Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Abant Gölü çevresi Türkiye'nin en güzel doğal yürüyüş parkurlarından birisi. Yazı, kışı, ilkbaharı, sonbaharı hepsi birbirinden güzel. Son üç günde, üç ayrı mevsimi bir arada yaşadık. Bu da bize bayram armağanı oldu...
Önce öyle bir kar yağdı ki eyvah İstanbul'a nasıl döneceğiz diye telaşa kapıldık. Gölün sadece orta kısmı hariç her taraf bembeyaz oldu. Göğü delercesine yükselen çamlara da kar bir başka güzel yakışıyor. Karlara bata çıka yürümenin zevki de bir başka oluyor.
Aradan 24 saat geçmeden, sanki sihirli bir el değmişçesine kış bitti, ilkbahar geldi. Beyazlığın yerini yeşillik aldı, göz alabildiğine her taraf yemyeşildi. Kuşlar cıvıldamaya, çiğdemler topraktan fışkırmaya başladı. Sarısı, moru ne kadar da çok çiğdem vardı. Çocukluğumuzda onları toplamak için dağlara tırmanırdık. Oysa burada; sağda, solda her yerde...
Bu satırları yazdığım dün öğlenden sonra ise yazdan kalma bir gün yaşıyoruz. Ceket bile fazla geliyor. Ormanın içlerine girdiğinizde sonbahardan esintiler bulmanız da mümkün. Doğa müthiş. Peki ya biz insanlar. Bu güzelliğin tadını çıkarabiliyor muyuz?..
Gölün çevresini 1.5 saatte turlamak rahatlıkla mümkün. Arada molalar verirsen en fazla 2 saat. Ama bu güzelliği doyasıya yaşamak varken, biz ne yapıyoruz; arabayla 10 dakikada tamamlıyoruz. Sanki marifetmiş gibi...
Eğer doğaya ve yürüyüş yapanlara zerre kadar saygı varsa motorlu taşıtların, tıpkı adalarda olduğu gibi yasaklanması gerekir. İlle de araba diyenler için zaten faytonlar var. Ayrıca trafiğin tek yönlü olması, zaten daracık olan yolda olası kazaları önleyecektir!..
Türk insanının pratik zekasını Abant'ta bir kez daha alkışladık. Kar uzun süre kalıp, sertleşmediği için kızakla kaymak zor oluyor. Onun yerine kamyon lastiği şamreli keşfetmişler. İki yerinden boğum yapıp koltuk haline getirmişler. Oturuyorsunuz, vınnn. Karlara bata çıka, kardan adam olmuş bir vaziyette son noktaya varıyorsunuz. Sonra bir daha, bir daha. Her ne kadar çocuklar için düşünülmüşse de, sanki kayan büyükler daha fazla gibiydi...

Kemal Derviş, bayramda gazeteleri kurtardı. Bu haber kıtlığında sık sık manşetleri, köşeleri süsledi. Bakalım aynı becerisini ekonomik alanda da sürdürecek mi?..
Büyük Kolej, borsaya giriyormuş. Sahibi, özel okulculuğun ne kadar karlı bir iş olduğunu anlata anlata bitiremiyor. O mu uzayda yaşıyor, yoksa diğer özel okulcular mı? Hepsi ağlarken o gülüyor. Var bu işte bir iş. Yakında anlarız!..
Okulların üniversite sınavındaki başarı durumları sık sık yayınlanıyor. Son haberdeki en başarılı okulları görünce pes doğrusu dedim. Biri toplama öğrencilerle, diğeri de çürükleri ayıklayarak ÖSS'ye girdi. Şimdi onlar başarılı da, diğerleri başarısız mı?..