Öğrenci yine unutuldu

26 Şubat 1999


16. Milli Eğitim Şurası'nda bugün son gün. Dört komisyondan üçünün hazırladığı raporlar dün kabul edildi. Her ne kadar üyelerden çoğu görüşlerinin raporlara, dolayısıyla şura sonuçlarına yeterince yansıtılmadığını sık sık dile getirseler de, dikkate alan olmadı...
Yüz binlerce meslek lisesi mezununu yakından ilgilendiren üniversiteye geçiş konusu, YÖK ve MEB'in kapalı kapılar ardındaki kulisleriyle gündeme dahi getirilmedi. Şuraya bir gün olsun katılmayan YÖK Başkanı, üniversite temsilcilerini şuradan önce toplayarak, konunun tartışılmaması için direktif verdi. Milli Eğitim de kendi temsilcilerine benzeri bir uyarıda bulununca belki de "en önemli konu" şurada yeterince görüşülmeden geçiştirildi.
Şuraya katılan okul yöneticileri pazartesi günü öğrencilerinin karşısına nasıl çıkacaklar? Öğrencileri YÖK'ün dayatması sonucu üniversite sınavlarında başarısız olduklarında yürekleri hiç sızlamayacak mı?
Yarın meslek liselerine başvuran öğrenci kalitesi dibe vurduğunda bunun sorumlusu kim olacak?
Üniversiteyi kazanma şansları, dar bir çerçeveyle sınırlandırılan meslek liselerini bundan böyle hiç iyi öğrenciler seçer mi?

Yazının Devamı

Bu kadarı da olmaz!

25 Şubat 1999


OKULLARI terörden korumak amacıyla, öğretmenlere gece nöbeti konulması akıllara durgunluk verdi. İstanbul Valisi Erol Çakır'ın emriyle gerçekleşen bu akıl almaz olay nedeniyle eğitim camiasında büyük bir tedirginlik yaşanıyor.
Son bir hafta içinde 20'ye yakın okulun gece geç saatlerde PKK militanlarınca bombalanması üzerine alınan bu karar, hangi amaca hizmet ediyor anlamak mümkün değil. Valiliğin yaklaşımı, eğer öğretmenlerin okulları teröre karşı savunması ise bu biraz zor. Öğretmenin elindeki tek silahı kalemi. Ondan da teröristler korkmaz. Yok eğer valilik teröristlere karşı öğretmenleri canlı kalkan olarak kullanmak istiyorsa bu da çok acımasız olur. Çünkü öğretmenler yeterince şehit verdi. Allah korusun yine bombalı bir saldırıda binayla birlikte öğretmene de bir şey olsa bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?..
Teröre karşı elbette hep birlikte mücadele etmeliyiz. Ama ne olur akıl ve mantık ölçüleri içinde olsun!..

Şura kamuoyunun sesi olmalı
Milli Eğitim Şurası bugünden itibaren nihai kararlarını alıyor. Komisyonlarda oluşan görüşler genel kurulda oylanarak kesinlik kazanacak. Edindiğimiz izlenim, yüz binlerce meslek

Yazının Devamı

Hani çok önemliydi?

24 Şubat 1999


Hangi lidere sorsanız Türkiye'nin en öncelikli konularından biri de eğitim. Cumhurbaşkanı Demirel, bunu en çok telafuz edenlerden biri. Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller de başbakanlıkları sırasında eğitimin ne kadar önemli olduğunu defalarca vurguladılar. Ecevit, Baykal, Kutan da gençlerin ve Türkiye'nin geleceği için eğitimin herşeyden çok daha fazla desteklenmesi gerektiğini, eğer takiye yapmadılarsa yüzlerce kez dile getirdiler.
Ama iş icraata gelince hiçbiri ortada yoktu. Pazartesi günü Ankara'da başlayan 16. Milli Eğitim Şürası, mevcut hükümetin değil Türkiye'nin geleceğine yön veren çok önemli bir toplantıydı. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün parti liderlerinin bu toplantıya katılıp, görüşlerini dile getirmeleri ve mesleki eğitimi desteklemeleri beklenirdi. 15 milyonluk öğrenci, yarım milyonluk öğretmen, 20 milyonluk veli ve 30 milyonluk gençliğe, eğer bir mesaj vereceklerse bundan daha iyi bir ortam olamazdı. Ama hiçbiri gelmedi. Cumhurbaşkanının, Başbakanın, gelmediği şüraya Yılmaz, Çiller ya da diğer liderlerden biri gelip, "Bakın diğerleri bugüne kadar hep sizi kandırdı, eğitimin gerçek sahibi biziz" mesajı verseydi, eminim seçim öncesinde

Yazının Devamı

Milli Eğitim Şurası (4)

23 Şubat 1999


16. Milli Eğitim Şurası dün Ankara'da toplandı. Öncekilerle kıyaslanmayacak derecede sönük başlayan şurada asillerden çok yedekler vardı. Şura günü bir yıl öncesinden belli olmasına karşın Cumhurbaşkanı Demirel Filipinler'e gitmeyi tercih etti. Onun yerine vekili TBMM Başkanı Hikmet Çetin vardı. Her şurada Cumhurbaşkanı gibi görmeye alışık olduğumuz bir başka isim ise Başbakan'dı. Ecevit'in de görünürde bir programı olmamasına rağmen, "işlerinin yoğunluğu" nedeniyle yerine yardımcısı Hikmet Uluğbay'ı göndermesi bir başka şaşkınlık konusu oldu.
Yine her şurada olan, bu şurada da mutlaka bulunması gereken YÖK Başkanı da, vekilini gönderenler arasındaydı.
Bugünden itibaren valiler, rektörler, eski bakanlar ve dekanlar da yerlerine bir vekil tayin edip ortadan kaybolurlarsa hiç şaşırmam...
Cumhurbaşkanı, Başbakan, YÖK Başkanı şurada yoktu, ama şura tarihinin en önemli rekorlarından biri kırıldı. Bugüne kadar 600'ü geçmeyen katılımcı sayısı bu şurada 988'i buldu. Komisyonlardan biri tam 310 kişi. Nasıl karar alacaklar merak ediyorum...
Ankara'nın soğuk havasında sıcak bir açılış beklerken, sabahın köründe üyeleri uyutan

Yazının Devamı

Milli Eğitim Şurası (3)

22 Şubat 1999


16. Milli Eğitim Şurası, bugün Ankara'da toplanıyor. Şura, cuma akşamına kadar devam edecek. Mesleki eğitimin ele alınacağı şuranın, belki de en önemli yanı, kamu kaynakları ve gençliğin umutlarının har vurulup harman savrulmasına "dur" demek olacak.
Hızlı nüfus artışı nedeniyle, eğitime ne kadar kaynak ayrılırsa ayrılsın, iyi kullanılmadığı sürece verimli sonuç almak mümkün değil. İşte bu şurada, devlet belki de ilk kez bir özeleştiri yaparak, eğitim planlamasında hata yaptığını itiraf edecek. Yanlıştan dönmenin ilk adımını atacak.
Elimizde çok çarpıcı veriler var. Kamu kaynakları ve gençlerin umutlarının nasıl hovardaca harcandığını gösteriyor. Meslek liselerini ele alalım. Bu okulların kuruluş amacı, kalifiye ara insan gücü yetiştirmek. Oysa üniversite önüne yığılanların 495 bini meslek lisesi mezunu.
Yanlış yönlendirme yüzünden meslek lisesi öğrencileri bir taşla iki kuş vuralım derken, ne üniversiteye girebildiler ne de iş hayatına atılabildiler. Meslek liselerini ilk istismar eden, kafalarını karıştıran politikacılar oldu. Güya onlara bütün fakültelerin kapısını açmakla iyilik ettiler. Oysa bu tam bir aldatmacadan başka bir

Yazının Devamı

Evrende yalnız mıyız?

19 Şubat 1999


İSTANBUL'da yarın ilginç bir kongre var: Uluslararası 1. UFO Kongeresi. Dünyanın dört bir yanında UFO uzmanları geliyor. Tanrıların Arabaları, Yıldızlara Dönüş gibi popüler kitapların yazarı Erich Von Daniken de gelen konuklar arasında.
Evrende dünya dışında başka canlılar var mı, yok mu? UFO'culara göre evrenin diğer bölgelerinde de canlılar var ve sık sık dünyamızı ziyaret ediyorlar. Ayrıca yarattıkları fantezilerle kendilerini bu işe öylesine kaptırıyorlar ki, işin suyunu çıkartıyorlar.
Undefined Flying Objects yani Tanımlanamayan Uçan Nesne'lerin kısaltması olan UFO'lar ilk kez 1947 yılında görülmüş. Bugüne kadar gördüğünü iddia edenlerin sayısı ise 300 milyonu geçmiş. Hatta bunlar arasında Carter, Reagan gibi ABD başkanları da var. 1996 yılında Türkiye'de de gündeme gelen ve yüzlerce kişinin gördüm dediği UFO'lar gerçekten var mı, yok mu? Varsa uzayın hangi derinliklerinden geliyorlar? Yoksa UFO gördüm diyenlerin gördükleri ne?...
Bu konuda dünyanın kafası karmakarışık, yarınki kongreden sonra bizimkiler de karışacak.
"Evrende yanlız değiliz" tezinin işleneceği UFO Kongresi bilimsel kurumlar tarafından

Yazının Devamı

Milli Eğitim Şurası (2)

18 Şubat 1999


ZORUNLU temel eğitimin 8 yıla çıkması nedeniyle, üniversite önündeki yığılmanın iki yıl sonra yarım milyon daha artması bekleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve DPT'nin bu konudaki beklentisine göre, 2001'de, şu anda yüzde 72 olan ilköğretimdeki okullaşma oranı yüzde 100'e, yüzde 56 olan ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 75'e, yüzde 23 olan yükseköğretimdeki okulaşma oranı da yüzde 35'e çıkacak.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Bener Cordan, okullaşma oranlarındaki bu hızlı yükselişten hem çok memnun hem de çok tedirgin. Memnun, çünkü kişi başına düşen 3.6 yıllık eğitim hızla yükseliyor. Tedirgin, çünkü iki yıl içinde 500 bin yeni öğrenciye mesleki eğitim olanağı yaratmak gerekiyor.
Uzun vadeli planlamalara göre, yüzde 40 / 60 oranındaki genel / mesleki eğitim oranlarının tersine çevrilmesi öngörülüyor. Bunun için de her zamankinden daha fazla yatırım ve doğru kararlar gerekiyor. İşte 16. Milli Eğitim Şurası'nın asıl toplanış nedeni bu. Mesleki eğitim ağırlıklı oluşu, yeni kaynakların aranması, öğretmen ve yöneticilerin teknolojideki hızlı gelişmeye göre yetiştirme çalışmalarının başlaması ve nihayet istihdam olanaklarının

Yazının Devamı

Terörün panzehiri?

17 Şubat 1999


BÖLÜCÜBAŞI Apo dün nihayet adaletin pençesine düştü. Artık kanlı eylemlerini sürdüremeyecek. Bu arada yaptıklarının hesabını da bir bir verecek. Bu olay, terör eylemine yönelenler için bir ders olmalıdır. Hangi uçta olursa olsun, arkalarında hangi güç bulunursa bulunsun eninde sonunda yaptıklarının hesabını veriyorlar.
Bugüne kadar 30 binden fazla cana, katrilyonlarca liralık maddi zarara ve her şeyden önemlisi de büyük bir moral çöküntüsüne neden olan PKK, bunan böyle yok olma sürecine girecek. Ancak bu arada, kanayan yaranın, ileriki yıllarda bir kez daha hortlamaması için acilen akılcı önlemler alınmalıdır.
Başbakan Ecevit'in dünkü tarihi basın toplantısında, PKK militanlarına yaptığı çağrı bu açıdan çok önemlidir:
"Dağlarda, mağaralarda hem kendini ateşe atan, hem de analara babalara ve milletimize derin acılar çektiren gençlere çağrıda bulunmak istiyorum: sizler yıllardan beri cinayetlere alet edilirken, lider sandığınız kimse, elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan konaklarda refah içinde yaşıyordu... Artık çıkmaz yolun sonuna geldiniz. Kendinizi devletin adaletine teslim edin..."
Evet, bundan sonra PKK ve

Yazının Devamı