BEŞ günlük yılbaşı tatili kesinleşti derken, bu konuda hiç çalışma yapılmadığı, önceki gün, Başbakanlık Müsteşarı tarafından açıklandı.
Herkes kendisini öylesine hazırladı ki, şu aşamadan sonra verilmemesi, yeni bir sıkıntı konusu olur. Madem verilmeyecekti, neden insanların kafası çelindi? Verilecekse de neden böylesine ağırdan alınıyor?
Pek çok okul ve üniversite 5 günlük tatili, çoktan 9 güne çıkartıp ona göre plan yapmaya başladı. Artık, hükümet bir açıklama yapıp, ekstra bir tatil vermiyoruz dese bile, ara günlerde okullarda öğrenci bulmak mümkün olmayacak.
Yaptığımız hesaplamaya yeni yılın ilk 1.5 aylık bölümünün 27 günü tatille geçecek. Yani öğrenciler, 27 gün derslerden uzak kalacak. Bu süre içerisinde, pek çok öğrenci öğrendiğini de unutacak.
"Eğitimde böylesine geri durumdayken, okulların pek çoğunda ikili, üçlü öğretim yapılırken, böylesine uzun tatillerin sırası mı?" diye kızgınlıklarını ifade edenlere hak vermemek, elde değil.
Dünyada eğitim süresi en az olan ülkeler arasındayız. Bu yetmiyormuş gibi, her yıl, bir kılıfını bulup ekstra tatiller yaratıyoruz. Her defasında da, "Daha sonra telafi eğitimi yapılarak bu açık kapatılacak" şeklinde açıklamalar yapılır ama, lafta kalır.
Eğitim takviminin yeniden düzenlenmesi zamanı, geldi de geçiyor. İki yarıyıllı eğitim takviminin kabul edildiğindeki koşullarla, bugünkü koşullar birbirinden çok farklı. Eskiden tarım, köylünün iki, üç ayını alırdı. Şimdi bir hafta, on gün içinde harman, hasat tamamlanıyor.
Dört mevsimin yaşandığı ülkemizde, bir yanda karakış yaşanırken, öte yanda çiçekler tomurcuk açıyor. Yine bir tarafta sıcaklık 30 derecenin üzerine çıkarken, öte yanda, hala yolları karla kapalı yörelerimiz bulunuyor.
180 günlük eğitim süresi getirildiğinde, "Her il, 180 günü tamamlamak koşuluyla, açılış ve kapanış tarihini kendisi belirleyecek" denilmişti. Ama, lafta kaldı.
Öğretim süresinin, bir an önce 200 günün üzerine çıkartılarak, üç yarıyıllı sisteme geçilmesi gerekir. Halen bu sistemi Türkiye'de uygulayan okullar var. Neden, pilot olarak da olsa yaygınlaştırılmaz ki?
Yaz tatili bu kadar uzun, pek fazla ülke bulamazsınız. Çünkü, uzun yarıyıl tatili eğitimin temel ilkeleriyle taban tabana zıt. Nasıl ki, 4 aylık kesintisiz eğitim öğrenciyi bezdiriyorsa, 3, 4 aylık kesintisiz tatil de öğrenciyi okuldan soğutuyor.
Üstelik Türkiye, giderek çalışan anne - babaların yoğunlaştığı bir ülke oluyor. Özellikle büyük kentlerde, uzun tatiller, çalışan velilerin en büyük baş ağrısı. Çocuğunu evde tek başına bıraksa olmuyor, başka bir yere gönderse olmuyor. Olayın bir de bu açıdan değerlendirilmesinde bence sonsuz yarar var.
Bugüne kadar, başta eğitim olmak üzere her alanda "biz yaptık, oldu" mantığı ile hareket edildi. Hala da öyle devam ediyor.
Yeni bir öğretim takvimi hazırlanırken, çok yönlü yapılacak bir çalışma, bugünkü pek çok sakıncayı ortadan kaldıracaktır.