EĞİTİM muhabirlerinin duayeni olan Selma Tükel, Hürriyet'te "En iyi 10 üniversite" diye yeni bir yazı dizisine başladı.
Kerliferli profesörler, rektörler bir araya gelmiş ve Türkiye'nin en iyi üniversitelerini seçmiş. Arkadaşımız da, bu üniversiteleri, ağzından bal damlarcasına anlata anlata bitiremiyor.
Her şeyden önce, üniversite bazında bir değerlendirme yerine, fakülte, hatta bölüm bazında bir değerlendirme yapmanın, çok daha akılcı olduğunu vurguladıktan sonra, yüksek istişare heyetinin belirlediği ilk 10 üniversiteye bir göz atalım:
1. Boğaziçi Üniversitesi
2. Orta Doğu Teknik Üniversitesi
3. Bilkent Üniversitesi
4. İstanbul Teknik Üniversitesi
5. Hacettepe Üniversitesi
6. İstanbul Üniversitesi
7. Ankara Üniversitesi
8. Marmara Üniversitesi
9. Ege Üniversitesi
10. Yıldız Teknik Üniversitesi
Yukarıdaki üniversitelerimizin hepsi güzide yükseköğretim kurumlarımız. Hepsinin de artı ve eksileri var.
Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Güldağ Heper, Prof. Dr. Öktem Vardar, Prof. Dr. Sait Güran, Prof. Dr. Atıf Ural, Prof. Dr. Ömer Faruk Baturel, Prof. Dr. Kemal Kafalı ve Prof. Dr. Ayhan Alkış'tan oluşan heyet değil de, başka bir değerlendirme heyeti kurulsaydı, eminim ortaya çok daha farklı bir tablo çıkardı.
Bir üniversiteye prim kazandırırken, diğerini dışlamak, yeni küskünler yaratmak ve kafaları karıştırmaktan öte bir şey kazandırmaz.
Bazı üniversiteler var ki sadece mühendislikte iyi, sosyal alanların pek çoğunda dökülüyor. Bazı gözde üniversiteler ise, bırakın yabancı dil öğretmeyi, bilinenleri bile unutturuyor. Altın listeye giren bazı üniversitelerin de, yüzyılların hantallığı üzerlerine sinmiş, kıpırdayacak halleri yok.
Belli ki, koparılan gürültüye göre, liste düzenlenmiş. Keşke kılı kırk yaran bir akredite kurumumuz olsaydı da, değerlendirmeyi bölüm bölüm onlar yapsaydı...