"İNSANI, hayvandan ayıran düşünmesidir" derler. Ama bu yeteneğimizi ne kadar kullanıyoruz, işte o belli değil. Gün geçmiyor ki, "bu kadarı da olmaz" dedirten saçmalıklarla karşılaşmayalım. "Düşünen, biraz olsun aklını kullanan biri bunu nasıl yapar?" diye, saçınızı, başınızı yolduğunuz çok olmuştur. Olmaya da devam edecektir.
Çağdaş eğitim sistemlerinin temel amaçlarından biri de, düşünen bireyler yetiştirmektir. Oysa bizim eğitim sistemimize bakıldığında, eğitim kademeleri yükseldikçe düşünme yeteneğinin köreldiğini görürüz.
Bilerek mi yapılıyor, yoksa laçkalıktan mı böyle oluyor, oranısını bilemem. Ama bildiğim bir tek şey varsa o da, düşünme konusunda acz içindeyiz. Yoksa, bir yılın yarısında, çocuklarımızın okuldan uzakta kalmasına alkış tutarmıydık?..
Beyin fırtınası deyince aklıma hep Tınaz Titiz gelir. Ezberci eğitime savaş açan Titiz'in en büyük hayali, düşünen, sorgulayan, uygulayan yaratıcı nesillerin yetişmesi. Bu konuda adeta bir misyoner gibi çalışıyor.
Onun için her konu önemli. Gündeminde bazen ezberci eğitim, bazen çocukların altında ezildiği sırt çantaları, bazen de bilim ve teknolji var.
Şimdi ele aldığı konu ise çok enteresan: Sınıflardaki karbondiyoksit yüklü hava, klimasız nasıl temizlenir?
Bu konuda şunları söylüyor:
"Okullarımızın en iyi imkanlı olanlarında dahi sınıflarda havalandırma sorunu vardır. Çok sayıda öğrencinin tükettiği oksijen yenilenmediği için, öğrencilerde bunun etkileri oluşuyor. Bununla başa çıkmanın en kesin yolu, muakkak ki sınıfların klimatize edilmesidir. Ama bu çoğu zaman zor, hatta imkansızdır. Sorun şudur: Sınıfları klimatize etmeksizin, azalan oksijen ve artan karbon monoksite karşı neler yapılabilir?.."
Evet, Özal hükümetlerinin beyin takımında yer alan Titiz, "Daha temiz sınıf" için beyin fırtınası başlattı. İlginç olduğu kadar, çok önemli olan bu konuda, şimdiden kendisine pek çok fikir gelmiş. Titiz "Lütfen, yaratıcı düşünceleriniz için sınır tanımayın!" diyor. Biz de "Lütfen üşengeçlik yapmayın ve bu konudaki fikirlerinizi 0232. 486 94 33'e gönderin" diyoruz.
Uygulanabilir en ilginç görüşleri, yine bu köşede yayınlayacağız. Çabalarınız için şimdiden teşekkürler...
Tınaz Titiz'e ulaşan, havalandırma konusundaki yaratıcı fikirlerden bazıları şöyle:
* Sınıflara bolca yeşillik koyalım.
* Ders saatlerini kısaltarak, tenefüslerde şok bir havalandırma ile bütün pencereli açmalım.
* Sınıfı, yani öğrenme mekanını doğada daha oksijenli yerlere, yani kampüslere taşıyalım.
* Sınıf mevcutlarını belli sayıda sabitleyelim (örneğin 20).
* Sınıflara Hidrojen Peroksit konulmalı, sınıfın havası bir emici yoluyla H2O2'den geçirilmeli, bunun sonunda havadaki (CO) O2 olarak havaya katılır.
* Her öğrenciye bir oksijen maskesi verelim.
* Pencere ve kapılara ufak delikler açarak havalandırma sağlayalım.
* Öğrenci ve öğretmenler, ders sırasında sık sık vücut egzersizleri yaparak vücutlarındaki oksijeni beyinlerine daha iyi kullandırılabilirler...
Gelen öneriler bunlar. Bu bir beyin jimnastiği. İyi, kötü, saçma demeyin. Siz de bir şeyler gönderin. Eminim, çok işe yararlar çıkacaktır.