Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bütün haftayı gençlerle didişerek geçirdim. Önce Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, sonra Mühendislik Fakültesi’nde, arada Aka Koleji’nde ve dün de İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nde gençlerle uzun uzadıya söyleşiler yaptık. Ortak noktalarda buluşmaya çalıştık.
Genel olarak bakıldığında öğrenciler fazlasıyla mutsuz. İleriye yönelik beklentileri çok fazla ama, öylesine umutsuzlar ki, telaffuz etmeye bile çekiniyorlar.
Gidişattan hiç memnun değiller. Hükümete, devlete, yöneticilere olan güvenleri azaldıkça azalmış. Umutsuzlar, hem de çok. Bu yüzden de hırçınlar.
Gençlere ısrarla hep şunu anlattım: Kendinizi kullandırmayın, kullandırmayın, kullandırmayın. Büyüklerden, devletten, hükümetten, siyasilerden, vakıflardan, derneklerden fazla bir şey beklemeyin. Onlarla iç içe olun, kendiniz için hep bir şey isteyin ama hayallerinizle oynamalarına izin vermeyin. Çünkü bu alışverişten zararlı çıkan hep gençler oluyor dedim. Ama kafalarındaki kalıplaşmış önyargılar ne kadar değişti ondan emin değilim. Sessizler, hem de inanılmaz derecede. Ağızlarından söke söke laf alınıyor. Kendilerini anlatma konusunda yetersiz değiller ama çekingenler. Bu yüzden de meydanı, polemikçilere bırakıyorlar.
Benzeri toplantılar sonrasında hep aynı senaryo yaşanıyor. Tartışmalı konularda, örneğin öğrencilerin eğitime daha fazla katkıda bulunması konusunda salonda sessiz kalan öğrenciler, dışarı çıkıldığında biz de sizinle aynı görüşteyiz diye adeta tebrik kuyruğuna giriyorlar. Peki bunu salonda niye dile getirmediniz diye sorduğumda da suspuslar...
Gençler, hala devletin üniversitelere verdiği üç beş kuruşla iyi eğitim yapılabilir yanılgısı içindeler. Öncelikleri daha iyi eğitim değil, bedava eğitim. Durum böyle olunca da eğitimde kalitenin yükselmesini beklemek maalesef hayal oluyor...
Oysa gençlerin tartışacağı o kadar çok konu var ki, hepsini pas geçiyorlar. Örneğin tüm gençlerin baş ağısı olan üniversiteye giriş konusunu masaya yatırabilirler. Burs, barınma, spor, sosyal aktiviteler, yurtiçi ve yurtdışı öğrenci değişim programları, staj ve daha pek çok konuyu gündeme getirebilir ve toplumdan destek alabilirler. Ama onlar bıkmadan, usanmadan susmaya devam ediyorlar.
Dünya ufaldı. Coğrafi sınırlar kalktı, şirketler çokuluslu hale geldi. Artık iş ararken rakipleriniz sadece Ankara, İstanbul, İzmir’dekiler değil Almanlar, Fransızlar, Amerikalılar olacak diyoruz ama sanki hepsi boş. Onlar hala diploma peşindeler...
Gençlerin bir an önce birilerinin kendileri için bir şeyler yapmasını bekleme alışkanlığını bırakıp, kendilerine sahip çıkmaları gerekiyor. Ama nerdeeee...