine nihayet son verdi. Lise birinci sınıfta bir ya da iki dersten kalanlar borçlu olarak bir üst sınıfa geçebilecekler.
Aslında bu karar haftalar öncesinden alınmalıydı. Hatırlayacaksınız uygulanan sistemin yanlışlığını bu köşede defalarca dile getirmiş ve eninde sonunda değiştirilmek zorunda kalınacağını üzerine basa basa vurgulamıştık.
Bakan Bostancıoğlu, aylarca yanlışta direnerek hem kendini yıprattı, hem öğrenci ve velilere ızdırap çektirdi, hem de mahkemelerde boş yere on binlerce dava açılmasına neden oldu.
Rahşan Hanım devreye girmeseydi ve bakanlık koltuğunu kaybedebileceği ima edilmeseydi, Bakan Bostancıoğlu bu kararı alır mıydı?
Evet demek çok zor. Bakan beyin sistemde değişiklik yapılmayacağını defalarca açıkladıktan sonra nasıl bu noktaya geldiği çok önemli.
Demek ki önemli olan yüz binlerce veli, milyonlarca öğrenci, on binlerce dava değil, varsa da yoksa da koltuk!..
Üniversite tercihlerinin ne kadar karmakarışık olduğunu başından geçenler bilir. Pek çok farklı değişken söz konusu. Ama tatil organizasyonu yapmak, meğerse ondan çok daha karmaşık ve zormuş.Aslında aynı sıkıntıları her yıl yaşıyoruz ama sanki bu yıl her şey çok daha katmerlenmiş gibi...Her yıl farklı bir yerlere gidelim arayışı içinde olduğumuz için karar vermemiz gereken ilk konu neresi oluyor. Antalya çok sıcak, Bodrum çok kalabalık, Kuşadası beton yığını, Çeşmenin denizi çok dalgalı gibi birçok veriyle karşılaştık.Bu konuda internette ne ararsanız var. Turizm sektörü internetten belki de en iyi yararlanan sektörlerin başında geliyor. Neredeyse her otelin web sitesi var. Ayrıca ulaşımdan, eğlenceye, yemeklerden deniz suyu sıcaklığına kadar her şeyi anında bilgilerinize sunuyorlar.Yer arayışında ilk şoku ücretlerde yaşadık. Öylesine uçmuşlar ki yetişebilene aşk olsun. Dört kişilik bir ailenin bir gecelik konaklama ücreti, asgari ücretli dört işçinin birer aylık maaşlarından daha fazla.Kim gider ki diye hiç endişelenmeyin, ben de merak ettim ve sordum. Hepsi dolu. Laila misali kriz buralara gidenleri de pek etkilememiş...Bu arada eşim sakin bir deniz, çocuklar da eğlenceli olsun
<#comment>#comment>Üniversite adaylarının tercih maratonu bitmeden tatile çıkmak istemedim. Şimdi daha bir gönül rahatlığıyla tatile gidebiliyorum...
Üniversite tercihlerinin ne kadar karmakarışık olduğunu başından geçenler bilir. Pek çok farklı değişken söz konusu. Ama tatil organizasyonu yapmak, meğerse ondan çok daha karmaşık ve zormuş.
Aslında aynı sıkıntıları her yıl yaşıyoruz ama sanki bu yıl her şey çok daha katmerlenmiş gibi...
Her yıl farklı bir yerlere gidelim arayışı içinde olduğumuz için karar vermemiz gereken ilk konu neresi oluyor. Antalya çok sıcak, Bodrum çok kalabalık, Kuşadası beton yığını, Çeşme’nin denizi çok dalgalı gibi birçok veriyle karşılaştık.
Bu konuda internette ne ararsanız var. Turizm sektörü internetten belki de en iyi yararlanan sektörlerin başında geliyor. Neredeyse her otelin web sitesi var. Ayrıca ulaşımdan, eğlenceye, yemeklerden deniz suyu sıcaklığına kadar her şeyi anında bilgilerinize sunuyorlar.
Yer arayışında ilk şoku ücretlerde yaşadık. Öylesine uçmuşlar ki yetişebilene aşk olsun. Dört kişilik bir ailenin bir gecelik konaklama ücreti, asgari ücretli dört işçinin birer aylık maaşlarından daha fazla.
Kimler başvurabilecek, taban puan kaç olacak, hangi branşlar için hangi puanlar istenecek, hangi branştan kaç öğretmen alınacak, sertifikalı adayların durumu ne olacak, atamalar ne zaman yapılacak, eş durumu ve kurumlar arası nakiller ne zaman gerçekleşecek, norm kadro fazlası ve zorunlu bölgelerdeki sürelerini dolduran öğretmenler için ne yapılacak? Hiçbiri belli değil. İşin en kötü yanı da bu konularda öğretmenleri bilgilendirecek bir makamın bulunmaması!..Okulların açılmasına bir ay kaldı. İlk birkaç haftada eğitimin zaafa uğramaması için tayinlerin bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor. Sınav yapıldı. Sonuçlar açıklandı. Bakan Bostancıoğlu da 30 bin yeni öğretmen alınacağını duyurdu. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da insanları çıldırtan bir enformasyon eksikliği var. Bütünleme sınavı ya da borçlu geçme Geçenlerde bir veli şunu sordu: "Başta devletimiz olmak üzere hepimiz borçla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Herkesin borçlu olduğu bir ortamda neden öğrencilere de biraz olsun kredi açılmıyor?" dedi. Haklı söze ne denir ki!.. Bütünleme hakları ellerinden alındığı için yıl kaybetme ya da okuldan atılma durumuyla karşı karşıya kalan öğrencilerin gözü kulağı Ankarada. Yeni bir
<#comment>#comment>Sınav yapıldı. Sonuçlar açıklandı. Bakan Bostancıoğlu da 30 bin yeni öğretmen alınacağını duyurdu. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da insanları çıldırtan bir enformasyon eksikliği var.
Kimler başvurabilecek, taban puan kaç olacak, hangi branşlar için hangi puanlar istenecek, hangi branştan kaç öğretmen alınacak, sertifikalı adayların durumu ne olacak, atamalar ne zaman yapılacak, eş durumu ve kurumlar arası nakiller ne zaman gerçekleşecek, norm kadro fazlası ve zorunlu bölgelerdeki sürelerini dolduran öğretmenler için ne yapılacak? Hiçbiri belli değil. İşin en kötü yanı da bu konularda öğretmenleri bilgilendirecek bir makamın bulunmaması!..
Okulların açılmasına bir ay kaldı. İlk birkaç haftada eğitimin zaafa uğramaması için tayinlerin bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor.
Bütünleme sınavı ya da borçlu geçme
Bütünleme hakları ellerinden alındığı için yıl kaybetme ya da okuldan atılma durumuyla karşı karşıya kalan öğrencilerin gözü kulağı Ankara’da. Yeni bir sınav ya da borçlu geçme hakkı yüz binlerce evde bayram havası yaratacak.
Geçenlerde bir veli şunu sordu: "Başta devletimiz olmak üzere hepimiz borçla ayakta kalmaya çalışıyoruz.
Beni asıl şaşırtan medyada yer alan rakamlar oldu. Nereden çıkıyor, kim s"ylüyor bilmiyorum ama bayağı abartılı. Hem de çok!..Jübile geliri için "nce 2 trilyon lira dendi. Sonra bir trilyon lira telaffuz edildi. En son dile getirilen rakam ise 500 milyar lira.Hürriyet'in dün birinci sayfadan verdiği haberin başlığı aynen ş"yle:90 dakikada 20 bin çocuğu kurtardı. Yaklaşık bir trilyon lira toplanan jübilede vakıf için 500 milyar liraya yakın gelir elde edildi...Matematikten pek anlamasam da, bakalım kaç liraya bir çocuk kurtuluyor diye oturup 500 milyar lirayı 20 bine b"ldüm. Çıkan rakam 25 milyon lira...Ya bilgileri ortaya atanların eğitimden hiç haberi yok ya da haberi yazan arkadaşımızın g"zlerinde pembe g"zlük var. Bir çocuğun kaça kurtulduğunu en iyi anne babalar bilir!..Aşırıya kaçan abartı her zaman şüphe uyandırır. Eğer konu haberse, habere olan güveni azaltır...Türkiye Eğitim G"nüllüleri Vakfı'nın kurucu mütevelli heyeti üyesiyim. Baştan beri işin içindeyim. Bu konuda takdire şayan hizmetlerini "ven çok yazı yazdım. Arkadaşlarımızda bu hizmet aşkı olduğu sürece de anlaşılan daha çok yazılar yazacağız...Her şeyden "nce Türkiye Eğitim G"nüllüleri Vakfı'nın eğitime ve
<#comment>#comment>Beşiktaşlı Şifo Mehmet'i canı gönülden kutluyoruz. Arkadaşlarından çoğu jübile gelirini oraya, buraya harcarken o tamamını, çocukların eğitimi için Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na bağışladı. Attığı bu örnek adım, umarız benzeri gelişmeleri de beraberinde getirir.
Beni asıl şaşırtan medyada yer alan rakamlar oldu. Nereden çıkıyor, kim söylüyor bilmiyorum ama bayağı abartılı. Hem de çok!..
Jübile geliri için önce 2 trilyon lira dendi. Sonra bir trilyon lira telaffuz edildi. En son dile getirilen rakam ise 500 milyar lira.
Hürriyet'in dün birinci sayfadan verdiği haberin başlığı aynen şöyle:
90 dakikada 20 bin çocuğu kurtardı. Yaklaşık bir trilyon lira toplanan jübilede vakıf için 500 milyar liraya yakın gelir elde edildi...
Matematikten pek anlamasam da, bakalım kaç liraya bir çocuk kurtuluyor diye oturup 500 milyar lirayı 20 bine böldüm. Çıkan rakam 25 milyon lira...
Gecikmiş adalet, adalet değildir denir. Çok doğru. Bakan Bey'in okulların açılmasına birkaç gün kala vereceği bir sınav hakkı da tıpkı geciken adalet gibi moralleri daha da bozmanın "tesinde hiçbir işe yaramaz. Dahası "yle bir durumda Bakan Bey'in iyi niyetinden de şüphe ederiz!..šniversite "ğretim üyelerinin maaşlarının artırılması için 36 kez yazı yaşmış, gerekirse 136 kez yazarız demiştik. Neyse ki 50. yazıya gelmeden bu konuda çıkartılan üçüncü kararnamenin son gününün son dakikalarında s"z konusu yasa çıktı. O parayla pulla ilgiliydi. šç gün sonra alınsa da "nemli değil. Ama sınav hakkı "yle mi? Son dakikada açıklanacak bir bütünleme sınavı, "ğrencilere yıl kaybettirmenin "tesinde hiçbir işe yaramaz.İnsanları duygulandıran her olay karşısında g"z yaşlarını tutamayan Bostancıoğlu'nun bu kadar vicdansız olabileceğini tahmin etmiyoruz. Bakan Bey'e bu yanlışı yaptıranları da çok iyi biliyoruz. Ama gün; hatanın kimde olduğunu arama günü değil, ç"züm günü ve bu ç"zümü tüm Türkiye d"rt g"zle bekliyor.Sayın Bakan, size sistemi deldirmeyin diyenler, eğitimi bugün bu hale getirenlerdir. ™ğrenciler bir hatalıysa, onlar beş hatalı. Bu yüzden gelin ellerinden bütünleme hakları alınan