Her ne kadar Faziletliler Derviş'in Ankara sokaklarında şortla tur atmasına alışamasa da koalisyon ortaklarından bu konuda bir tepki yok. Demek ki hükümette en azından bu yüzden bir krizin çıkma olasılığı yok. Alın size iyi haber! Ortaklar, ya bir de biz sokakta şortla gezen bakan istemezük diye tuttursalardı!..
Derviş'in şortlu spor turu her ne kadar medyaya selam havası taşıyor gibi gözükse de garibime gitmedi. Özal'la benzeri görüntülere fazlasıyla alışmıştık. Asıl şaşırtan Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu'nun lavicert takım elbise ve kravatla bisiklet sürmesi oldu. Basın böyle fotoğraflara bayılır, dün tüm gazetelerde vardı...
Aslında bu fotoğraf, Sayın Bakan'ın eğitime yaklaşımını da net bir şekilde ortaya koyuyor. Çok şey yapıyor gözüküyor ama aslında yaptığı bir şey yok. Fotoğrafa ve altında yazılanlara göre Bostancıoğlu "Küresel Araçsız Gün"ü görünüşte destekledi. Ama o kadar. Fotoğraf çekildikten sonra tekrar arabasına bindi ve yoluna devam etti!..
Eğitim sorunlarına yaklaşımı da aynı. İlgilenir gibi gözüküyor. Ama kesinlikle detaya girmiyor. Sadece görüntüyü kurtarıyor. Durum böyle olunca da sorunlar çözüleceğine dağ gibi yığılıyor...
Oysa bakanlık koltuğu, kamera gördü mü ağlama, kravatla bisiklete binme, sabah akşam vatan millet Sakarya nutukları atma yeri değildir. Tam aksine vaat ettiklerini yapma, sorunları çözme ve vatandaşı mutlu etme makamıdır...
Bostancıoğlu böyle de diğerleri farklı mı? Alın birini vurun diğerine. Tasarruf tedbiri diye çocuklarının mini minnacık özel otolarıyla kameraların karşısına geçip ondan sonra da açılışlara özel uçakla gidenler de bu kabinenin bakanları değil mi?..
Gazetecilikte fikri takip esastır. Yani yaptığınız bir haberin sonrasını da takip edersiniz. Kim doğru söylüyor, kim kandırıyor? İşin sonu nereye varacak diye takip edersiniz. Ama televizyonlardan sonra gazeteciliğin bu temel kuralı hak getire. Sonrası takip edilmediği için politikacılar da bir güzel kamuoyunu kandırmaya devam ediyorlar!..
Maltepe Üniversitesi bir hafta boyunca eğitimin sorunlarını masaya yatırdı. Bilinen sorunlar, günlerce bir kez daha tartışıldı. Gayretleri takdire şayan. Ama artık çözüm zamanı. Sorunları temcit pilavı gibi bir kez daha ısıtma yerine uygulanabilir çözümler üretmeliyiz. Sempozyumda sadece meslek liseleri ve fen / edebiyat fakültelerinin sorunları ele alınıp, çözüm için Ankara'nın dikkati çekilerek sonuca ulaşılabilseydi çok daha iyi olurdu. Genelde çok şey yapalım derken, hep havanda su dövüyoruz...