"Herşeyde bir hayır vardır" derler. Bu çerçeveden bakıldığında, REFAHYOL Hükümeti de, Türkiye'de pek çok hayra vesile oldu.
Örnek mi? İşte İstanbul'daki devlet üniversitelerinin yönetim ve öğretim kadrolarıyla, dün İsbtanbul'da gerçekleştirdikleri gövde gösterisi...
REFAHYOL Hükümeti'nin dışında hiç bir güç, üniversiterimizi, içerisinde bulundukları hantallıktan, uyuşukluktan, boşvermişlikten, nemelazımcılıktan kurtaramazdı. Dünya yıkılsa umurlarında değildi. Bırakın 6 üniversiteyi biraraya getirmek, ikisini yan yana görmek mümkün değildi. Ama, Çiller ve Erbakan ikilisi, dün görkemli bir birlikteliğin mimarı oldular. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
Bir başka örnek ise, yine biraraya gelmez diye umut kesilen Ecevit ve Baykal'ın son günlerdeki flörtü. Yakında aynı hükümette görev alırlarsa hiç şaşırmayalım.
Evet, Erbakan-Çiller ikilisi, Türkiye'ye fazlasıyla zarar verdi ama, yararları da olmadı değil. İşte son örneği:"Aydınlık için bir dakika karanlık kampanyası." Pek çok evde olduğu gibi akşamları saat 9'da, bizim evde de, büyük bir hareketlilik var. Çocuklar ışıkları-yakıp söndürmeye bayılıyor. Ve, her geçen gün, yanıp sönen ışıklar, tencere dibi prtestoları hızla artıyor.
Bugüne kadar duyarsızlığından yakındığımız sessiz çoğunluk, nihayet tepkisini göstermeye başladı. Bugün, Erbakan-Çiller'e, yarın diğerlerine. Siyasetçilerin işi, bundan sonra gerçekten zor. Artık sorgulayan, gerektiğinde tepkisini şık yönetmelerle dile getiren, ülke sorunlarına duyarlı bir toplum var.
"Ben yaptım oldu" devri artık gerilerde kaldı. Bir yazı işleri müdürü kalkıp hükümetin ramazan saati konusundaki yanlış kararanı mahkeme kararıyla düzelttirebiliyor, bir başka vatandaşın kirliliğe, karanlık ilişkilere isyan edip yaktığı mum, bütün Türkiye'nin sembolü olabiliyor...
Böyle bir durumda Erbakan'a, Çiller'e teşekkür edilmez de ne yapılır?
"Ben demokrasinin güvencesiyim" diye diye iki kez darbe yaptıran Demirel, iktidar gördümü kaçan Yılmaz, birbirini yemekten ülke sorunlarına zaman ayıramayan aslan sosyal demokratlar, hangisi Erbakan-Çiller ikilisinin yaptığını başarıp, yüzyılların suskunluğu üzerine sinmiş Türk toplumunu böylesine uyarabildi ki?...
YÖK, Türkiye'de en fazla yıpranan kurumların başında geliyordu. Ama, RERAHYOL Hükümeti, öylesine bir intikam yasası hazırladı ki, YÖK bir anda eleştirilen kurum olmaktan çıktı, savunulan kurumların en ön sırasında yer aldı. Erbakan ve Çilleri'in dışında bunu kim başarabilirdi?
Artık sayılı günleri kaldığı sinyalleri veren REFAHYOL Hükümeti, ileride tarihçiler tarafından değerlendirilirken, sanıyorum bu uyarıcı özelliği fazlasıyla ön plana çıkacak.