YÖK Başkanı Özcan, Orta Öğretim Başarı Puanı OÖBP’nin ÖSS’ye olan etkisinin azaltılmasını istiyormuş. Tıpkı 28 Şubatçılar gibi.
Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, YÖK’e yazı yazıp, OÖBP’nin katkı payının azaltılmasını istemiş. Geçen hafta, bu konudaki belge, bazı gazetelerde yer aldı. Bazı yazarlar da “Bak işte, gördünüz mü? YÖK’ü askerler yönetiyordu” diye zehir zemberek yazılar yazdı.
Oysa bütün bu gelişmeler, hiç de dışarıdan görüldüğü gibi değil. Hatta tam aksi yönde.
Yayımlanan belgeye bakılırsa 28 Şubat sürecinde YÖK’e OÖBP’nin etkisini azaltın yönünde yazı yazıldığı kesin. Ama uygulama tam tersi yönde oldu. Yani ağırlık azaltılmadı, tam aksine, yüzde 14’ten 21’e yükseltildi.
Peki şimdi ne yapılmak isteniyor?
Katkı payı yüzde 21’den yüzde 5’e, hatta yüzde 1’e indirilecekmiş. Kim diyor? YÖK Başkanı.
Peki niye?
Çünkü imam hatiplerin önü açılmak isteniyormuş.
Şimdi “Hayda!” diyenleriniz çıkacak ve “Peki, askerler neden düşürülmesini istemişti?” diye soranlarınız olacaktır. İşte cevap:
Onlar da imam hatiplere avantaj sağlamasın diye OÖBP’nin ÖSS’ye olan katkısının azaltılmasını istiyordu.
Yani hem askerlerin hem de AKP güdümlü YÖK’ün isteği tıpatıp aynı ama amaçları çok farklı.
Her iki tarafın odağında da imam hatipler var. Ve dile getirilen bu isteklerin akademik, pedagojik hiç bir değeri olmadığı gibi, ölçme değerlendirme ve yönlendirme açısından da elle tutulur bir yanı da bulunmuyor.
OÖBP ve katsayılar neden önemli?
YÖK aklınca cinlik yapıyor. Katsayı konusu, AKP’yi kapatma davasının gerekçeleri arasında olduğu için onunla oynayamıyor. Onun yerine, ÖOBP’nin etksini azaltarak, katsayıların yarattığı dezavantajı ortadan kaldırmayı hedefliyor.
ÖSS’ye girmeyenler için katsayı ve OÖBP kavramları çok karmaşık konular. Bu yüzden biraz açmak istiyorum. Çünkü yakında Türkiye’nin gündemine oturabilir.
Önce, OOBP ve katsayılar ne demek ona bir göz atalım.
OÖBP, öğrencinin lisedeki başarısını dikkate alan ve kişisel başarısını okuldaki diğer öğrencilerle de kıyaslayarak standardize eden akademik bir gösterge.
Katsayılar ise öğrencilerin, fakülte seçiminde, kendi alanları ya da farklı alanlara yönelişine göre değişkenlik gösteren aritmetik değerler.
Örneğin Sözel alandan mezun olan bir öğrenci, yine sözel alanla ilgili bir tercih yaptığında, OÖBP, ki bu da 60 olsun, 08 katsayıyla çarpılıyor ve ÖSS’ye ek olarak 48 puan daha alıyor. Ama, eğer Sözel’den mezun olup Sayısal bir tercih yaptığında, alan dışına çıktığı için, OÖBP 08 yerine 03’le çarpılıyor ve ek 18 puan alıyor. Aradaki katkı farkı 48-18: 30 puan.
O kadar çok değilmiş diyenleriniz çıkabilir. Ama bir puanda on binlerce kişinin yer değiştirdiği göz önüne alındığında, öğrencilerin kazanma şansının riske girdiği hemen fark edilir.
Peki şimdi ne yapılmak isteniyor?
OÖBP’nin katkısı yüzde 21’den 5’e indirilerek, yarattığı katkı bir anda, dörtte bire, 48’den 12’ye iniyor. Alan dışına çıktığında da 7.5’e düşüyor. Aradaki makas ise 12-4.5: 7.5
Yani YÖK’ün ufak bir operasyonuyla alan dışına çıkan ortalama bir öğrencinin kapatması gereken puan farkı 30-7.5: 22.5 puan azalmış oluyor ki bu da kapatılması olanaksız değil.
Söz konusu katsayı farklılığı, bilinenin aksine, sadece imam hatipleri değil, alan dışına çıkan tüm liselileri etkiliyor. Yani Robert’i, Galatasaray’ı ya da fen lisesini bitiren bir öğrenci de farklı alana yöneldiğinde, tıpkı imam hatip ve diğer meslek liseleri gibi puan kaybına uğruyor.
Bu noktada meslek liselilere yapılan en büyük haksızlık, kendi alanlarıyla ilgili bir fakülteye girerken de, örneğin iletişim lisesini bitiren bir öğrenci iletişim fakültesine yöneldiğinde de, yarışa yukarıdaki örneğe göre 30 puan geriden başlıyor ki, bu da çok büyük haksızlık.
Gürüz ve Teziç YÖK’ü bunu düzeltmedi. İnce bir ayar yapsa başka arayışlara gerek kalmayacaktı. Ama anlaşılan o ki Özcan’ın da bu yanlışı düzeltmeye niyeti yok.
Şu anda yapmaya çalıştığı, AKP’ye göz kırpmanın ötesinde bir şey değil.
YÖK”ün dün akşam açıkladığı 2009’a yönelik kararlar ise kafa karıştırmanın ötesinde hiçbir yenilik getirmiyor.
Özetin özeti: YÖK dün olduğu gibi bugün de doğru olanı yapmıyor. Nedeni yarına!..