Ömürboyu eğitim

5 Ağustos 1997

EĞİTİMİ, bir zaman dilimine sığdırmaktan daha kötü bir şey olamaz. Ama maalesef, 8 yıllık eğitim tartışmaları sırasında onu, sık sık dar kalıpların içerisine sıkıştırdık.
Bir yetişkin için 5 yıllık eğitim yetersiz de, 8 yıllık yeterli mi? Biraz daha farklı açıdan bakarsak, 8 yıl değil de 18 yıl olduğunda, "tamam artık eğitim faslı bitti" diyebilir miyiz?
Türkiye açısından bakıldığında, eğitim / öğretim, okulla başlıyor, okulla bitiyor. İlkokul, ortaokul, lise ya da üniversiteden mezun olduktan sonra, hiçbir şekilde kitap yüzü açmayan, bilgisini öyle ya da böyle hiçbir şekilde yenileyip, geliştirmeyenlerin sayısı öylesine fazla ki!
Aktif okuyucu ya da aktif öğrenici diyebileceğimiz insanlarımızın oranı öylesine düşük ki, telaffuzu bile insanı ürkütüyor. Kişi başına 3.7 yıl eğitimin düştüğü ülkemizde, aktif okuyucuların oranı yüzdelerle değil, bindelerle ifade ediliyor. Dünya bilimine katkı sıralamasında ise hiçbir zaman ilk 30'un içerisine giremedik. Nobel gibi bilimsel ödülleri ise bırakın almayı, aday bile olamadık.
Devlet kurumları dışında Ar - Ge çalışmaları yeni yeni kıpırdanmaya başladı. Dünyanın 2000'li yıllardaki en değerli hazinesi olarak nitelendirilen yaratıcı üretkenlik ko

Yazının Devamı